Dostların suskunluğu

Sayın Ahmet Davutoğlu pelikan dosyası iddiaları ile ilgili olarak, eski cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve diyanet işleri başkanı Sayın Mehmet Görmez de itibar suikastine uğramışlardır. Bizi en çok üzen de dostlarımızın suskunluğudur demiştir.
Gerçekten de hangi konumda olursanız olun, hangi kuruluşta çalışırsanız çalışın size yönelik bir karalama ya da iftira söz konusu ise en büyük desteği dost diye kabullendiklerinizden beklersiniz. İnsanın kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesinden daha kötü bir durum olamaz.
Yakın arkadaş ya da dost bildikleriniz herhangi bir yanlış eyleminiz ya da hatanız söz konusu olduğunda sizi ilk uyaranlar olmalılar. Suskun kalıp da görmezden gelmeleri durumunda, dost olmayanlarca ciddi bir biçimde hırpalanabilirsiniz. Eksik ya da zayıf noktalarınızı hemen kullanmaya ve sizi yıpratmaya başlarlar.
İktidarda olanlar ya da yönetici konumunda bulunanlar da çevrelerinde danışman ve yardımcı eleman olarak çok kişi çalıştırırlar. Aslında onların görevi de değişik ve alternatif görüşlerle lideri aydınlatmak ve ufkunu genişletmek olmalıdır.
Çoğu kez danışmanlar, hatalı politikalarını ya da eksik yönlerini söylediğinde bozulan yöneticiler vardır. Sık sık alkışlanmaya ve pohpohlanmaya meraklı olanları vardır. Bu şartlarda neden yanlarında yardımcı ve danışman bulundururlar, anlaşılması zordur.
Kovulmaktan korkan, lidere yaranmak için her eylemini ve söylemini alkışlayanlar faydadan çok zarar verirler.
Her lider için korkmadan doğruları söyleyen, gerekli zamanlarda ikaz ederek lideri yanlış karar almaktan koruyan ve alternatif yaklaşımları öneri olarak sunan danışmanlara ihtiyaç vardır. Gerçek dost onlardır…
Bir de aynı siyaset içinde yer alıp, beraber ıslandık biz bu yollarda şarkısını söyleyenler, ekip arkadaşları ve dost bildikleri, bir komplo ya da haksız bir durumla karşılaştığında suskun kalıyorsa, insanın bazı şeyleri sorgulaması ve nerede hata yaptım diye düşünmesi gerekir.
Kendi çalışması ve kadrolarıyla, iyi bir ekiple bazı görevlere soyunanlar daha dinamik karar almakta ve görüşlerinde ısrarcı olabilmektedir. Fakat bir başkasının inayeti ve yardımları ile tepeden inme bir makam elde edenlerin, gözden çıkarılması da kolay oluyor.
Son sözler ve pişmanlık, çekilen yalnızlık ve destek görememe karşısında alınan tavır, dostların yalnız bırakması değil, mevcut güç odakları karşısında çaresiz kalmaktır…