Ali Baş yazdı
Eskişehir’de Kentsel Dönüşüm bekleyen iki bölge var…
Birincisi gazetelerimizin manşetindeydi, Gündoğdu Mahallesi…
İkinci alan ise şehrin merkezindeki Porsuk Çayı kenarındaki sekiz mahalle…
Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş…
Gündoğdu ile kaderleri hemen hemen aynı…
Aslında Büyükşehir Belediyesi sadece Porsuk çayı kenarını Afet Riskli alan ilan etmek istedi. Dönemin Çevre il Müdürü buna itiraz etti ve 8 mahallenin bazılarının tamamı bazılarının da bir kısmı Afet riskli alan içine alınmasını istedi…
Büyükşehir Belediyesi bu isteğe uydu mecliste bu yönde karar çıktı…
Projeyi bakanlığın yapması gerekiyordu ama bakanlık görevi Büyükşehir Belediyesi’ne verdi.
Büyükşehir Belediyesi bu projenin üzerinde 3 yıl çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde planları hazırlattı. Sonunda ortaya bir proje çıktı, maketler konuldu, vatandaştan muvafakatname alınmaya başlandı…
BAKANLIK REVİZE İSTEDİ!
Bakanlık müdahale etti…
-Planları revize edin!
Büyükşehir bakanlığın dediğini yaptı revize etti…
Bakanlık bu kez ikinci bir revize daha istedi…
Büyükşehir bir kez daha revize etti, bakanlığa gönderdi!
Proje halen bakanlıkta!
BÜYÜKERŞEN’E SORDUM!
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e bu durumu sordum. Çünkü vatandaşlarda bize soruyor…
-Ne olacak 8 mahallenin hali!
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, vatandaşın kendisine de bu soruyu yönelttiğini belirterek, “Bilim insanları sürekli deprem uyarısı yapıyor. Vatandaşta bana ‘bir deprem olursa ne olacak? Can ve mal kaybının sorumlusu kim olacak?’ diye soruyor. Ben ‘Sorumlusu çevre ve şehircilik bakanlığıdır’ demiyorum. Desem ortalık karışacak. Sanırım bakanlık yetkilileri Yılmaz hoca seçimlerden önce bu işe başlamasın diye düşünüyorlar. Bakanlık tarafından onay gelse bile hemen işe başlayamayız. Kim kredi verecek, hangi müteahhit bu işe girecek!
…/…
Eskişehir’de “Kentsel dönüşüm” anlamında hazır bekleyen iki proje var. Birisi bakanlıkta, birisi mecliste…
KAŞIKÇI
Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, konsoloslukta kaybolmasının yankıları sürüyor…
Kaşıkçı adı bize hiç yabancı değil…
Kaşıkçı soyadı 1980 ve 1990’larda hayatımıza girmiş Türkiye’de fırtına gibi esmişti.
İstanbul’a Ankara’ya her gelişinde gazeteler büyük puntolarla bu haberleri verirdi. Uluslararası silah tüccarı olarak tanıtılırdı…
İşte kayıplara karışan gazeteci Cemal Kaşıkçı, Adnan Kaşıkçı’nın yeğenidir…
Cemal Kaşıkçı’yı sadece bir gazeteci olarak görmemek gerekir. İktidar mücadelesinde bir grubun içindedir!
ERKEK ERKEĞE!
Perşembe akşamı bir kanalımızda tartışma programı var. Konusu oldukça ilginç:
-Camide kadının yeri!
Bu konuda önemli tartışmak gerekir mutlaka!
Tartışılıyor ama programda biç bir kadın yok! Komik mi desem, tuhaf mı desem karar veremedim…
Kadınlarla ilgili bir konuyu “erkek erkeğe” konuşarak, çözüme kavuşturdular!
PARA NASIL PUL OLDU!
Şimdi değil, çok eskiden…
Osmanlı döneminde!
Osmanlı, 17’nci yüzyılda büyük bütçe açıklarıyla karşılaşmaya başladı. Bütçe açığını kapatmak için borç arayışına girdi. 1784'te Fas'tan, 1789'da da Flemenk'ten borç istediler. Bu girişimler sonuçsuz kaldı. Osmanlı, borç para bulamayınca, paradaki altın gümüş oranlarını azaltıp paranın ayarını düşürdü. Gümüş miktarı azalan paralar o kadar incelmişti ki halk arasında “paraya pul oldu” deyimi türedi ve günümüze kadar ulaştı!
ŞANS!
Bir filozofa sormuşlar:
-Şansa inanır mısınız?
-Elbette inanırım, demiş. Ardından da eklemiş:
-Yoksa sevmediğim insanların başarısını nasıl açıklarım!
FIRSAT!
Russell Conwell, kaçan ve gelen fırsatlarla ilgili 3 cümle kuruyor...
Conwell'e göre fırsat kaçmaz veya yakalanmaz...
Nedenini şöyle açıklıyor:
-Fırsatlar hep karşınıza çıkmaz...
Çoğu fırsatlar hep orada yanı başınızda durmaktadır.
-Yapacağınız tek şey onları görmektir.