Prof. Dr. Cengiz Türe yazdı
“Muhakeme” kelimesi biraz eski olmakla birlikte, “Durum” kelimesiyle birlikte kullanılması bana oldukça anlamlı gelmektedir.
Askerlik görevimi yapmak üzere gittiğim Etimesgut Zırhlı Birlikler Yedek Subay Okulu’nda, komutanlarımız sık sık kullanırlardı, bu iki kelimeyi...
Malum, bir savaş eğitimine dayalı olan askerlikte, içinde bulunduğunuz mevcut durumu değerlendirme yeteneğiniz oldukça önemlidir.
Bende de o zamanlardan alışkanlık olsa gerek...
Ancak giderek sivil hayatta da önemli hale geldiğini düşünüyorum, Durum Muhakemesi yapabilmenin...
Hatta belki de süzgeç ve terazi gibi günlük yaşamda kullandığımız iki aracı da işin içine katmak gerekebiliyor.
Bu iki aracın mecaz anlamlarıyla, insanların düşünce dünyalarında kullanılmaları çok da anlamsız gelmiyor, bana...
Peki Durum Muhakemesi yaparken, bu iki aracı mecazi olarak hangi düşünsel noktalara eklemlemeliyiz?
Tabi ki süzgeci aklımıza, teraziyi vicdanımıza...
Öncelikle her durumu ya da konuyu akıl süzgecinden geçirmek...
Ancak akıl süzgecinden geçirdiğimiz çıkarımların doğruluk değeri yüksek olsa da, bazen üzücü sonuçlara neden olabiliyor...
O halde akıl süzgeçinden geçirdiğimiz bir konuyu, ikinci bir testten geçirmekte yarar var...
Vicdan terazisinde tartmak...
Yoksa durum Oscar Wild’in şu sözünü haklı çıkartabilir; “Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.”