Eğit-Der’in bayramı

Önder Baloğlu yazdı

16 Nisan 2016 09:01
A
a
Sütiş Eskişehir
Köy Enstitüleri'nin 76. yıldönümü ya...
" Kimbilir ne heyecan vardır Eğit-Der'de?"
Yıllardır "İbrahim Gerede" başkandı...
Bayrak artık "Emin Dağlı"da...
İkisi de yürekli, delikanlı gibi eğitim bayraktarı…
“Yönetimi ve üyeleri de öyle...”
76 dedik ya, ama bir 67. yıl kutlaması vardı ki, hâlâ unutamayız...
Türkiye'nin dört bir yanından yaşayan Köy Enstitüsü mezunlarını Eskişehir'de topladılar... 27 mezun geldi, 13'de ressam...
Diğerleriyle birlikte toplam 50 kişiyi ağırladılar. Çok yakından tanık olmuştuk...
Ayrı masalarda oturuyordu iki yaşlı delikanlı... Birinin sesini duyunca diğeri atıldı:
"Sen misin?"
"Evet..."
İki 75'lik ak saçlı aynı sınıfta okumuşlar ve yıllar sonra birbirlerini görüyorlar… Onlar ağlıyor, ama çevreden izleyenler de gözyaşlarını tutamıyor...
…….
Yaşadığımız günleri düşündükçe "Köy Enstitüleri”nin değerini çok daha iyi anlıyoruz...
"4+4+4” sistemi içimizi titretiyor!
Liselerden sonra ilkokullarda da mescit açmaya çalışan bakanlığa takılıyoruz...
Ne yazık ki…
"Bakanı da Eskişehir Milletvekili..."
Bu mudur?
"Çocuklarımızın, torunlarımızın kaderi!"
…….
Ne yaparlarsa yapsınlar, dünya durdukça yaşayacak Köy Enstitüleri...
Günümüze dek yaşatanların ellerini öpüyor...
"Aramızda olmayanları saygıyla anıyoruz..."
Bu arada her yıl etkinlikleriyle eğitim dünyasına ayrı bir ışık saçan...
“Eğit-Der Yönetimine de kolaylıklar diliyoruz…”
***************************
Günün Olayı
Yaşanan bunca olanları, iktidara kilitlenmiş medya görmüyor ya da çarpıtarak görüyor...
Bir yandan menfaat öte yandan baskı ile sağırlaşmış kulaklar bunları duymuyor!
"Bedelini de bütün Türkiye ödüyor..."
******************
Günün Biberi
Her konuda hepimizi aydınlatmaya çalışan Cemil Çiçek diyor ki:
"Demokrasimizi artık beşikten çıkarmalıyız..."
Belki haklı ama…
“Beşikten önce komadan çıkarsak!"
*************************
Başkanlık sistemi
Başkanlık sistemi gündemden düşmez...
Peki, nasıl olacak?
Sanılır ki şu anda tasarlanan sistem ne ABD’deki ne Fransa'daki, ne benzer demokrasilerdeki sisteme benziyor.
Nasıl bir sistem tasarlandığı konusunda "Erdoğan" ipucunu yeriyor:
"Parlamenter sistemde oy yermeyerek cezalandırdığınız bir parti koalisyon ortağı olarak karşınıza çıkabiliyor. Başkanlık sistemi bu gibi sakıncaları ortadan kaldırıyor."
Anlaşılıyor ki, bizim alaturka başkanlıkta koalisyon olmayacak, olursa da koalisyon hükümetinin sözü geçmeyecek.
"Başkanın görüşüne uymayan siyasi partilerin sesi kesilecek..."
**************************
Döversen döv be adam!
 
Kırmızı Fener Sokağı’nda müşteri bekleyen hayat kadınına yaklaşan adam sormuş:
"Kaç para?"
- 50 lira…
"Ben sana 500 lira veririm."
 -Gerçekten mi?
“Evet ama döverim."
"Döversen döv" demiş kadın:
"Yeter ki 500 lirayı ver..."
Otele gitmişler, odaya girmişler adam yine atılmış:
"Pişman olmazsın değil mi? İyi döverim!"
Kadın kafasını sallamış: "Döversen döv dedik ya!"
Adam gülmüş:
"Ama verdiğim parayı geri alıncaya kadar döverim!"
********************************
Havale parası
Bankada gişenin önünde işlemin yapılmasını bekleyen yaşlı kadına görevli memur sordu:
"Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?"
Yaşlı kadın yanıtladı:
"Bu paranın hayrını görme inşallah, yazalım evladım..."
 
********************************
Tepkinin bedelini düşünmek!
Hukuk devletine en büyük tehdit, "bireysel hak ve özgürlüklerin" keyfi davranışlar sonucu çiğnenmesidir. Buna karşı toplumun tepki göstermemesi , "Her faninin başına gelir" anlayışının egemen siması tehlikelidir...
Buna izin yermemeliyiz...
*********************************
Güzel kadın görünce!..
Fransız “göz kırpar”, İngiliz “selam verir”, İtalyan “dudaklarını ısırır”, Alman “esas duruşa geçer”, Amerikalı “hesap yapar...”
Türk “Ah!” çeker...
*********************************
Günün Balı
Tanrı da aslında bir sanatçı... Zürafayı, fili, karıncayı o yarattı... Belli ki bir stili yok. Sürekli değişik şeyler deniyor...
                                                                                                                Ahmet Atan
***************************************
Özdeyiş
Oyun bittiği zaman, şah da piyon da aynı kutuya atılır...
***************************************
Cuk
Çok konuşan, arasına mutlaka yalan katar!
                                                            Hanri Benazus
 
****************************************
Gong
Varlığımızla mı insanız,
Yoksa insanlığımızla mı varız?
                                            Yasin Yasin
*****************************************
Günün Sorusu
Acaba ılımlı muhalifler Türkiye'nin IŞİD'e karşı top atışını yoğunlaştırmak için Kilis'e bilerek füze atışı mı yapıyor?
                                                                                                         Cahit Dilek (Strateji Uzmanı)
*******************************************
Günün Sözü
İnsanlar hatalarını mutluyken değil, ancak mutsuzken anlar.
                                                                              Daniel Defoe
**********************************************
Gerilim
Yandaş basının iki tür baskısı var.
Biri okurlarına ulaşan baskı…
 "Diğeri mahkemelere yapılan baskı!"
                                                       Balthör
**********************************************
Günün İncisi
Bugün çıktığımız her basamak, yarınki hayatımızın temelidir.
                                                                                 W.Reich
***********************************************
Kolsuz Yaşar'dan
"Bu ne pislik, nedir bu olaylar?" diye sormaya hakkın yok senin…
"Çünkü hiç suya sabuna dokunmadın ki!"
*************************************************
Cumartesi öyküsü
Bir Köy Enstitüsü mezunundan
 
-Öğretmen ne yapsa boş...
Halkı okula ısındıramadık.
Bazı şeyleri telkin etmek maksadıyla bir iki defa konuşma hazırladık, netice vermedi...
"Çoğu okula gelmekle gavur olacağını sanıyor!"
Gelenler de memnun değil...
Çünkü dünya işlerinden konuşuluyor...
Bir müsamere tertip ettik.
Piyes henüz oynanmadan hocanın menfi propagandaları köyde yayılmaya başladı:
"Gitmeyin, gavur işidir, günaha girersiniz!"
Akşam okullarını açtık, halkı ceza korkusu ile toplayabildik.
Hemen eleştiri aldık:
"Öğretmenim, işiniz yok mu başınızı ağrıtıyorsunuz. Medrese dururken buraya kimse gelir mi?"
Kadınlar deseniz daha güç...
Okul çağını geçirmiş birkaç kızı zorla toplayabildik. Bunlar da okumuyorlar, öğretmeni görünce deve kuşu gibi başlarını sokacak yer arıyorlar. Konuşmak pek ender, ağız, yüz hep sarılı...
"Yalnız gözler dışarıda!"
Öğrenme arzusu hiçbirinde yok. Zamanla biraz öğrenmiş olanlar da bildiklerini inkâr ediyorlar. Sık sık ağızlarından kaçırıyorlar:
"Öğretmenim, ben elifbayı okuyacağım..."
…….
Yakarıdaki satırları Köy Enstitüsü mezunlarından "Dursun Akçam" 1951 yılında "Varlık Dergisi"ne mektup olarak yollamış.
Köy Enstitüleri’nin 76. kuruluş yıldönümünde arşivinizde kalsın istedik...
 ********************************
Günün Şiiri
Yeşilliğin tarihi
Kaç asır olduğu meçhul
Yeşilliğin tarihinden eski
Tarihle yaşıt
Mavi açan keten çiçekleri tarihine zıt
Çimen bir efsane söylerdi
Gerçeklerden gerçek tarihlerden uzak
Ekinler konuşur türkü söyler toprak
Üşür karlar altında bembeyaz
Unutulmuşlara eş uyur ekinler
Tadar koçak koçak bereketi baharda
Sonra harmanlarda yığınlar boy boy
Savrulan tınazlar savrulan saman
Düşünür yıldızlar altında, sessiz
Ne çabuk geçiyor zaman...
                                        Muzaffer Uyguner (Varlık-1960)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi