Tarih de yazacak…
Peki, “yandaşı- yalakaları” geçtik…
Ya “dönekler ordusu”na ne demeli?
Daha düne kadar “cemaatin savunucusu” olanlar, bugün “Orduya kumpas kuruldu” demiyorlar mı?
Aslında “yandaş” olmak da o kadar kolay değil!
“Ben ancak istediğim ölçüde yandaş ve yalaka olurum” demek, buna inanmak, en büyük yanılgıları…
Hele “kullanma tarihleri” geçtiyse!
Örneğe gerek yok…
“Hâlâ gülerek yazıp çiziyorlar!”
…….
Yine “Burhan Belge” geldi aklımıza…
Atatürk’ün yanında bulunmuş, büyükelçilik yapmış bir adam…
Daha sonra da “Demokrat Parti”nin kuruluşunda yer almış, partinin resmi organı ünlü “Zafer” gazetesinin başyazarlığını yapmış…
“Adnan Menderes’in keskin kalemi olmuş…”
Hem felsefeci hem bir toplum bilimci olarak bu büyük değişimin nedenini “Niyazi Berkes” sormuş Burhan Bey’e…
Tarihi bir yanıt:
“Ben bir fikir oro…suyum. Bir oro… kim para verirse onunla yatmaz mı?”
…….
Dünyada da örneği var:
-Fransız ihtilali döneminin ve hemen sonrasının ünlü devlet adamı “Joseph Fouche”, dönekliğin piriydi. Sıradan bir din adamı iken ihtilalle birlikte devrimcilere katılıp kiliseleri yakan, “Robespierre”nin saflarında çalışan, onu deviren komploda yer aldıktan sonra “Napolyon”un yükselişine katılan biri…
Ama Fransa Kralı “XVIII. Louis” yutmamış bu numarasını ve sürmüş ülkeden… Biyografisini yazan “Stefan Zweig” yorumlamış olayı:
“İhanet etmeye o kadar alışmıştı ki, sonunda kendine ihanet etti!..”
*****
Günün Sözü
Demokrasi, daha az nefret ettiğiniz adaya oy verdiğiniz sistemdir.
Robert Byrne
Günün Sorusu
Meclis Anayasa Komisyonu’na üye veren muhalefet partileri “Koyun mevzuatı bir tarafa” talimatı karşısında, nasıl bir “yolda” ilerleyeceğini düşünmektedir?
Çiğdem Toker
Gerilim
Ne acıdır ki Türkiye, AKP iktidarının basiretsiz dış politikasıyla bölgede de dünyada da esamisi okunmayan bir ülke durumuna düşmüştür.
“Dön baba dönelim” siyasetinin varacağı yer burasıdır.
Deniz Kavukçuoğlu
Kıssa-dan
Adalet nerede biliyor musunuz?
“Adalet Sarayı”nda…
Sarayda hukuk ve adalet olur mu? Bir düşünün isterseniz…
Hikmet Çetinkaya
Cuk
İnsanlar servete hiç doymazlar.
Gittikçe artan zenginliklerine “Artık yeter” diyemezler.
Aiskhylos
Özdeyiş
Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka!..
Montesquieu
Günün İncisi
Kavak ağacını seven pek az kişi vardır.
“Çünkü dosdoğrudur…”
Günün Balı
Deneyim, çok acımasız bir öğretmendir.
Önce sınav yapar, sonra ders verir.
V. Saunders
Günün Fermanı
Kozmik komşu bölgede beş yeni gezegen bulunmuş…
“Tez tazyikli su sıkıla!..”
********
Cumartesi Öyküsü
Siyasi tarihin büyük yalakası!
“Robert Ley", yalakalık tarihinde çok önemli bir yer tutar. "Hitler" onu Nazi Partisi örgütünde eğitim işiyle görevlendirmişti.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde "Hitler", tüm işçi sendikalarını ve işveren örgütlerini memlekette bölünmelere neden oluyorlar gerekçesiyle kapatmış, yerine kendisine bağlı tek bir işçi sendikası oluşturmuş ve başına da "Robert Ley"i getirmişti…
Ley, konuşmalarında liderini göklere yüceltir, onun daima haklı çıktığını yinelerdi.
3 Kasım 1936'da şöyle konuşmuştu:
"Liderimiz, daima haklıdır. Eğer korkaklık ve mantıksızlık yenilir ve halk kendisine güvenirse, liderimiz önemli politik kararlar verebilir..."
