Çocuklar tehlikede

Eskişhir Polisi, başarılı bir operasyon gerçekleştirdi ve piyasa değeri 4 milyon lira olan 2 kilo 670 gram aırlığında metanfetamin maddesi ele geçirdi. Elbette uyuşturucular arasında masum veya tehlikesiz olanı yok. Ancak daha tehlikeli olanları var. Işte metanfetamin tam da bu sınıfa giriyor. Son zamanlarda bu uyuşturucunun adını daha sık duyuyoruz ve gençlerin hayatını kararttığını görüyoruz. Benim çocukluğumda, ortaokul veya lise yıllarımda yanımıza gelip, "Kardeş mal var ister misin?" diyen torbacılar yoktu. Varsa da okul çevrelerine gelmezlerdi. Ancak bugün bu haydutların iyice gemi azıya aldığını, çocuklarımızın okullarına kadar sokulduklarını duyuyoruz. Özellikle Eskişehir'deki narkotik polisleri çok başarılı. Işte son başarılı operasyonları da ortada. Ancak bu illetle mücadelede polisin de gücünün bir sınırı var. Ancak yerel yönetimlerin, polisin ve ailelerin iş birliğiyle bu savaşı kazanabiliriz. Yoksa savaşı uyuşturucu kazanır ve çocuklarımızın geleceğini karartır.

Çay bahçesine kilise diktiler
Millet olarak pek bir lüksümüz kalmadı. Alkolün fiyatı, füze yakıtıyla yarışıyor. Sigara desen ateş pahası. Milletin şöyle demli bir çay yudumlayıp, televizyona bakmaktan başka bir lüksü kalmadı. Ancak ardı ardına gelen zamlar, çay içmeyi bile lüks hâle getirdi. Hatırlanacağı üzere mayıs ayında çaya yüzde 44 zam gelmişti. Kendi kendimizi "Olan oldu artık. En azından bundan sonra çaya zam gelmez" diye teselli ederken, bir hafta önce çaya yüzde 2 buçuk zam geldiği açıklandı. Tam da "Yüzde 2 buçuk bize koymaz" diyecektik ki, eski zammın mürekkebi kurumadan yüzde 9 buçuk daha zamla karşılaştık. Böylece son 2 ay içinde çaya toplamda yüzde 61 zam gelmiş oldu. Tabii iç ve dış düşmanların çaya zam yaptığını söyleyebiliriz. "İsmet İnönü zamanında çay mı vardı sanki? Bunlaaar çay bahçelerine kilise diktileeeerrrr" demek mümkün. Ayrıca Manisa'da 5 milyar dolarlık portakallı oralet madeni bulunduğunu ileri sürebiliriz. Ya da olmadı, "Bayrak inmez, ezan susmaz" der, bağrımıza taş basarız. Biz de – zillet ittifakına inat – sıcak su kaynatır, içine şeker atar onu içeriz. Fakat birden aklıma geldi; şekerli kaynamış su da içemeyiz. Çünkü şekere de yüzde 67 zam geldi...

Huzur istiyoruz
Yarın sabah namazıyla birlikte mübarek Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Ayrıca hükûmet, 4 gün süren Kurban Bayramı tatilini, 15 Temmuz'la birleştirdi. Hafta sonunun da eklenmesiyle 9 günlük bir tatil fırsatımız oldu. Çoğunluk bir yerlere tatile gidemeyecek elbette. Ekonomik durum ortada. Ancak yine de dünya telaşesinden 9 gün uzaklaşmak ilaç gibi gelecektir. Milletçe kötü bir süreçten geçtiğimiz ortada. En çok ihtiyaç duyduğumuz şey ise huzur. Inşallah 9 günlük bayram – tatil dönemi hepimize huzur getirir. Özellikle de politikacıların hepimizden çok tatile ihtiyacı var. Çünkü sürekli birbirleri arasında kavga ediyorlar ve onların kavgaları, bizleri daha çok geriyor. Artık bu 9 günü ibadet ederek mi, eğlenerek mi yoksa aile ziyaretiyle mi geçirirler orasını bilemeyeceğim. Ancak şu öfke ve streslerinden kurtulsunlar ki, biz vatandaşlar da huzur bulalım.