Doğru hesap

Fıkrayı bilirsiniz… 
Köy ağası tuttuğu çobana yüz koyunu teslim edip demiş ki:
“Bunları yaylaya götürüp bakacaksın… Altı ay sonra hesabını alırsın.”
Çoban koyunları yaylaya götürmüş...
Altı ayın sonunda ağa haber salmış:
“Çobana haber verin gelsin. Koyunların hesabını versin.”
Çoban gelmiş…
Sofraya oturunca ağa sormuş:
“Hoş geldin çoban efendi. Anlat bakalım. Sana teslim ettiğim yüz koyundan ne haber?”
Çoban çorbadan bir kaşık almış ve anlatmaya başlamış:
“Ağam yağmur yağdı, gök çatladı.
Yetmiş ikisinin ödü patladı.”
Ardından devam etmiş:
“Önden gitti baş toklu,
Arkasından beş toklu…”
Ağanın hayret dolu bakışları arasında çoban hesap vermeyi sürdürmüş:
“Onunu verdim kasaba…
Onunu da katma hesaba...”
Ve ardından çantasından çıkardığı koyun postunu çıkarıp ağanın önüne atmış:
“Kurt kaptı birisini,
İşte birinin de getirdim derisini…”
Çobanın bu hesabına kızan ağa önündeki yoğurt çanağını kaptığı gibi” vay namussuz vay” diye başına geçirince çoban yüzünü silip şöyle demiş:
“İşte ağam hesabını doğru verenin yüzü böyle ak çıkar…”
 
--//---   
 
1945 yıllarında ilkokullarda “yıl kitapları” vardı.
Unutmuyorum…
Yukarıya aldığım fıkra da “Üçüncü yıl” kitabından aklımda kalmış.
Yaklaşık 70 yıl önce okuma kitabına alınan bu yorum:
“Günümüzdeki politik gelişmelere ne güzel uyuyor” değil mi?
 
--//--
 
Önceki gün Halk Tv’de konuşan, CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer’i bir ev oturmasında dinledim.
Programın sonunda kendisini arayıp:
“Kutlarım. Güzel konuştun” dedim…
Özellikle “Önüne yatma” deyimini Usluer güzel izah etti ve:
“Önüne yatmak Türkçe’de “sana kurban olurum…” anlamına gelir. Korumak ve kollamak anlamına gelir” derken, bir bilim kadını olduğunu birilerine hatırlattı.
Uzatmaya ve tartışmaya gerek yok…
Prof. Dr. Gaye Usluer güzel konuştu.
Dahası:
“Konuyu başka yana çekenlere de dersini verdi.”
Kutluyorum kendisini…
 
--//--
 
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen önceki gün, Eskişehir adına en güzel Süperkent projesinin müjdesini verdi ve dedi ki:
“Bu proje Eskişehir geleceğine en az 50 yıl ışık tutacak. İmar planı çalışmalarına 2014 yılında başlandı.”
838 Hektar alanı kaplayacak olan Süperkent’te 18 bin 775 adet konut, bin 342 adet ofis, bir adet hastane, bir adet kültür merkezi olacak diyen Büyükerşen “Bu proje Eskişehir’in çehresini değiştirecek” şeklinde konuşuyor.
Süper Kent projesine, hayırlı olsun diyorum…
Ve merak ediyorum:
“Bu güzel ve olumlu projeye bakalım iktidar partisi nasıl yorum yapacak?
Aralarında, Büyükerşen’i kutlayan çıkacak mı?
Yoksa ”Muttalip’te” olduğu gibi bazıları:  
Günlerin getirdiği
 
-O’nun çiçeği… O’nun sebzesi—
 
Tepebaşı Belediyesi 23 Nisan Çocuk ve Sanat Merkezi öğrencileri “Benim Çiçeğim. Benim sebzem” programı çerçevesinde çalışmalarına başlamışlar. Tepebaşı Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından yürütülen program çerçevesinde çocuklara bitki ve sebze ekimi, öğretiliyormuş.
23 Nisan Çocuk Sanat Merkezi’ndeki yaklaşık 45 çocuğun çalışmalarına Zincirlikuyu Şantiyesi’nde devam ettiğini belirten yetkililer “Tohumlar seralara dikildi. Büyümeleri gözlenecek. Nasıl bitki haline geldiği görülecek… Çiçek ve sebzeler son aşamada çocuklara verilecek…” diyorlar.
Güzel bir olay değil mi? Minik ellerin tohumlara nasıl can verdiklerini görmeleri onlara sevgiyi anlatacaktır. Bu konuya örneklik edenleri kutluyoruz…
 
--Trafik vurup geçiyor—
 
“Muttalip Caddesi’nde oturuyorum. Özel aracımı diğer araçların park ettikleri araçların yanına park ediyorum. Ne var ki, diğer araçlar yerinde durduğu halde benim aracıma bir hafta içinde üç kez park yasağı cezası geldi. Bu nasıl oluyor? Ben ceza yatırmaktan inanın bıktım. Yasaksa, bu yasak yalnız benim aracıma mı geliyor? Doğrusu merak ettim.”