Ley’in konuşmalarını izlersek bir liderin başarılı olması için nasıl davranmamız gerektiğini anlarız.
Onu üzecek söylemlerden kaçınırsak, önemli kararlarını rahatlıkla vererek bizi refahlara kavuşturur...
…….
Ley, parti örgütü eğitiminden sorumlu olduğu süre içinde yüksek bir maaşı olduğu halde Nazi İşçi Cephesi'nin fonlarını zimmete geçirdi. 1938'de Almanya'nın en zengin insanlarından biri oldu.
“Hitler, bunları bildiği halde Ley’i son gününe dek kolladı.
“Yani, yedirmedi...”
*******
Adem ile Havva nereden?
Fransız, Alman ve bir Türk müzede "Adem ve Havva Cennet Bahçesinde" tablosuna bakıyorlarmış.
Alman, "Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı" demiş.
Fransız, hemen karşı çıkmış:
"Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar."
Türk, tabloya uzun uzun baktıktan sonra, "Bunlar kesin Türk'tür" demiş:
"Baksanıza, üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar..."
********
Kıymetli eşya
Evin hanımı işe yeni başlayan hizmetçiye eşyaların değerini anlatıyormuş:
"Bak kızım, şu yemek masası var ya, taa 14. Lui'nin sarayına kadar gidiyor, dikkat et!"
Hizmetçi, "Merak etme hanım" demiş:
"Bizimkiler her ay icra dairesine gider ve gelir. Hiçbir şeycik olmuyor valla!"
*********
Günün Şiiri
Bu gece
Bu gece, bu gece
Uykusuzum, kederliyim, deliyim
Yüzümde uzak sevgilerin serin aydınlığı
Durmalıyım şehir şehir
Yıldız yıldız karanlıkta
Bu gece ölmemeliyim
Yeniler beyazlısını vakte ve ellerime
Pürsilah bakireler saygısızca soyunup
İnsanlığım ağır mağaralarda
Bu gece, bu gece
Dönmüş üstüme cenup
Artık büyümüyorum ama, haberin olsun
Nasıl büyümüşüm evvelce
Karşımda koca bir kâinat yürür gider
Bir nefes sardı beni ateşten ve akıldan
Bu gece...
F. Hüsnü Dağlarca (Varlık-1951)
******
CHP neden iktidar olamaz?
“Vural Savaş”ın son kitabının adı böyle…
Diyor ki:
“Emperyalist ülkeler yakın gelecekte kendi çıkarlarına hizmet edecek siyasal İslam’ın egemen olduğu bir sömürge ülke yaratabilmek için, Kemalizmi ve ulusal bilinci yok etmeyi hedeflemişlerdir.”
Türkiye’yi sömürmek ve Ortadoğu’da kirli işlerde kullanmak için ulusal bilinçten sıyrılmış bir toplum yaratmak gerekiyordu.
Üst akıl “ABD” onu kotarmanın peşindedir.
Bakalım Cumhuriyet’i nereye kadar geriletebilecekler?
***************
Okuyup ne olacak?
Japonya’da bir kişi yılda 25 kitap, Fransa’da bir kişi 7 kitap okuyormuş. Türkiye’de ise 10 yılda bir kitap okunuyormuş.
Onlar bu kadar kitap okuyorlar da ne yapıyorlar anlamak mümkün değil!
O kadar kitap okuyorlar ama bu ülkeler şunu yapamıyorlar:
“Arıları olmadan bal üretemiyorlar, biz üretebiliyoruz.”
Tavuk ve hindi eti kullanarak yüzde 100 dana sucuğu üretemiyorlar. Biz üretebiliyoruz…
“Kitap okuyup da ne yapacağız!”
****************
Günün Gırgırı
Sorun da bu işte…
Niçin çalmıyorsunuz da helal kazanıyorsunuz?
Balthör
******************
Günün Olayı
Dile kolay, tam 13 yıldır iktidardalar…
Diyorlar ki, “Tabuları birer birer yıkıyoruz ve devam edeceğiz.”
Evet…
“Tabuları yıkıyor, tapuları dikiyorlar!”
Günün Biberi
Çok yakında, uçurumun ta dibinde, en muhafazakâr halimizle televizyonlarımızın karşısında, Bakanlar Kurulu kararıyla topyekün çekirdek çıtlıyor olacağız.
Mine Söğüt
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...