Max Stirner ismini belki ilk kez duyuyorsunuz, ama emin olun şu an yaşama bakışımız, davranışlarımız olaylara verdiğimiz tepkiler, bu adamın 1844’de yazdığı bir kitapla ortaya çıkan felsefesine imza atar gibi.
Ego ve Mülkiyet isimli kitabında bu zatı muhterem, insanların yaşadıkları çevreye, topluma, aileye, devlete hatta din kuralları ve Allah’a bile sorumlu olmamaları gerektiğini düşünüyordu. Egoist anarşizm denilen bu akımda merhametsizliğe bile saygı gösterilecek bir ütopyadan egoistler birliğinden bile bahis açılmıştı.
Bu akımın bazı temsilcileri olsa bile kabul edilebilir olmadığını, büyük destek gördüğünü söylemek pek tabi mümkün değil. Ancak bu dönem bu ideolojiye karşı çıkan bizler bile ne yazık ki ona hizmet eder hale geldiğimizi fark edemiyoruz.
Merhametsizliğe saygı gösteren egoistler birliği çoktan kurulmuş durumda. Hem de örgütlenmeden tamamen bireysel güdülerle bir araya geliyor.
Örneğin Suriye’li olduğu için 12, 13 yaşında bir çocuğu, mendil sattığı için döven esnaflar var. Buna seyirci kalanlar var. İşin en üzücü kısmı, Suriyeli insanları Türkiye’ye Ak Parti getirdi diye bu ezayı bu çocuğa reva gören ve bu durumu kınarsa sosyalistliği bozulacağını düşünen kokuşmuş bir zihniyet var.
İşin öteki kısmı da boş değil. Onlarca genç bir patlamada öldü diye üzülenler kadar bunlar sosyalist, orada ne işleri vardı diye “oh olsun” diyenlerde oluyor haliyle. Onlarda sözde sağcı, muhafazakâr ve kendilerine göre Allah’a solculardan daha yakınlar.
Bir de şehit olan Mehmetçik var ortada. Ona da sadece Milliyetçiler üzülüyormuş, sahip çıkıyormuş gibi algı yürüten onun dışındaki tüm katliamları reva görenler de yok değil hani…
Demem o ki, merhametsizliği kim yaptıysa ona saygı duyan bir grup, bir duruş, bir topluluk var ortada. Toplumun geri kalanını umursamayan, topluluk içinde yaşamanın sorumluluklarını hiçe sayan, üstelik zaman zaman sözde çok inançlıyım dediği dinine ve Allah’a bile karşı çıkan bir yığın haline geldik.
Oysa acıların birleştirdiği, büyüttüğü, kaynaştırdığı ve tekrar yaşanmasın diye ders verdiği insanlardık biz. Tanrı misafirliğine, güçsüze, mazluma kol kanat germe, zalime karşı çıkma gibi naif genlerimiz vardı bizim. Mahalle’de hasta var diye gürültü yapmaktan korkan çocuklarken şimdi cenazenin siyasi duruşuna bakıyoruz. Bizden ise üzülüp, karşıdansa oynuyoruz. Egoist Anarşistleriz artık.
Ve sanırım sadece doğrumuz, yalanımız değil, acımız, bayramımız da sahte….Nokta