Egolarını yenmiş bir başkan…

NOT: Yoğun gündem nedeniyle detaylı inceleyeceğimiz bazı konuları kaleme alamadım. Birazdan okuyacağınız o konuları, kısa özetler halinde aktarmaya çalışacağım…
 
Eskişehir Sanayi Odası’nda (ESO) bir dönem kapandı. Aşağı yukarı 30 yıllık Savaş Özaydemir dönemi bitti, hafta başında mazbatasını almasıyla birlikte Celalettin Kesikbaş dönemi resmen başladı.
 
*
 
Devir teslim töreninde esprili bir konuşma yapan Savaş Özaydemir’in açıklamasının dikkat çeken bazı bölümlerini aktarmak istiyorum…
 

• Her hükümetle, devletle çalıştım ama odaya siyaseti asla sokmadım.
• Gençlere sahip çıkın… Gençler yoğun olarak hizmet sektörüne yöneliyor. Ancak sanayicinin yetişmiş elemana ihtiyacı var.
• Sanayicilerimizi sürekli eğitin ve eğitim ile yenilik konularında sürükleyin.
• Kucaklayıcı ve işbirlikçi olun, olmazsanız sıkıntı olacağından eminim.
• Temennim, odanın, bıraktığım yerden daha üst seviyeye çıkmasıdır.

 
*
 
Özaydemir’in bu ifadelerinin bazıları tavsiye ve temenni niteliği taşırken, bazıları eleştiri olarak karşımıza çıkıyor.
Ya da başka bir deyişle Özaydemir, “inceden çakıyor!”
Sanılmasın ki bu eleştiri sadece Celalettin Kesikbaş’a.
EOSB Başkanı Nadir Küpeli’nin de, Özaydemir’in bu eleştirisinden nasibini aldığını düşünüyorum.
 
*
 
Peki, Eskişehir sanayisine umut veren çiçeği burnunda başkan ne dedi?
 

• Savaş Bey’in yaptığı hizmetler nedeniyle kendisine minnettarız, onun emanetini biz aldık ve o emaneti, alnımızın akıyla yükselteceğiz.
• Dijital çağla birlikte konvansiyonel üretim teknikleri de değişiyor. Eskişehir’deki sanayicimizin bu değişime uyum sağlamasına yardımcı olacağız ve kent sanayimizin geleceğini hazırlayacağız.

 
*
 
Celalettin Kesikbaş’ın, Özaydemir’e ilişkin kullandığı hitap şeklinin fazlasıyla kibar olduğunu düşünüyorum. Buradan hareketle, bazı noktalarda Özaydemir’e danışabileceği ihtimalini de göz önünde bulunduruyorum. Zira Kesikbaş’ın kişiliğini artık öğrendik. Kin, nefret ve intikamdan uzak, egolarını yenmiş bir insan olarak tanımlayabiliriz Kesikbaş’ı.
Diğer taraftan, Kesikbaş’ın seçim sürecindeki ifadelerini bir kez daha altını çizerek deklare etmesi, kampanya sürecinde verdiği sözlerle başkanlık sürecinde gerçekleştireceği uygulamaların örtüşeceği işaretini veriyor. Bu da Eskişehir sanayisi adına umut verici.
 
Güvensizlik, umutsuzluk, hizipçilik, ayrışma…
 
CHP, OHAL’i protesto etmek amacıyla yurt genelinde eş zamanlı eylem kararı almıştı ve ilk protestoyu Pazartesi günü gerçekleştirmişti. Bu kapsamda Türkiye’nin birçok ilinde yapılan oturma eylemini inceledim. Eskişehir’de yapılan eylemi de bizzat takip ettim.
 
*
 
Eskişehir’deki eylemin Odunpazarı Meydanında yapılacağı kararlaştırılmıştı. Gittim ve bir baktım ki, in cin top oynuyor.
“İptal mi oldu acaba” şeklinde kendi kendime düşünürken belediyeci bir tanıdıkla karşılaştım ve sordum:
“Abi nerede bu eylem, iptal mi oldu?”
İptal olmadığını söyledi ve Mihalıççıklılar Lokali’nin orada yapıldığını ifade etti.
Oraya gittim ve bir baktım ki, lokale istirahat etmeye gelen amcalar, CHP’lilerden çok daha kalabalık.
İki CHP milletvekili ve belediye başkanlarının da katılmalarına rağmen, protesto gösterisine destek olmak için gelen 50 kişi var ya da yoktu.
Gelenlerin de yarısı belediyeciydi iyi mi?!
 
