29 Ekim 2012 Pazartesi günkü,’O mekanları polis denetlemez mi?’ başlıklı yazımla ilgili eleştiri de aldım destek de. ‘Hangisi daha fazla?’ diye soracak olursanız bütün samimiyetimle belirtiyorum destek daha çoktu.
Hatta Salı günkü 2Eylül Gazetesi’nde değerli kardeşim Sezai Şen de, köşemden alıntı yaparak kendi köşesine taşımış. Ben memnun oldum. Sezai Şen de benim gibi düşünüyor. Hatta benim yazdıklarımın az bile olduğunu ifade etmiş.
Yine Salı günkü 2Eylül Gazetesi’nde Nadide Sultan benim ismini kullanmamış ve köşesinde yazıma eleştiri yapmış olsa da ben kendisine konuyu öyle böyle gündeme taşıdığından dolayı teşekkür ediyorum. Ancak kendisine bir şeyi hatırlatmak istiyorum. O noktayı kaçırmış sanırım.
Ben barlara giren çıkan herkesin kimliği sorulsun demiyorum.
Sadece yaşı 18’den küçük gençler ve çocuklara kimlik sorulsun diyorum.
Nasıl bir kahvehaneye 18 yaşının altındaki gençler ve çocuklar alınmıyorsa, barlara da alınmamalı.
Kahvehane de nitekim ya kağıt oynayacak ya da okey.
Buna bile izin verilmiyor.
Ancak barda alkol alacak.
Bir kere genç diyoruz.
Hepimiz o dönemlerden geçtik.
En ufak bir terslikte hemen parlıyorduk.
Bu alkolü kaldıranlar kadar kaldıramayanlarda var.
Alkollü daha bıyığı bile terlememiş çocuk, yine kendisi gibi alkollü bir gence olumsuz bir laf atsa veya oldu ki küfür etse, gençliğin veya delikanlılığın vermiş olduğu cesaretle karşılık veriyor veya gidip suratının ortasına bir yumruğu patlatıyor.
İşte asıl pandomin de ondan sonra kopuyor.
Alkollü olmasa belki de bu küfürü hoşgörüyle karşılayacak.
Birde kimlik kontrolünden niye çekiniyorsunuz?
Yarası olan gocunsun.
Polis kimlik kontrolü yaptıktan sonra ben o mekanda daha güvenle otururum. Nadide Hanım yazısında bilmiyorum espri olsun! Diye mi yazdı. 8 yaşındaki çocukla rakı masasına oturabileceğini belirtmiş.
Bana ters gelse de anası, babası izin veriyorsa, onlara ters gelmiyorsa yanlarında rakıda içsin, şarapta, hatta uyuşturucu da kullansın..
Benim için hiç mi hiç mahsuru yok.
Ben hala 18 yaşından küçük çocukların, gençlerin o mekanlarına girmesine, alkol almalarına karşıyım.
Bakalım Nadide Hanım da bildiğim kadarıyla evli değil çocuğu da yok.
Hele çoluk çocuğa kavuşsun da, bırakın 8 yaşındaki çocuğunu, 15-16 yaşına gelmiş oğlu veya kızını o mekanlara gönderir mi?
Ben o mekanların olmasından rahatsız değilim. Karşı da değilim. Kimse kimseyi o mekanlara zorla götürmüyor.
Ben sadece ve sadece yaşı küçük çocuklar nasıl ki kahvehanelere bile giremiyorsa, barlara da girmelerine kesinlikle karşıyım.
Onlar bizim geleceğimiz. Geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızı en azından yaşları reşit oluncaya kadar yanlışı doğruyu biz öğreteceğiz. 18’inden sonra zaten kendisini bunu ayırt edebilecektir.
SAYI BANA AZ GELDİ
Kurban Bayramı süresince Türk Hava Kurumu (THK) Eskişehir Şube Başkanlığı tarafından Eskişehir il merkezi ile ilçeler dahil olmak üzere 21 bin 203 adet kurban derisi toplamış.
Bu rakam beni tatmin etmedi.
Beklediğim veya umduğum rakamın çok altında.
Bu yıl her ne kadar kurban fiyatları geçen yılki fiyatlarda da olsa kurban kesemeyenlerin sayısının da çok olduğunu biliyorum. Çünkü Kurban Bayramının üçüncü günü hayvan pazarında satılamayan daha pek çok hayvan vardı.
Ancak bu olumsuzluğu da göz önüne alsam toplanan kurban derisi sayısını yine az buldum. Sadece şehir merkezinde belediyelerden tam rakamı almadım ama, bir müteahhit arkadaşıma telefon ettim. Onun elinde de kesin rakam yok. Ancak 175 ile 200 bin arasında konut olabileceğini söyledi.
Eskişehir nüfusu da 700 bine dayandı. Bu hesaptan yola çıktığımızda Eskişehir’de ilçelerde dahil olmak üzere en azından 70-80 bin büyük-küçük olmak üzere kurban kesilmiştir.
THK Başkanı Nevzat Yalçın’a gazeteci arkadaşlar bunun nedenini sormuşlar.
‘Toplu kesim merkezlerinde kesilen kurbanların derileri, kesim karşılığı diyerek alıkoyuyorlar. Bizim görevli arkadaşlarımızı da içeriye almıyorlar’ demiş.
İşte sorunda burada.
Vatandaş kurbanını alırken satıcı ile aldığı yerde kesilmesi konusunda pazarlık yapıyor. Bu pazarlıkta ‘kurbanın derisi bizde kalacak’ diye bir şart yok.
Önümüzdeki yıl kurban bayramı öncesi Kurban Kesim Komisyonu, toplu kesim yerlerindeki kurban derilerinin de THK’ya bağışlanması kararı alırsa (yasal olarak böyle bir karar alınıp alınamamacığını bilmiyorum) toplanan derisi sayısı inanıyorum ki 50 bini geçecektir.
NOT: Dünkü köşemde Cumhuriyet Balosuna milletvekillerinin katılmadığını yazmıştım. Ben salonu dolaştığımda AK Parti Milletvekili Ülker Can hanımı görmemiştim. Dün arkadaşların baloda çektikleri fotoğraflara bakınca milletvekili Ülker Can’ın da baloda olduğunu gördüm. Kendisinden özür diliyorum.
FIKRA
YABANCI DİL
Sultanahmet ‘de gezinen bir turist Temel ile Dursun’ un yanına gelerek bir adres sorar. Önce İngilizce, sonra Almanca son olarak ta Fransızca konuşarak adresi soran turist bir türlü derdini anlatamaz. Dursun dayanamaz ve Temel’ e :
- Ula Temel, bir yabancı dil öğrenemedik ciddi. Temel hemen cevap verir:
- Ula adam 3 yabancı dil öğrenmiş yinede derdini anlatamıyor, 1 yabancı dil öğrensen ne olacak ki.