Özel dershanelerin kapatılması tartışılıyor. İlk kez bugün gündeme gelmedi dershanelerin kapatılması. 12 Eylül hükümetin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam Paşa’da 1984 yılında,'dershaneler kesin kapanacak' demişti. 1.5 yıl süre verdiler. Turgut Özal iktidara gelince kendisine konu anlatıldı, yeniden yasa düzenlendi ve dershanelerin kapatılması gündemden kalktı.
OKULLAR HAFTA SONLARI DERSAHANE OLSUN
Milli Eğitim Bakanlığının uyguladığı eğitim-öğretim sistemiyle Özel Dershaneleri kapatmak mümkün değil. Türkiye’de Liselere ve üniversitelere girişin sınava dayandığı müddetçe dershaneler varlıklarını kapatsanız da bu kez merdiven altında sürdürecekler. Çünkü talep var. O zaman ben şöyle bir öneride bulunmak istiyorum.
Dershaneler özellikle dar gelirlilere büyük bir yük getiriyor. Doğru. Asgari ücretle çalışan bir baba bile, çocuğunun daha iyi okullarda eğitim-öğretim görmesi için dişinden tırnağından artırıp, yemiyor-içmiyor dershaneye gönderiyor. Bu maliyeti azaltmanın yolu var. Milli Eğitim Bakanlığının elindeki okullar hafta sonları dershanelere ücretsiz olarak tahsis edilsin.
Milli Eğitim Bakanlığı nasıl olsa okulların elektrik, yakıt, su vs gibi giderlerini ödüyor. Özel Dershaneler başta kira olmak üzere bu gibi masraflardan kurtulacakları için maliyetleri de düşecek. Tahmin ediyorum ki bugün bin 500-2 bin lira gibi olan rakamlar dört yüz-beş yüz lira gibi rakamlara iner. Hem öğrenci velilerinin cebi rahatlar, hem de dershanelerin kapatılması gündemden kalkar.
SINAV SİSTEMİ DEĞİŞMEDEN, KURUMLAR ARASI
GEÇİŞ DÜZENLENMEDEN DERSHANELER KAPANMAZ
Cumartesi akşamı ES TV’deki ‘Eskişehir Gündemi’ programına Özel Dershanelerin özel eğitim kurumları dernekleri olan ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER ve TÖDER’in Eskişehir temsilcileri katıldı. Programda, Başbakan Erdoğan tarafından gündeme getirilen,‘Özel Dershanelerin Kaldırılması’ konusunu tartıştık.
ÖZ-DE-BİR Temsilcisi Yüksel Koç, GÜVENDER Temsilcisi Engin Kara ve TÖDER Temsilcisi Kamil Emeksiz özet olarak şunları söylediler:
“Dershanelerin toplumda ihtiyaçtan doğan yan kuruluşlar. Dershanelerin varlık sebebi olan sınav sistemi ve öğrencilerin bir üst düzey eğitim kurumuna geçişine yönelik düzenlemeler dershanelere ihtiyaç bırakmayacak şekilde ayarlanabilirse dershaneler kendiliğinden kapanacaktır. Dershanede çalışan yüz binlerce öğretmenin halen kamuda atanamayan öğretmen adayları varken yeni 100 - 150 bin işsiz çıkması toplumda infiale sebep olur kanaatindeyiz. Hükümetimiz öncelikle dershanelerin varlık sebebi olan sınav sistemi ve kurumlara arası geçişleri yeniden düzenlemelidir. Dershanelerimizi Özel Okullara çevirebiliriz. Bunun alt yapısının oluşturulması için zaman tanınmalı. Madalyonun diğer tarafına baktığımızda bugün özel okullar sınıflarını dolduramıyor. Bu gerçekte göz ardı edilmemeli. Özel okullarda bir öğrencinin maliyeti yıllık 10 milyon. Bu rakamı kaç veli verebilir?”
Hem Başbakan Erdoğan’ı hem de dershanecileri dinlediğimde iki tarafta haklı. Bunun orta yolu bulunmalı. ‘Kapattım’ demek sorunu ortadan kaldırmaz. Okullardaki eğitim-öğretim sistemi, bugünkü ders müfredatı lise ve üniversitelere girişlerin sınavla olduğu sürece dershanelere her zaman ihtiyaç duyulacaktır.
*-*******
Yılmaz Hoca Eskişehir’i bırakıp gitmez
Dünkü Anadolu Gazetesi’nin manşetindeki haber, şehirde ses getirdi. Kiminle konuşsam, bana ‘Hoca gerçekten Ankara’ya gidecek mi?’ diye sordu.
CHP tabanı arasında yapılan ankette, ’CHP seçmeni Büyükerşen’i Ankara’ya yani Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı’ olmasını istiyormuş.
Bunun için CHP yönetimi, adaylarını belirlemek için kamuoyu yoklamaları yapacak. Kamuoyu yoklamaları, her üç ayda bir yapılacak. Toplam 6 adet kamuoyu yoklaması yapılacak. Yoklamalarda, vatandaşın belediye hizmetlerinden memnuniyeti de 10 soru üzerinden ölçülecek. Ortalamanın altında memnuniyet nedeni olan hizmetler belirlenecek. Başarılı – daha az başarılı – başarısız belediye değerlendirmesi, aday belirlemede kriter olarak kullanılacak.
Türkiye’nin 81 vilayetindeki CHP’liler ve CHP’li seçmen ısrarla Yılmaz Hoca’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmasını istese de, az çok tanıdığım Yılmaz Hoca Eskişehir’i bırakmaz. Cumhurbaşkanlığı için aday gösterilmesinin gündeme geldiği günlerde bunu daha önce kendisi de söylemişti.
“Ben Eskişehir’e aşığım. Eskişehir’i bırakıp gidemem”diye.
Tekrar ediyorum. Türkiye ayağa kalksa bile Yılmaz Hoca Eskişehir’i bırakıp gitmez. Varsayalım baskılara dayanamayarak gitti. O zamanda Eskişehirliler hakkını helal etmez. Yılmaz Hocada bunun bilincinde.
*-******
FIKRA:
ALLAH BİLİR
Temel’in başhekim olduğu hastane, Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmektedir. Teftişten sonra müfettişlerden biri Temel’e sorar:
-“Bazı yatakların önündeki harfler dikkatimi çekti. Mesela: A.S, A.T, A.Ü gibi. Bunların manası nedir?
-“A.S. Akut Siroz, A.T. Akut Tüberküloz, A.Ü. Akut Ülser anlamına celur.”
Müfettişin aklına bir şey daha takılmıştır. Bu sebeple yeniden sorar:
-“Peki, A.B’nin manası nedir?”
Temel cevap verir.
-“o, teşhisi konulmayan hastalıkları ifade eder. Manası da:
“Allah Bilir.”
*-*******
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...