Birisi şarkıcı Gülşen…
Diğeri İlahiyatçı Ebubekir Sifil…
Söyledikleri cümlelerle bir anda türkiye’nin gündemine geldiler…
Şarkıcı Gülşen’in giydiği kıyafetine, sahnedeki şovuna kimse karışamaz. İsteyen dinler, izler isteyen dinlemez…
Ancak sahnede kişiler hakkında söylediği sözler elbette herkesi ilgilendirir.
Gülşen’in sahnede şu cümleyi söylediği ileri sürülüyor:
-
İmam hatipte okumuş daha önce kendisi sapıklığı oradan geliyor!
Anında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatılmasına karar veriliyor…
Ardından da gözaltı kararı veriliyor ve gözaltına alınıyor…
Gülşen’in söylediği cümleleri onaylamak mümkün değil
! Belirli bir meslek grubunu zan altında bırakacak bu sözler kabul edilemez!
Bir de İlahiyatçı Ebubekir Sifil’in sözleri var…
Ebubekir Sifil, bir videoda namaz kılmayan kişinin uyarılara rağmen kılmamaya devam ettiği takdirde öldürülebileceğini söylüyor…
- …Bu adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür
. Devam ederse taziren öldürülebilir.
…/…
Gerçekten ürkütücü bir söz…
Namaz kılmayanları öldürmekten bahsediyor.
Gülşen’in sözleri ile Sifil’in sözlerini yan yana getirin…
Şunun için yazıyorum, Gülşen’in sözleri ile ilgili suç duyuruları açıklamalar yapılıyor, gözaltı kararı veriliyor…
Ama namaz kılmayanların öldürülebileceğini
söyleyen ilahiyatçı hakkında kimse bir şey söylemiyor…
Hiçbir işlem yapılmıyor…
İkisi de tehlikeli, ikisi de toplumu ayrıştırıyor…
Hiç gereği yokken, ilgisiz bir zamanda söylenmiş iki söz…
Toplumu kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir dil! Aynı yere hizmet ediyor…
Geniş açıdan baktığımızda Ebubekir Sifil ile şarkıcı Gülşen için eski Türk filmlerindeki şu replik sanırım tam denk geliyor:
-Durun siz kardeşsiniz!
DOĞRU VE YERİNDE UYGULAMA!
Devletin ekonomi yönetimi 6 milyona yakın kişinin icra borcu tasfiye etme kararı aldı…
İlk başta bu karara şüpheyle yaklaştım…
Ancak, sonuçları açıklanınca doğru bir karar olduğunu gördüm…
Devlet, elektrik, su doğalgaz, telefon gibi 30 milyar tutarında borcu üstlenecek…
İlk olarak 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar olan borcu icradan düşecek. Ailelerin borçlu olduğu şirketler, icraya verdikleri alacaklarını muhasebe kayıtlarında gider olarak gösterecek ve vergiden düşecek.
Daha sonra bir milyona yakın vatandaşın varlık yönetim şirketlerine devredilmiş
2 bin 500 liraya kadar olan icra takibindeki borçlarını devlet üstlenecek.
…/…
Rakamlar ortada…
Bu paraları veremeyen vatandaşın zor durumda olduğu zaten ortada…
Ancak bu borçların ödenmesi ilk etapta vatandaşa kolaylık sağlasa da sonrası da önemli…
Ne yapılmalı?
Bu faturaları
ödeyemeyecek aileler net olarak tespit edilmeli…
Eskiden kömür yardımı yapılıyordu…
Bundan sonra doğalgaz, elektrik faturalarını ödeyecek kadar kendilerine bir kart verilmeli…
Vatandaş icraya düşmeden ödemeler bu yolla yapılmalı…
BUNLAR ÇOK YANLIŞ!
Dün yazdığım yazıda şöyle bir cümle kullandım…
- Geçmiş yıllarda Mesut Hoşcan’a danışmanlık yapan kulübe fatura kesen bir gazeteci takma isimle
bir internet sitesinde akla hayale gelmeyen karalama kampanyası başlatıyor. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a asla astarı olmayan iddialarda bulunuyor.
…/…
Bu yazının ardından meslektaşım Hakkı Kutlu aradı! Aramızda kısa olarak şu diyalog geçti:
-Millet beni arıyor arkadaşım…
-Neden ki? İsim yok…
-Ben Hoşcan’ın danışmanıydım ya!
-
O dönem Hoşcan’ın danışmanı olduğunu söyleyen birçok isim vardı…
Meslektaşım şu açıklamayı yaptı:
-Hiçbir zaman kulübe fatura kesmedim. Eskişehirspor'dan tek delikli kuruş almadım.
Kendi ismim dışında' başka hiçbir isimle yazı yazmıyorum. Bunlar çok yanlış. Çok üzüldüm.
GÜNÜN SÖZÜ!
Düşünceli olmak bazı insanların tabiatında yok. Üstelemeyin.
İvan Gonçarov
GÜNÜN KARİKATÜRÜ