Geçen haftaki yazımın başında da belirttiğim gibi oyun kurucu, kural koyucu olmasının bir yana bırakırsak, ABD’nin küresel iklim değişiklikleriyle mücadele anlamında rolü, gerçekten bu kadar önemli mi?
Geçen haftaki yazımın başında da belirttiğim gibi oyun kurucu, kural koyucu olmasının bir yana bırakırsak, ABD’nin küresel iklim değişiklikleriyle mücadele anlamında rolü, gerçekten bu kadar önemli mi? Sadece ABD’deki tüketim alışkanlıklarını göz önüne aldığımızda bile, çok önemli olduğunu anlarız. Zira, Dünya nüfusunun neredeyse beşte biri, elektrikle hiç tanışmamışken, bir Amerikalı ortalama olarak evinde bir Fransız'ın 1.5, bir Japon’un 2.2, bir Çinli’nin 10, bir Hintli’nin 34, bir Nijeryalı’nın 61 katı elektrik harcıyor. ABD, bu ve bunun gibi konulardaki tüketim alışkanlıkları ve fosil yakıt kullanımı konusundaki politikaları nedeniyle küresel iklim değişiklikleri anlamında en fazla sorumluluğa sahip ülke durumunda. 2016 yılının sonunda Trump başkan seçildiğinde, New York Times seçimin ardından 9 Kasım’daki editoryal yazısında durumu “Başkan Donald Trump... 10 milyonlarca Amerikalının ve Dünyanın geri kalanının düşünmek bile istemediği üç sözcük, şimdi Birleşik Devletlerinin geleceği oldu.” şeklinde özetlemişti. Şimdi küresel iklim değişiklikleriyle mücadelede ABD, Trump döneminde başa sardığı on iki yıl öncesindeki noktadan yeni bir başlangıç yapıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni başkanı Joe Biden, İklim Krizi ile mücadele için yeni bir Başkanlık Emri yayınladı. ABD ve dünyanın derin bir iklim krizi ile karşı karşıya olduğu ve bu krizin en yıkıcı etkilerinden kaçınmak için çok dar bir zamanın olduğuna vurgu yapılan emirde, ABD yönetiminin bu alandaki küresel çabaları geliştirmeyi hedeflediği belirtildi. Başkanlık Emri’ne göre iklim krizi ABD’nin Dış Politikası ve Ulusal Güvenlik Politikasının merkezinde olacak ve Amerika Birleşik Devletleri, G7 ile G20 toplantılarının gündeminde de temiz enerji, sürdürülebilir kalkınma gibi konuların bulunmasını sağlayacak. Amerika Birleşik Devletleri, Paris İklim Anlaşması kapsamında sunmakla yükümlü olduğu “Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı” çalışmasını da bir an önce hazırlayacak ve Nisan ayında yapılması planlanan liderler zirvesi öncesinde sunacak. ABD iklim finansmanı alanında da çok hızlı bir şekilde çoklu ve ikili kanallar ayrıca uluslararası kuruluşlar yolu ile yüksek azaltım hedefleri belirleyen gelişmekte olan ülkeleri destekleyecek finansman desteğine yönelik çalışmalara başlayacak, ayrıca karbon yoğun fosil yakıt temelli enerji yatırımlarına yönelik uluslararası finansmanı da sonlandırmayı teşvik edecek adımlar atacak. Metine göre ülkedeki tüm kamu kurumları, fosil yakıtlar için sağladıkları tüm teşvikleri belirleyerek, kanunların izin verdiği ölçüde teşvikleri durduracak ve federal bütçeden fosil yakıtlara doğrudan teşvik sağlayamayacaklar. Ülkenin 2022 yılı bütçesinde de fosil yakıt teşvikleri tamamen kaldırılacak. Ayrıca, kamu kurumları tarafından yapılacak her türlü alımlarda temiz enerji ve enerji verimliliği gibi kriterleri önceliklendirecek ve yaşanan ekonomik durgunluğa karşın yeşil kalkınma planları uygulanacak ve çevre adaletine yönelik çalışmalar yürütülecek. Bunun dışında, yine Yeşil Ekonomi Haber Bülteninde yer alan habere göre, Biden’in yenilebilir enerji konusunda attığı bir diğer önemli adım ise, sıfır karbon emisyonlu araçların kullanımının yaygınlaşması konusunda oldu. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, federal yönetimin sahip olduğu tüm araçların sıfır karbon emisyonlu olanlar ile değiştirileceğini açıkladı. Başkan Biden, yerli üretimi artırma amaçlı Başkanlık Emrini duyurulduğu toplantıda yaptığı açıklamada kamunun sahip olduğu tüm araçların temiz ve elektrikli olanlar ile değiştirileceğini ve bunların Amerika’da Amerikalı işçiler tarafından üretileceğine vurgu yaptı. Biden, bunun İkinci Dünya Savaşından bu yana ülkede kamı tarafından satın alma, altyapı ve AR-GE alanlarındaki en büyük yatırım olacağını da sözlerine ekledi.
Biraz evvel yazmış olduğum, Trump Başkan seçildiğinde New York Times'ın editoryal yazısındaki ifadeyi şu şekilde değiştirmek mümkün: Başkan Donald Trump... 10 milyonlarca Amerikalının ve Dünyanın geri kalanının düşünmek bile istemediği üç sözcükken, Dünyanın geleceği olmuştu. Bu sefer Trump’tan Başkanlık koltuğunu alan Biden, Dünyanın geleceği oldu. Biden’in başkanlık koltuğuna oturduktan sonra attığı adımlarla yeşeren ümitlerimiz, umarım bu sefer gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Dünya bırakmamız için somut şeylere dönüşür.
Herkese iyi haftalar diliyorum.