Yaklaşık on yıl oldu.
Demiryolu hattı için olumlu bir adım atılmadı.
Arada bir kazma kürek çalışanları görüyoruz.
Toprak yığılıyor.
Araçlar gelip gidiyor.
Birkaç çalışan kazma kürek dolaşıyor.
Ardından işler bırakılıyor..
Çalışanlar “paydos edip” gidiyorlar..
--//--
İşin ilginç yanı..
Şehri bir yandan bir yana bölen demiryolu hattı için bir açıklamada yapılmıyor.
Bu hat ne olacak? Nasıl olacak?
Ne zaman tamamlanacak?
Kimse bilmiyor.
Bağlar geçidi perişan..
Muttalip Caddesi döküm saçım bekliyor..
--//--
Dün bir okurum arayıp sordu:
“Bu geçit ne olacak? Şehrin ortası böyle perli perişan bekleyecek mi? Neden yazıp da sormuyorsunuz? Koskocaman şehre bu görüntü ayıp değil mi? Bağlar Caddesi’nde araçlar dikkatli olmasa her an bir kaza hazır. Burası ne zaman şehre yakışır duruma gelecek? Önden gelen kış. Ne yapılacaksa yapılmalı artık.”
İlginç değil mi?
Vatandaşın gördüğünü acaba yetkililer görmüyorlar mı?
Şehri ikiye bölen bu çirkin manzara için neden çalışmalara bir çeki düzen verilmez değil mi?
Neden başlayan çalışmalar tamamlanmadan bırakılır?
--//--
Bir zamanlar kulakları çınlasın Salih Koca üç kişiyle çalışma başlatmıştı.
O zaman yazmış:
“Bunun arkası gelmez” demiştik.
Gelmedi gerçekten de..
Salih Koca da bir şey olmayacağını anladı galiba ki:
“Çekildi köşesine..”
Her neyse?.
Ben on ay olarak biliyorum.
Belki bir yılı geçti.
Demiryolu hattını yerin altına aldık..
Trenler yer altından gelip gidiyor..
Ama demiryolunun üstü perişan.
Ata sözünde dendiği gibi:
“Altı kaval, üstü şişhane” yani.
--//--
İşin ilginç yanı..
Kent adına çirkin bir görünüm yaratan bu manzara için şimdiye kadar çıkıp da bir yetkili konuşmadı.
Belediyelerin yaptığı çalışmaları eleştirenler:
“Şehrin ortasındaki bu çirkin manzara ne zaman kalkacak?
Bu işin sorumlusu kimdir? Ne yapılacaksa yapılsın artık” demediler..
Olmuyor beyler olmuyor.?.
Ne zaman yapılacaksa yapılsın artık..
Demiryolunun üstündeki manzara:
“Çağdaş Eskişehir’e yakışmıyor” çünkü..
Günlerin Getirdiği
AKP’de gelecek hesapları
Eskişehir AKP’de değişiklik olmadı. İlkin seçilemeyen Emine Nur Günay, ikinci seçimde MHP’den gelen oylarla milletvekili seçilip meclise girdi. AKP’nin üç milletvekili çıkarmasında MHP’den gelen oylar kadar, Harun Karacan’ın da rolü olduğunu herkes biliyor. AKP’de en ağır yükü il Başkanı Dündar Ünlü’nün çektiğini herkes bilir. Kendisine özgü yapısı içinde çalışan Ünlü “Biz halkın partisiyiz. Gelecek sorunları buna göre değerlendireceğiz” demişti. Gerçekten de öyle oldu. Dündar Ünlü partide dördüncü milletvekili gibi, çalışıyor. Dündar Ünlü içinde bulunduğumuz günlerde iktidar partisi gibi değil, ana muhalefet partisi il başkanı gibi çalışıyor.. İktidar partisi AKP’de diyeceksiniz ki “muhalefet kanadı yok mu?” Var elbette… Var da şimdilik duruma ayak uyduruyorlar… Zamanı gelince göreceğiz… Kimler, kimlerin yanında yer alacak?
CHP’de perde gerisi
Önceki gün bir mini sohbette söz CHP’den açıldı. Önümüzdeki günlerde yapılacak ilçe kongrelerinden tutun da, Genel Merkez için ortaya çıkan Muharrem İnce ve Mustafa Balbay’a kadar tüm gelişmeler değerlendirildi. Hatta ilçe kongrelerinden sonra gündeme gelecek il kongresi bile konuşuldu. Hatta “Odunpazarı’nda kim kazanırsa il başkanı kim olur, Tepebaşı’nda kim kazanırsa il başkanı kim olur” sorularına yanıt arandı. Şimdi yazmayayım, bazı isimler sayılarak “filanların adayı falan, falanların adayı fişmekan olur” gibi yorumlara bile girildi. Gene yazmayayım… Bu yorumların arasında “belediye başkanları öne çıktı…” Bir ara “peki milletvekillerinin bu gelişmelerde rolü olmaz mı?” diye sorduğumda partililerden biri aynen şöyle yanıt verdi “Gaye Hanım “Karışmam” diyor. Utku bey örgütü tam tanımıyor. Cemal Okan Yüksel’in ise yönü yörüngesi belli… Onun için gelişmeleri onlardan uzak tutmak gerekir”
Evet… CHP’de ilçe kongreleri ile birlikte il kongresi de sessiz olarak konuşulmaya başlandı. Bekleyip göreceğiz. Köprülerin altından sular nasıl akacak?