Cumhuriyet en çok kadınların yolunu aydınlattı

Cumhuriyetin 100. yıldönümü, Türk kadınları için özel bir anlam taşır. Atatürk'ün vurguladığı gibi, bu coşkulu gün, Türk istiklalini ve cumhuriyetini koruma ve savunma görevimizi hatırlatır.

Bu görev, Türk milletinin varlığının ve geleceğinin temelidir. Biz Türk kadınları, bu emaneti sıkıca taşıyan bir kuşağın parçası olarak, hiç yaşlanmayacak bir sorumluluğun bilincindeyiz. Atatürk'ün emanet ettiği değerleri koruduğumuz sürece, Cumhuriyet gibi bu kuşakta daha da değerlenecektir.

Atatürk'ün izinde büyüdük. Cumhuriyet değerleriyle doluyuz. Günümüzde, Türk kadını için mesele, sadece eğitim almak ve çalışmak kadar basit değildir. Tarihimiz boyunca Türk kadınının yaratıcı düşünce ve üstün değerlerini yayması gerekmektedir. Artık sadece "çalışıyorum, kazanıyorum, çocuk büyütüyorum" demek yetersizdir.

Atatürk, Türk'ün dünyayı kültürü ile fethedeceğini belirtmişti. Bu, Türk kadınına büyük bir sorumluluk yükler. Her vatandaşın idareyle yakından ilgilenmesi gerektiğini vurgulayan Atatürk, herkesin düşünce sahibi olması gerektiğini de ifade etmiştir. İnsan gelişiminin birçok aşaması vardır ve hepimiz birer gelişim durağında bulunuruz. Ancak Atatürk'ün dehası, yüksek aklın karşısında kimseye boyun eğmeyeceğimizi göstermiştir.

Cumhuriyetin 100. yılında, Türk kadınları olarak, Atatürk'e olan borcumuzu yerine getirmek için en iyisini yapmalıyız. Atatürk, “kadına saygıyı öğreten” bir liderdi. Bu nedenle doğrunun peşinde olmalı ve doğruyu yapmalıyız.
Bugün, evlat yetiştirmekle ilgili yaklaşımımızı gözden geçirmeliyiz. Türk kadınının görüşleri, ülke için çok önemlidir. Meslek sahibi kadınlar bakımından Türkiye, dünya genelinde öne çıkan ülkelerden biri olmasına rağmen, Türk kadınına yönelik toplumsal deneyimlerimizin ve başarılarımızın birleştiği bir yol çizmeliyiz.

Atatürk'ün de dediği gibi, “güç işlerden korkmamak” doğru yoldur. Biz Türk kadınları olarak, Cumhuriyetimizi korumak ve geliştirmek için güçlü ve kararlı bir şekilde çalışmalıyız.