*
 
Bu manzarayı görünce, neden Odunpazarı Meydanından bir anda vazgeçildiğini anladım.
Kalabalık bir toplantı gerçekleştirilememişti.
Kalabalık görünsün diye de, Odunpazarı’nın en işlek yeri olan, cadde üzerindeki Mihalıççıklılar Lokali’nin kaldırımları tercih edilmişti.
 
*
 
Yazımın başında, Türkiye’deki diğer illerde gerçekleştirilen eylemleri de incelediğimi ifade etmiştim.
Ancak Eskişehir kadar başarısız olan başka bir il daha göremedim.
Hele ki yaşadığımız kentteki CHP’nin potansiyelini göz önünde bulundurursak, oturma eylemi başarısızlığını tam bir garabet olarak nitelendirmemiz mümkün.
 
*
 
Peki, bu garabetin nedeni nedir?
Partiye olan güvensizlik ve umutsuzluk?
Parti içerisinde yaşanan hizipçilik ve ayrışma?
Hepsi olabilir…  
Cinsiyetçi yaklaşımı reddeden Rumelililer…
 
Türkiye’de milyonlarca dernek var.
Büyük bir çoğunluğu eften püften, bazıları da belli işlerde kullanılan paravan dernekler.
Bunun gibi derneklere Eskişehir’de de çokça rastlamak mümkün.
 
*
 
Ancak bazı dernekler var ki; kent ve ülke menfaatleri doğrultusunda ciddiyetle çalışan, başarılı olan ve etki çevresine rant kazandıran örnekler veriyor.
 
*
 
O derneklerden bir tanesi de Eskişehir Rumeli Sanayici ve İşadamları Derneği! (ERİAD)
 
*
 
ERİAD’ın geçtiğimiz günlerde anlamlı bir çalışma yaptığını işittim.
Cinsiyetçi yaklaşımı reddederek adını değiştirmiş!
Peki, nasıl bir değişiklik olmuş?
Şöyle: Eskişehir Rumeli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği.
Yani önceki “işadamları” kelimesini kaldırarak, yerine “iş insanları”nı koymuşlar.
 
*
 
Başka?
Bir güzel hareket daha yapmış ERİAD.
Zor günler geçiren Eskişehirspor’a, Gaziantepspor deplasmanı için otobüs tahsis etmiş.
 
*
 
Ne diyelim?
Böyle duyarlı ve başarılı derneklerin artmasını dileyelim…

Eskişehirli bedelini ödetir!
 
Önceki gün ES TV’de yayınlanan “Vaziyet” programında Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santral meselesi konuşuldu.
Konu, tam anlamıyla bilimsel taraflarıyla masaya yatırıldı.
Masaya yatıranlar kimlerdi peki?
Baro Başkanı Rıza Öztekin,
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Can Ayday,
Disk Bölge Temsilcisi Günay Ayaz,
Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer,
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Levent Özbunar,
Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Yıldırım,
TMMOB İKK Sekreteri Neşet Aykanat,
Eskişehir Kadınları Platformu Sözcüsü Şenay Subaşı.
 
*
 
Programın sonlarına doğru Rıza Öztekin’e şöyle bir soru yönlendirdim: “Termik santral meselesi, Eskişehir özelinde, 24 Haziran’da gerçekleştirilecek olan seçimi etkiler mi?”
Öztekin bu soruya çok net bir cevap verdi ve dedi ki: “Tabii ki etkiler. Çünkü Eskişehirli, kentine ve kendisine yapılan hiçbir kötülüğü affetmez. Mutlaka bedelini demokratik yollarla ödetir.”
 
*
 
NOT: Tüm konuşmacıların açıklamaları değerlendirildiğinde, programın sonunda şöyle bir sonuç çıktı: Termik santralin alıp götüreceği değerler, getireceği katma değerin, karşılaştırılamayacak kadar üzerinde. O nedenle tüm katılımcılar, hem bilimsel olarak hem de insani olarak, söz konusu bu santralin kurulmaması gerektiğini ifade ettiler.