Daha büyük seller gelecek 

Eskişehir’de yaşanan şiddetli yağış, hayatı olumsuz etkiledi. Şimdi sosyal medyaya baktığınız zaman AK Parti’ye yakın çevrelerin “Eskişehir’i seller götürüyor” edebiyatı yaptıklarını görüyoruz. Öncelikle şunu belirtelim; Eskişehir’i seller filan götürmedi. Şiddetli ve ağır yağmurlar birkaç evin bodrum katlarına su basmasına neden oldu. Ayrıca tramvay seferleri de bir müddet aksadı. “Hiç sorun yok” diyemeyiz ama “Eskişehir’i seller götürdü” hiç diyemeyiz.

Dolayısıyla belediyeye çok yüklenmiyorum.
Ancak…
Belli ki ciddi bir iklim değişikliği içerisindeyiz. Eskiden bu kadar şiddetli ve kısa süreli yağmurları Eskişehir’de görmezdik. Şimdilik altyapımız bu yükü kaldırıyor. Ancak ileride daha şiddetli yağmurlarla karşılaşacağız. Eskişehir’in altyapısının böylesi bir yüke dayanması pek mümkün görünmüyor.
Son yıllarda giderek şiddetlenen yağmurları tabiatın bir uyarısı olarak görmek ve geleceğe hazırlanmak lazım. Belli ki ilerleyen yıllarda daha büyük seller olacak. Şimdiden planlama yapmalıyız.

Belediyenin suçu yok 

Kalabak suyuna zam geldi. Artık 12 litrelik damacanayı 25 liraya alacağız. Geçen gün markete gittim ve iş yerinde zaman zaman içtiğim çabuk çorbalardan 6 tane aldım. Hani şu üzerine sıcak su atılan ve bardakta içilen çorbalardan. Tam 75 lira verdim.
Her hafta market alışverişine gidiyoruz ve zamlı fiyatlarla karşılaşıyoruz. Ülkemizde açlık sınırı 17 bin 500 liraya, yoksulluk sınırı da 51 bin liraya dayandı. Zamlardan mazot ve elektrik fiyatları da nasibini alıyor. Bu şartlar altında su dağıtan saka esnafının ve belediyelerin zam yapması kaçınılmaz. Dolayısıyla belediyeye Kalabak zammından dolayı yüklenmek haksızlık olur.
Eğer ülkemizde zamlar birbiri ardına geliyorsa bunun sebebi “Dıj Güjler” değildir. Zamların sebebi beceriksiz Saray Hükûmetidir. Cesaretiniz varsa hükûmeti eleştirin.

Hükûmet de CHP de suçlu

1 Mayıs işçi bayramı tüm dünyada ve Türkiye’de barışçıl bir şekilde kutlanırken, İstanbul’da çirkin görüntülere sahne oldu. Lafı fazla uzatmadan kanaatimi söyleyeyim; bu olayların olmasında hükûmetin de muhalefetin de işçi sendikalarının da suçu var.
İktidar suçlu çünkü işçiler 1 Mayıs’ı Taksim Meydanında kutlamak istiyor. 2010 – 13 yılları arasında AK Parti iktidarı Taksim’i 1 Mayıs bayramına açmış, hiçbir sorun da olmamıştı. Saray’ın bu Taksim inadına anlam veremiyorum.
Öte yandan Türkiye’de 1 Mayıs’ı kutlamak yasak değil. Hatta 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanıyor. Üstelik İstanbul’da da kutlama yapmak yasak değil. Dolayısıyla Sendikaların ve CHP’nin hükûmeti, “Neden Taksim’de kutlamalara izin vermiyorsunuz?” diyerek eleştirmesi normal. Ancak yasak olduğunu bile bile Taksim Meydanına gitmek, polisle vatandaşı karşı karşıya getirmekten başka bir anlam taşımıyor. Tabii bu arada yarı yasal – yarı yasadışı marjinal guruplara da gün doğuyor.