Prof.Dr. Alper Çabuk

Ekolojik - Ekonomik

Madenler, petrol gibi yeraltı kaynaklarınca fakir olan, 1. ve 2. Dünya Savaşlarından mağlup ayrılan,Hollanda, Fransa, İngiltere gibi pek çok zengin Avrupa ülkesinin aksine sömürgelerine dayalı bir ekonomik gücü olmayan Almanya, bugün dünyanın en büyük ekonomilerinden, ama daha önemlisi “dünyanın en güçlü ekonomisi”.

8 Nisan 2019 08:48
A
a
Sütiş Eskişehir
1980’li yılların başında bir ortaokul öğrencisiyken Alman öğretmenlerimden sıklıkla duyduğum bir slogandı “Ich bin Energiesparer”.“Ben enerji tasarrufçusuyum” anlamına gelen bu sloganının, 1980’li yılların başından beri Almanya’da yaygın olarak kullanıldığını, enerjiden tasarruf etmek için hepimize sorumluluk düştüğünü kendi öğretmenlerimizden değil, Alman öğretmenlerimizden öğrenmiştik.
Madenler, petrol gibi yeraltı kaynaklarınca fakir olan, 1. ve 2. Dünya Savaşlarından mağlup ayrılan,Hollanda, Fransa, İngiltere gibi pek çok zengin Avrupa ülkesinin aksine sömürgelerine dayalı bir ekonomik gücü olmayan Almanya, bugün dünyanın en büyük ekonomilerinden, ama daha önemlisi “dünyanın en güçlü ekonomisi”. Zira dünyanın en güçlüsü kabul edilen ABD’nin geçen yılki cari açığı yaklaşık 500 milyar dolarlar mertebesindeyken, Almanya’nın neredeyse 300 milyar dolarlık cari fazlası var. Bunun arkasındaki etmenlerden birinin, 1980’li yılların başından itibarenülkedekiher bireye ulaşmış olan tasarruf bilinci olduğunu söylemek yanlış olmaz.
1980’li yılların başından, 35-40 yıl öncesinden bahsediyorum, dikkat edin lütfen. Fosil yakıtların küresel ısınmanın en önemli sorumlusu olduğundan, hatta küresel ısınmadan henüz bahsedilmeyen bir dönem.Bu dönemde, küresel çevre sorunları bile daha çok yeni konuşulmaya başlanmıştı. Yani aslında bugünün aynı zamanda güçlü çevre politikalarına sahip Almanya’sında yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılmaya başlaması, çevre ve ekoloji kaygılarından daha ziyade ekonomik kaygılarla ortaya çıkmıştı. Benim ülkemde bile bir Alman vatandaşı, ışıkların gereksiz yere yanık bırakılmaması gerektiğini sıklıkla “ich bin energiesparer” sloganıyla anımsatıyordu bizlere.
Enerji tasarrufuna bu derece önem veren bir bilinç düzeyine sahipti Almanya. Günümüze geldiğimizde Almanya’da elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının payı,geçtiğimiz Mart ayında %54,3 ile şimdiye kadarki en yüksek aylık orana ulaştı.Fraunhofer Enstitüsü verilerine göre, geçtiğimiz Mart ayında rüzgar enerjisi santralleri ülkedeki elektrik üretiminin %34,2’lik kısmını, güneş enerjisi santralleri ise%7,3’lük kısmını karşıladı. Yenilenebilir kaynakların artan payı ile ülkenin Mart ayı elektrik üretiminde 2018 yılındaki aynı döneme göre kömürün payı %38,7’den %24,4’e, nükleer enerji santrallerinin payı da %13,9’dan %12,2’ye geriledi. Almanya’nın 2050 yılı hedefi enerji üretimini sadece yenilenebilir enerjiden sağlamak. Bu sadece elektrik üretiminde geçerli değil. Aynı zamanda ulaşım araçlarında da tamamen fosil yakıt kullanımından vazgeçilmesi hedefleniyor. Dünyanın en önemli otomobil markalarına sahip, dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri durumundaki Almanya, 2030 yılına kadar ülkedeki tüm benzinli ve dizel araç satışlarını yasaklama niyetinde. Almanya bu hedefleri emin olun,ekolojik olma temel ekseninde ortaya koymuyor; kalkınmasını sürdürebilir kılmak, enerjide dışa bağımlığı ortadan kaldırmak, yani daha güçlü ve sürdürülebilir bir kalkınmaya ve ekonomiye sahip olmak için koyuyor.
Güçlü ekonomi için güçlü ekoloji gerektiğinin artık iyice kavranması gerekiyor. Ekolojik olan çözümler aynı zamanda güçlü bir ekonomiye ve sürdürülebilir kalkınmaya hizmet ediyor, yani kalkınmanın da sürdürülebilir hale gelmesini sağlıyor. Tüm bunların yanında çoğunlukla ekolojik çözümler, aynı zamanda çok daha ekonomik çözümler de oluyor. Enerji, su ve gıda güvenliği, küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak 21.yüzyılın ana konusu. Son birkaç aydır her yazımda vurguladığım gibi, bu hususlar bizim dirençlilik düzeyimizle doğrudan ilişkili.
Bu bağlamda, Haziran ayında AFAD ve Türk Kızılayı başta olmak üzere çok sayıda üniversite, sivil toplum kuruluşu, özel sektör ve kamu kuruluşları tarafından desteklenen, ESOGÜ, Anadolu Üniversitesi ve ESTÜ ev sahipliğinde Eskişehir Teknik Üniversitesi Kongre Vadisi’nde gerçekleştirilecek olan Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi’ni yeniden anımsatmakta yarar var. Kongrenin web sayfasına http://idrcongress.org adresinden erişebilirsiniz.

Herkese iyi haftalar dilerim...
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi