Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı
Halen yöneticiliğini üstlendiğim Anadolu Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi olarak kent ile buluşan bir başka etkinlik daha gerçekleştirdik.
Bana göre üniversiteler, etraflarını çeviren duvarları yıktıklarında ve kent bu durumu içselleştirdiğinde ülkemiz gerçekten muasır medeniyet seviyesine gelecek. Bu duvarlar, hem kentle üniversite arasına örülen fiziksel duvarlar hem de insanların kafalarında inşa edilmiş duvarlardan oluşuyor. Üniversite, kentin bir parçası olabilmeli. Bakın Eskişehir’e, biz parkların etrafına bile duvarlar örüyoruz. Kent ve kentli için yapılmış, var olma sebebi kent ve kentli olan şeylerin etrafına duvarlar çevirerek onları kent ve kentliden koparıyoruz aslında. Tıpkı üniversitelerimizi kent ve kentliden kopardığımız gibi. Anadolu Üniversitesi her zaman kentin ve yaşamın içinde olma özelliği ile ülkemizdeki üniversiteler içinde özel bir yere sahip. Bu inançla, Fakültemizi kent ve kentliyle buluşturmak adına geçtiğimiz ay NeoPlus Alışveriş ve Yaşam Merkezinde Sanat ve Tasarım Galerisi’nin açılışını yapmıştık. Geçtiğimiz hafta da aynı maksatla Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü öğretim elemanlarımızın "PAYLAŞIM" temalı Sanat ve Tasarım Sergisi’ni Neo Plus Alışveriş Merkezi'nde açtık. Sergiye ilişkin Bölümümüz Öğretim Üyesi Doç.Dr.Esra Varol’un hazırladığı paylaşım şöyle:
‘’İnsan hayatının her alanında söz konusu olabilen paylaşım, en etkili iletişim kurma yollarından birisidir. Eğitim de paylaşım ile oluşan, gelişen ve yaygınlaşan bir alandır. Eğitimin ya da eğitim kurumlarının yaptıkları bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinlikler aracılığıyla toplum ile paylaşımda olması, her anlamda gelişmişliğin göstergesidir. Bu paylaşım bağının kuvvetli olması ise bugün ve gelecek için büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, Anadolu Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesinin, Dekan Prof. Dr. Sayın Alper ÇABUK'un girişimleri ile Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Naci GÜNDOĞAN ve Sayın Cemalettin SARAR ile çok sayıda seçkin davetlinin katılımları sonucu NeoPlus Alışveriş ve Yaşam Merkezinde 02 Aralık 2017'de açılan Sanat ve Tasarım Galerisi'nde bir başka etkinlik daha kent ile buluşturulacak. Moda Tasarımı Bölümü Öğretim Elemanları, Doç. Dr. Nilay ERTÜRK, Doç. Yüksel ŞAHİN, Doç. Cafer ARSLAN, Yrd. Doç. Dr. Esra VAROL, Öğr. Gör. Duygu ÖZGÜL DURSUN, Okutman Ayla CANAY TÜRKTAN, Uzman Duygu İrem CAN, Araştırma Görevlileri A. Seçil TEKİN AKBULUT, Şakir ÖZÜDOĞRU, Itır ARAT ve Sanem ODABAŞI "Paylaşım" teması altında gerçekleştirdikleri sanat ve tasarım çalışmalarını bir sergi ile kent halkının beğenisine sunacaklar. Küratörlüğünü Doç. Dr. Nilay ERTÜRK ve Doç. Cafer ARSLAN'ın gerçekleştirdiği ve her bir öğretim elemanının en az iki çalışmasının yer aldığı sergi 22 Aralık 2017-19 Ocak 2018 tarihleri arasında NeoPlus Yaşam ve Alışveriş Merkezi ikinci katında yer alan Galerimizde halkımızın beğenisine sunulacak’’.
Ne demiştik?
‘’Paylaşmak güzeldir... Bilgi paylaştıkça çoğalır... İşte bu yüzden üniversitelerin etrafını kuşatan duvarları yıktığımız gün ve bunu içselleştirebildiğimizde, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesindeki en büyük engel ortadan kalkmış olacaktır’’.
Biliyorum kolay değil.
Diyeceksiniz ki; ‘Güvenlik sorunları ne olacak?’
Buna karşı denecek şey açık. Hırsıza kilit dayanmaz. Güvenliği sağlamak için duvarlar çare değil. Güvenlik, yaptığımız duvarlarla sağlanmaz.
Diyeceksiniz ki; ‘Halka açtığımızda, üniversitelerin yeşil alanları piknik alanına dönüşecek.’
Varsın olsun. Değişim süreç gerektirir. Üç - beş gün, üç - beş hafta ya da üç - beş ay sonra o üniversitenin sadece yeşil alanlarından yararlanmaya gelenler, er ya da geç fark edecekler ki, o üniversitenin içinde bir kütüphane var. O üniversitenin içinde kültürel etkinlikler de yapılıyor. O üniversitenin içinde bilgi ve bilim var. İşte o gün muasır medeniyetler seviyesine erişmek için, önümüzdeki en büyük duvarın yıkıldığı gün olacak. Ama emin olun her şeyi başlatacak, üniversitelerin kenti ve kentliyi kendine tehdit görmediği, kentin ve kentlinin üniversiteyi kendisine yabancı olarak algılamadığı, muasır bir ülke için tek bir engel var şu anda önümüzde. En zoru da zaten bunu başarmak.
Nedir en zoru?
Kafamızdaki duvarları yıkmak.