Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç

Devlet, yurttaşlık, gönüllülük, TEGV ve Suna Kıraç

Bir çocuk değişir, Türkiye gelişir.

17 Eylül 2020 09:12
A
a
Sütiş Eskişehir
Tarihsel gelişim içinde devletin işlevlerinin değiştiği açık. Ayrıca devletin işlevlerinin tartışmalı olduğunu da vurgulayalım. Değişik yaklaşımlar devletin işlevlerine yönelik farklı yorumlara sahip kuşkusuz. Karl Marks ve sosyalistler devletin sınıfsal yönünü ifade ederler. İşlevselcilere göre de kurumları düzenli işletme, hizmet ve iş görme vurgulanır (Macionis ve Plumber, 2008). Ancak devlet ister liberal ister Marksçı ister realist bağlamlarıyla yorumlansın; eninde sonunda devlete kimi görevler yüklenmektedir. Ülke topraklarını korumak kollamak, güvenliği sağlamak ve siyasi düzeni oluşturmak. Hemen bunların ardından eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, politik ve sivil hakları tanımak, korumak, geliştirmek gibi görevleri de eklemeliyiz…
 
Modern devlet ideal olarak belirli toprak parçası üzerinde meşru yetkilerini kullanan bir oluşum. Devletin iki yurttaşlık hattı ya da geleneği üzerinde ayakta durmaktadır. Birinci ayak liberal yurttaş anlayışı ikinci ayak ise cumhuriyetçi yurttaşlıktır. Liberal yurttaşlık anlayışı, insanı atomistik yani diğerlerinden ayrık akılcı varlıklar olarak görür ve toplumun üstünde varsayar. Cumhuriyetçi yurttaşlık versiyonu ise yurttaşlığın erdem ve sorumluluklarını haklardan daha çok vurgu yapar (Güllüpınar, 2020). Birlikte bakıldığında karşı tez ile antitez gibi. Ancak özgürlüklerin diğer yurttaşlarla iş birliği içinde ödevleri yerine getirmekle olanaklı olduğunu belirtelim.
 
Çatışma ve çelişki; iyi, güzel ve doğruyu yaratmıyorsa uzlaşmaya bakmak gerekir. Şimdi bir pratiğe bakalım. Pratikte devletler hak ile ödev ve sorumlulukları eksik fazla, iyi kötü, doğru yanlış ama bugün birlikte sürdürmektedirler. Şimdi bana ‘hibrit’ ya da ‘eklektik’ diyecekler. Ben de derim ki bırakın bu retorik işleri gelin bakın pratikteki gidişe…
Pratikte devlet ulusal ve toplumsal birlik için yurttaşlara ödev veriyor mu? Evet!
Pratikte devlet yurttaşlara haklar tanıyor mu? Kocaman evet!
Peki bunlar ne demek? İşin özü, yurttaşların devletle ilişkilerinin iki ayağı var. Hak ve sorumluluklar! Bu durum akılcı ekonomik işleyiş, demokrasi bilinci sosyal devleti zorunlu kılmakta…
 
Devlet ve kamu yönetimi işlevleri sosyal, ekonomik ve politik boyutları ile çok tartışmalı bir konu. Böyle olmakla birlikte günümüz dünyasında kamu yönetimi; sivil, siyasal ve sosyal hakların dağıtımı, korunması ve geliştirilmesi yükümlüğünde. Buna karşılık yurttaşlardan da görev ve sorumluluk beklemekte… Bu görevlerin bir bölümünü devlet; özel veya resmî kurumlarla kendisi yerine getirir. Görevlerin bir kısmı ise sivil toplum kuruluşları tarafından karşılanır.
Eğitimin kimi görevlerinin yerine getirilmesi işinin en iyi örneklerinden biri Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı (TEGV) ve onun bitmek tükenmek bilmeyen çalışmalarıyla bilinen önderlerinden mümtaz kişilik Suna Kıraç!
 Suna Kıraç Yılmaz Büyükerşen 17 09 2020
Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı çalışmaları ile örnek ve farklı bir kurumdur.
TEGV, kokuşmuş test ile tost arasına sıkışmış ülke eğitimini ayağa kaldırmak için bir parmak merhemdir bence…
Şimdi bu sivil toplum kuruluşunun eğitime bakışına bir bakalım. Kurumun internet sitesindeki (tegv.org) manifestosunda bakın neler ifade edilmektedir?
* Eğitim güçtür. Eğitim haktır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, bazı çocukların, sahip olabileceği tek güç, tek fırsattır. Eğitim, sadece okumaya-yazmaya, sayı saymaya, bilgi edinmeye değil, öncelikle kendi gücünü keşfetmeye ve hayatta kalmaya yarar!
* Kendi ayakları üstünde durabilsinler diye çocuklarımızı eğitimle desteklemek gerekir.
* Biz, sevgiyle yaklaştığımız, bilgiyle donattığımız çocuklarımıza dimdik yürümelerini, hayata karşı daha güçlü durmalarını sağlayacak becerileri ve özgüveni kazandırdığımıza inanıyoruz.
* Çocuklarımız için okulun tamamlayıcısı, sokağın ve riskli ortamların alternatifiyiz.
* TEGV’de çocuklarımız özgür bir ortamda en gelişmiş ülkelerdeki eğitim anlayışıyla tanışıyorlar. Çoğu gençlerden oluşan gönüllü ablalar ve ağabeyler, hayata bakışlarıyla çocuklarımıza örnek oluyorlar.
* Hayata zor koşullarda başlayan birçok insan, sadece eğitim sayesinde, başarılı bir iş insanı, sanatçı, bilim insanı veya üst düzey yönetici olabiliyor
 Suna Kıraç 17 09 2020
Peki manifestodaki ana çalışma ilke ve amaçlar nasıl yorumlanabilir?
Bakın yıllarca bu kuruma şöyle ya da böyle emek vermiş bir eğitimci olarak deneyim ve teorik kazanımlarına dayanarak şunları ifade etmeliyim.
Bu gelişim Suna Kıraç ve çalışma arkadaşları ile nice isimsiz abla ve abilerin özverisinin eseridir…
Eğitimde uzlaşmacı, bütünleştirici anlayış ile birliktelik temel olmalıdır. Hepimiz bilmeliyiz ki eğitim dar kalıpçı, ideolojik fetişizmle, particilikle ve salt devletle yürütülemez. Eğitimde ulusal bir koalisyon ve pragmatiklik esas olmalıdır. Kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütleri, sendika, oda ve baro gibi demokratik kitle örgütleri birlikte olunmalıdır. Bu bağlamda bir sivil toplum kuruluşu olarak TEGV örnek bir kurumdur ve Suna Abla oradadır…
 
