Çok akıllı bir milletiz..
Aklımız nelere yatıyor nelere?
Önceki gün gördüm bunun tipik örneğini..
Konuşulanları dinledim de, şaşırıp kaldım..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için bankalara yardım parası yatıranlar vardı ya..
Bazıları dekontları ileride lazım olur diye saklıyormuş.
Bizzat gördüm..
Meşin cüzdanının içinden bankadan aldığı yardım parası dekontunu çıkaran Fuat bey şöyle diyordu:
“Anahtar bu kardeşim. Her kapıyı açar..”
Ardından bir kahkaha atıp gülüyor ve dinleyenleri güldürüyordu:
“Yeter ki kullanmasını bil...”
Şakayla karışık bir vatandaş şöyle dedi:
“Fuat bey sakın bu dekontu atma lazım olur”
Gerçekten ilginç değil mi?
…..
Ekmeleddin İhsanoğlu gelip gitti Eskişehir’e ya.
Akşam üzeri kahvede otururken orta yaşlı bir vatandaş gelip oturdu yanıma
Selam verdikten sonra konuştu:.
“Sizi tanıyorum, gazetecisiniz”
“Evet” dedim, gülerek:
“Bir sorun mu vardı?”
“Var” yanıtını verdi mahcup mahcup:
“Bir şey soracaktım da..”
Ve tahmin ettiğim sorusunu sordu:
“Ekmeleddin İhsanoğlu’nun toplantısına gittim.. Ne dersiniz oyumu verirsem kazanır mı?”
“Kazanır” dedim gülerek:
“Ama belli de olmaz. Sandıktan çıkacak oylara bakar”
Adını sormadığım bu kişi biraz şaşkın, biraz mahcup konuştu:
“Bende öyle sanıyorum.. Oyumu da ona göre vereceğim..”
İki vatandaşın görüşü böyle..
Biri cebindeki, faturanın sıcaklığına yatıyor…
Diğeri ise gönlünden gelen inanmışlığın sesini, dinliyor..
…..
Ekmeleddin İhsanoğlu Eskişehir’de gördüğü ilgiden memnun olarak ayrılmış..
Ve demiş ki:
“Eskişehir güzel bir kent.. Başta Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen olmak üzere Belediye Başkanları Kazım Kurt ve Ahmet Ataç sevilen isimler. Olumlu çalışmaları var. Halk kendilerini seviyor ve takdir ediyor.”
Bize kalan da bu duygu işte..
Eskişehir’in iyiden ve güzelden yana inanmışlığı ve de inanmış insanlar tarafından yönetilmesi...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Önceki gün gazeteye bir telefon geldi.. Saat tahminen 15.00-15.30 arasıydı.. Telefon eden kişi adını vermedi ama, telefon numarasını aldık.. Bu arkadaş kimse dedi ki; “Büyükdere mahallesi’nde ki Cem Evi Bahçesindeki Pir Sultan Abdal, Şah İsmail ve Nesimi’nın büstleri yerlerinden sökülmüş. Büstler parçalanmıştır. Bilgilerinize..”
Gerçekten olay ilginçti.. Büyükdere’deki Cem Evi nasıl saldırıya uğrar, kapıda ki Pir Sultan Abdal, Nesimi ve Şah İsmail büstleri nasıl kırılır, nasıl parçalanırdı.. Akşamdan sonra yapıldığı tahmin edilen bu saldırı, nasıl olurda ertesi gün geç vakit farkedilirdi, kimse yorum yapamadı.. Olayı basına haber veren Kamer Duru adındaki görevli ”Duruma emniyet el koymuştur.. Kırılan büstler depoya konmuştur” dedi.
Hepsi bu...
Eskişehir’de şimdiye kadar böyle bir olayın yaşanmadığını belirten yetkililer, “Bu saldırı provokatörlerin işidir. Olay tamamen tahriktir. Emniyetin çok yönlü başlattığı soruşturmasından sonuç alınacak ve failler mutlaka adalete teslim edilecektir” dediler… Diliyor ve bekliyoruz.. Eskişehir Cem Evi’ne yapılan saldırının failleri bir an önce yakalanarak yargıya teslim edilsin ki, ortalığı karıştırmak isteyenlerim kimlikleri ortaya çıksın, hevesleri kursaklarında kalsın..
—Sol partiler işin farkında—
Önceki gün EMEP İl Başkanı İbrahim Akgün. EHP İl Başkanı Can Ersoy.. ESP il başkanı Ahmet Uluçelebi.. HDP Eş Başkanı Halit Kurt ile Selim Gürsoy ziyaretimize geldiler.. İbrahim Akgün başta olmak üzere hepsini tanırım.. İbrahim Akgün dedi ki “Biz HDP adayı Selahattin Demirtaş’ı destekliyoruz. Onun için geldik.. 10 Ağustos’ta yeni bir demokrasinin temellerinin atılacağına inanıyoruz. Ülkemizde bir kardeşlik başlasın istiyoruz .Bu kardeşliğin sesinin duyulmasını istiyoruz.. Demirtaş yaptığı konuşmalarda ve çıkışlarda bizim sesimizi duyuruyor. Bu seçimde sadece yeni bir cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda yeni bir yaşam öneriyoruz. Öneri, yıpranan kardeşliğin eşit temeller üzerinde yeniden tesisi için tekliftir.. Türkiye’deki bütün halkların ve inançların birlikte birbirine benzemeden özgürce yepyeni, bir yaşam inşa etmeleriden yanayız.” .
Evet.. HDP’den Halit Kurt. EHP’den Can Ersel.. ESP’den Ahmet Uluçelebi’ ve EMEP’te İbrahim Akgün’ün görüşleri böyle.. Kendilerine kolay gelsin diyoruz.... .