Sosyal paylaşım sayfamda beş bine yakın arkadaşım var. Bunlardan bir bölümü pasif arkadaşlık olsa da yarısından çoğu ülkemiz gerçekleri ile ilgili duyarlı insanlar. İzmir’den bir gazeteci arkadaşımın geçtiğimiz gün yaptığı paylaşım gerçekten de tüylerimi ürpertti. Empati gücü yüksek insanlar olarak perşembenin gelişini çarşambadan hissediverdik hemen. Şöyle diyor paylaşımında…
Irak ordusu Musul'da ilerliyor, Suriye'de Membiç düştü düşecek. Sonraki hedef Rakka. Peki, yenilen tahmini yetmiş bin IŞİD üyesi nereye gidecek?
A-Lübnan
B-Ürdün
C-Türkiye…
İşte asıl sorun da o zaman başlayacak, yani bu şıklardan biri olan © Türkiye doğru yanıt olduğunda başlayacak. Komplo teorisi yapmayın diyen nice tatlı su solcusu, çakma Atatürkçü, salon devrimcisi biliyoruz ki artık lal olmuş durumda. Hiç değilse bu yumuşakçalar takımının gereksiz lakırdılarını duyup eğreti olmuyoruz…
Bu ülkede komplo teorisi diye nitelenen hemen her varsayım artık yaşadığımız senaryolar arasında yerini almıştır. Olmaz denilen her şey ama her şey kanıra kandıra hayata geçirilmiştir birileri tarafından…
Dünya kamuoyunun gözü önünde IŞİD denen ruh hastalarından oluşan ABD taşeronları toplu halde yok edilmeyeceğine göre akıbetleri ne olacak peki? Bu kirli taşeron örgüt nasıl ki bir ayda tüm dünyanın adını duyacağı biçime getirilmişse, fişleri çekildiğinde yine birkaç ay içerisinde ortadan yok edileceklerdir. Çünkü bunların sahipleri, finansörleri, dünyanın jandarmalığına soyunmuş Teksas’lı çavuşlardır…
Resmi ağızların üç milyon diye açıkladığı Suriyeli sayısının aslında ikiye katlı rakamlarda olduğunu herkes dillendiriyor. Bunlara sadece Suriyeli olarak bakmak yerine Ortadoğu’dan ipini koparan herkesin elini kolunu sallayarak ülkemize daldığını düşündüğümüzde gerçekten de bu sayının altı yedi milyonlarda gezindiğini düşünenlerdenim ben de…
Malumunuz söz konusu bu kişilere vatandaşlık verilmesi gündem konusu olarak ısıtılıp önümüze getiriliyor. Bunlar resmi açıklamada mülteci bile değiller, sığınmacılar. Bu koşullarda bile altı binine çalışma izni verildiği, on binlercesinin izinsiz karın tokluğuna çalıştırıldığı bilgeler dâhilinde. Bir de bunlara vatandaşlık verilecek iyi mi? Hani Bekir Coşkun’un dediği gibi, her şeyimizi paylaştık onlarla. Makûs kaderlerini, aşımızı, işimizi…
Ama bırakın da VATANIMIZI paylaşmayalım kardeşim!
Kendi ülkesini en zor zamanda bırakıp kaçan, tabanları yağlayan zihniyet vatandaşlığı elde ettiği elin topraklarına yani Türkiye’ye mi sahip çıkacak?
Arkadaşımızın sorusuna yanıt arayalım isterseniz.
Gerçekten de artık ABD’nin gözden çıkardığı, halı altına süpürmeye niyetlendiği IŞİD kirli örgütünden geriye kalanlar hangi ülkelerce kabul görecekler? Suriye Devleti bunlara hapishanelerde keyif çattırıp ömür boyu bakmayacağına göre, dünya kamuoyunun gözleri önünde toplu öldürmeleri göze alamayacağına göre ne olacak?
Nereye gidecek ruhu kirli on binlerce katil?
Her şeye alıştığımız, alıştırıldığımız bu garip ülkede böyle bir olasılık yaşanır mı ne dersiniz? Bu katiller sürüsünden bir kısmı da olsa AB-ABD tarafından ikna (!) yolu ile bize postalanmak istenir mi?
Yok be, bu kadar da sallamayın diyen var mı?
Devletimizi yönetenler, bu ülkenin geleceğe selametle yolculuğu uğruna ellerinden gelenin fazlasını yapan saygıdeğer büyüklerimiz tabii ki en doğrusunu düşünürler. En yerinde hamleler, kararlar verirler. Ülkemizin başına bu belayı tüy diker gibi dikip son noktayı koymazlar eminim!
Bu arkadaşımız benim beynime de kasap çengeli kadar büyük bir soru işareti soktu ne yalan söyleyeyim.
Lakin arkadaşın bilmediği bir konu var.
Biz Osmanlı torunlarıyız!
Son sözü biz söyleriz!
Biz bitti demeden bitmez kardeş!
Bakma sen Avrupa şampiyonasındaki şanssızlığımıza…
SİZİN SESİNİZ
Eskişehir Kalkanlı Köyü!
Evet, ne yazık ki hayırlı bir biçimde anılmayacak köyün adı. Sizin köylü, Eskişehir Kalkanlı Köyü sakinlerinden biri köyünüzün güzel adına yakışmayacak bir insanlık ayıbı işledi. Bir günah işledi ve bu günahını da cep telefonun kamerasına kaydedip yayınlayarak (ya da yayınlatarak) ayıbına ayıp, günahına günah kattı...
Adı ve soyadının baş harflerini vermekle yetinelim şimdilik.
E. Ö. isimli şahıs, sahipli bir köpeğe kendi köpeklerini saldırtarak yaralatmış, saatlerce can çekişerek çığlıklar atarak sonuna göz yummuştur. Videoda bunu yapan şahsın konuşmaları da zaten açıkça ne olduğunu göstermektedir. Can çekişerek ölen köpeğin sahibine dolaylı olarak ulaştım anında. 5000 kişilik sosyal paylaşım sitemden yaptığım duyuruya anında ilgi gösterdi güzel arkadaşlarım. Köpeğin sahibi kişiyi bulduk, Cumartesi sabahı canlı yayınlanacak olan SABAH KAHVESİ programımıza davet ettik. Korkmayacağını, bu zalimliği yapanların yanına kötülüklerini kar bırakmayacağımıza inanarak görevimizi yaptık.
Eskişehir Kalkanlı Köyü’nün duyarlı, yürekli ve güzel insanlarının bu zalim kalpli köylülerinden dolayı sıkıntı çekecekleri kesin. Ta ki Allah’ın masum hayvanına bu kötülüğü yapan kişiyi soyutlayıp bir başına bırakana dek!
OZANCA
İnsanlar vardır
Soğuk duvarlar misali
Gülümsemenin sıcaklığını bilmezler
Bilseler de sevmezler...
İnsanlar vardır
Gelip geçerler hayatlarımızdan
Kimi depremlerle gider
Kimi fırtınalarla…
Ben kalanlardan yanayım
Gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim
Sarılıp bırakmayanların sıcaklığını... Şems-i Tebrizi