Eğitim ihtiyaçlara yönelik, uygulamalı ve pragmatik olmalıdır. İhtiyaca göre şekillenmeyen eğitim öğretim süreçleri zorlama ve dayatmalar yaratır. Yaşa göre oyun, güzel sanatlardan yararlanma, yeteneklere göre farklı alanlara geçiş hepsi ama hepsi bir gerekliliktir. Bir ara TEGV’de beslenme ve pişirme dersleri etkinlikleri planlanmıştı örneğin… TEGV bu açıdan örnek bir kurumdur ve Suna Abla oradadır…
 
Eğitimde objektiflik esas olmalı; kurum güven vermelidir. Sınıfta, bahçede, yurtta çocuk eşit ilgi, anlayış ve yardım beklemektedir. Çocuk düşünün okuldan TEGV’e severek geliyor. Anne çocuğunu kuruma severek getiriyor. Güven ve nesnelliğe oturmuş yaklaşım kurumsal gelişimin kuşkusuz bir gerekliliğidir. TEGV bu noktadan çoğu örnekleriyle göz önündedir, örnektir ve Suna Abla oradadır…
 TEGV 17 09 2020
Eğitim siyaset ilişkileri kritik bir ilişkilidir; bu konuda çok dikkatli ve özenli olunmalıdır.  Yıllarca bir gönüllü olarak hizmet verdiğim bu kurumda aktif siyaset yapıldığına hiç tanık olmadım. Uygarca konuşur, şakalaşır ve tartışırdık ama akılla, bilimle ve suhuletle… Şimdiki bakan sayın Ziya Selçuk’la bu kurumda tanışma olanağı bulmuştum. O zaman işlediğimiz bir konuyla ilgili olarak hem destekleyici hem de eleştirel boyutlu iki sorum dün gibi… TEGV aktif siyaseti süreçlere bulaştırmama konusunda da iyi bir örnektir ve Suna Abla oradadır…
 
Rahmetli Suna Abla’nın kuşkusuz farklı sıfatları var. Varlıklı, Türk burjuvası, şirket yöneticisi, abla, anne, nine… Bir niteliği de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmaktır. Bu noktada bu ülkeye karşı hem hakları olmuş hem de görevleri bulunmuştur. Oy kullanmak, toplumsal yaşama katılmak, vergi vermek gibi…
Suna Kıraç denilince şu algılar çağrışır bende. Ülkede kazanan ve kazandıklarının bir kısmını topluma adayan… Ülkesine karşı sosyal sorumluluk bilinciyle görevlerini yerine getiren bir hanımefendi. Bir yanda ülkenin koskoca zenginliklerini yaratma başarısı bir yanda ülke ve cumhuriyete karşı sorumluluk… Suna Kıraç, kazanılanı bir bakıma kimi sosyal yarar ve sorumlulukla tekrar ülkesine verebilmenin örneğidir… Eğitim gönüllüğü de bu bağlamda yerine getirdiği örnek çalışmalardır…
 
Suna Kıraç’ın binlerce eğitim gönüllüsü abi ve abla ile birlikte bu toprakların yurttaşlarının yüreklerinde yaşayacağına inancım sonsuzdur. Rahmetle anıyorum. Ruhu şad; mekânı cennet olsun!
Suna Kıraç’ın vefatını duyunca, bu bakışla bir bakalım dedim. Bugünlük bakmak bizden okumak sizden. Başka bir gün siz bakın biz okuyalım…
KAYNAKÇA
Güllüpınar, F. (2020). Yurttaşlık ve Göç. Ed. H. E. Doğru. Siyaset sosyolojisi içinde (s.112-145). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayını. 
Macionis, J. J ve Plumber, K. (2008).        Sociology: a global introduction. (4th Edition). Harlow: Pearson Prentice Hall.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV). Manifostumuz. Erişim adresi: https://tegv.org/hakkimizda/manifestomuz/
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi