Arif Anbar yazdı
Bölünmüşlük, siyasi partiler için oldukça tehlikelidir.
Hele ki seçim sürecine girilmişken…
*
Bu durumu Eskişehir özelinde değerlendirmek gerekirse...
Adalet ve Kalkınma Partisi, CHP ve İYİ Parti’yi ele alalım.
*
CHP’den başlayalım.
Parti içerisinde yaşanan gruplaşma ve bununla beraber keskin çizgilerle yaşanan ayrışma, en çok CHP’de görülüyor.
Ancak bu durum CHP örgütü içerisinde alışılagelmiş bir vaziyet olduğu için, özellikle Eskişehir’deki yerel seçimlerde pek de etkisi olduğu söylenemez. (Bunun bir nedeni de belediyelerin, CHP örgütü olarak kabul edilmesidir)
Seçimi CHP değil, neredeyse tek başına Yılmaz Büyükerşen alıyor.
Büyükerşen’in rüzgarı, alt belediyelere de sirayet ederek, seçimleri merkezde CHP’nin kazanmasını sağlıyor.
*
Peki, CHP örgütündeki bölünmüşlük, belediye başkanları arasında yaşansa ne olur?
Tam bir felaket!
Kaldı ki söz konusu bölünmüşlük, uzun zamandır gündemde ve bu durum, belediyelerin tekrar kazanılıp kazanılamayacağı yönünde endişe yaratıyor.
Büyük bir kesim, “Yılmaz Büyükerşen her şeye rağmen tekrar seçimi alır” diyor ama alt belediyeler için aynı düşünce oluşmuyor.
*
Gelelim iktidar partisine…
Adalet ve Kalkınma Partisi gibi lider merkezli, tek ağızdan yönetilen, biata dayanan partilerde yaşanabilecek herhangi bir ayrışma; bütün belediyelere sahip olsa dahi, telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır.
Eskişehir’de durum, tam da bu şekildedir.
İktidar partisi hâlihazırda üç gruba ayrılmış ve bu üç grup, birbirlerine karşı iktidar yarışı içerisine girmişlerdir.
Öyle ki herhangi bir grup, başka bir gruba çalım atmak amacıyla; başka partilerle çeşitli ittifaklar bile kurmaktadır.
*
Ve İYİ Parti…
Büyük umutlarla kuruldu.
Türkiye genelinde bu umut artarak devam ediyor.
Ancak Eskişehir’de aynı vurguyu yapmak mümkün değil.
Özellikle kongreler sürecinde yaşanan kabul edilemez olaylar, İYİ Parti’ye olan güveni bir hayli sarsmış durumda.
Dinleme skandalı, evi kurşunlanan başkan adayı, güdümlü delegeler, üyeliği iptal edilenler, aleni hakaretler vesaire…
Tüm bunlar, gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde, şimdiden İYİ Parti’nin havlu attığı ve meydanın yine iktidar partisi ile CHP’ye kaldığı anlamına gelir.
*
Tüm bu anlattıklarımın ışığında, “Şu an için” genel bir değerlendirme yapmak gerekirse…
Adalet ve Kalkınma Partisi, altın tepsiyle sunulan fırsatı elinin tersiyle itmektedir.
CHP’li belediye başkanları arasında yaşanan aleni ayrışmayı değerlendiremeyip, kendi içerisinde iktidar kavgası vermektedir.
*
Bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından Eskişehir’e hatırı sayılır yatırımlar yapıldı ve şu günlerde bu yatırımlar artarak devam ediyor.
Bunun yanı sıra bir de iktidar partisi içerisinde bütünlük olduğunu ve tüm örgütün 2019’a kilitlendiğini düşünün…
Ne olur biliyor musunuz?
Eskisi kadar hizmet üretemeyen CHP’li belediyelerin (Bu arada gerçekçi olmak gerekirse Odunpazarı Belediyesi, şu anda diğer belediyelerden çok daha fazla hizmet üretiyor) olduğu bir dönemde…
Yine CHP’li belediye başkanlarının ayrıştığı ve uzlaşamadığı gerçeği önümüzde dururken…
Dahası, CHP’de örgüt denen bir unsurun kalmadığı biliniyorken…
CHP 2019’da büyük bir hezimet yaşayacak, Adalet ve Kalkınma Partisi ise zafer naraları atacak!
*
Ancak şuan için bu senaryonun gerçekleşmesi mümkün değil.
İktidar partisi iç karışıklıklarıyla boğuşurken ve hizmetlerini pazarlayamazken.
CHP, belediye başkanları arasındaki ayrışmayla uğraşıyor, ürettiği hizmetler ise parti içi tartışmalar nedeniyle eriyip gidiyor.
Böyle bir durumda avantaj yine CHP’de.
Bizim milletimiz istikrarı sever.
CHP ne kadar karışık olsa da, Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ışık göremeyince gider, oyunu yine mevcut belediye başkanlarına verir.
Hele ki bir de CHP’li belediye başkanlarının tekrar bir araya geldiğini düşünsenize…
O zaman ne olur biliyor musunuz?
İktidar partisi, Eskişehir’de dillere destan bir hezimet yaşar!