Çobanımız çoktu rantiyemiz yoktu!

Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği 3. Çoban Festivali dün gerçekleştirildi. Şimdiye kadar pek çok festival yapıldı. Ama inanın “çoban festivali” bir başka! Bu festival çobanlardan çok fazlasını ilgilendiriyor…
Çobanlık yıllarca “ülkemizde aşağılanan” bir meslek haline dönüştürüldü. “Çoban” birisini küçümsemek için kullanılan bir kelime haline geldi…
İşin garip yanı memlekette bu küçümseme sonucunda köyler boşaltıldı memlekette çoban kalmadı. Ne yaptık! Afganistan’dan, Kırgızistan’dan çoban getirmeye başladı. Gidin Eskişehir’in köylerine bir bakın. Bir tane Türk çoban bulamazsınız…
Çünkü bir çobanı aşağıladık!
Çobanı küçük gördük. Şu soruyu sorayım yaylalarımızda ovalarımızda çobanlar sürüleriyle birlikte olsaydı şimdi dışardan saman ve et ithal eder miydik?
Çoban sadece hayvanları gütmez. Yaşı 50’nin üzerinde olanlar, hayatının bir dönemini köylerde kasabalarda geçirenler çok iyi bilir. Çoban bitkileri tanır. Yabani bitkilerden hangisinin yenilip yenilmeyeceğini, hangisinin şifalı olduğunu çok iyi bilir. Hiçbir çoban mantardan zehirlenmez!
Yağmurun ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilir. Rüzgarın şiddetini önceden kestirir…
Tedbirini önceden alır. Dağlarda hangi çiçeğin ne zaman açacağını bile bilir!
Koyunları, kuzuları tek tek besler. 100 koyunluk bir sürü içinde hasta olabilecek tek bir hayvanı bir dakika içinde görür, bilir…
Çobanlık fedakarlık gerektirir. Günün, saati hafta sonu tatili yoktur. Tempo yoğundur. Çobanların en büyük özelliği işlerini aşkla yapmalarıdır. Doğayı, havyanı ve insanı severler. Dağları, taşları, ovaları ırmakları gördü mü “bu memleket bizim” diye haykırır…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç…
Çoban Festivali düzenleyerek, “cahil” denilen, “küçümsenen” bir mesleğin insanlarını yüceltip, onurlandırdı. En önemlisi onların ülkemiz, insanımız için ne kadar değerli olduğunu anlatmış oldu…
Unutmayın…
Bir zamanlar memleketimizde çobanlar çoktu. İşte o yıllarda rantiyemiz pek azdı.  Çoban üretimin, özgürlüğün, doğanın, sevginin simgesidir…

ÇOBANLIK KURSU AÇILSIN!
Bir çoğumuz bilmez ama Cumhuriyetin ilk yıllarında “Çoban okulu” bile açılmıştı. Ne yazık ki yıllar sonra bu okul kapatıldı. AK Parti iktidarı döneminde de “çoban kursları açıldı” Bu kurslara ilgi ne düzeyde bilmiyorum. Ama çobana ihtiyacımız yüksek boyutta…
Tepebaşı Belediyesi şimdiye kadar bir çok kurs açtı. “Çoban kursları” neden açmasın. Üstelik iş garantili bir kurs olur!
 
ESKİ SUYU VERDİ AMA
OEDAŞ ELEKTRİĞİ VERMEDİ!
İmar barışından faydalanmak için Eskişehir’de de bir çok vatandaş başvuru yaptı.
Vatandaşlardan birisi de Gürol Sabır…
Başından geçen bir olayı aktardı. Özellikle OEDAŞ ile ilgili şikayeti dikkat çekici:
-Zafer Mahallesi Özefe sokakta oturuyoruz. 4 katlı bir apartmanda oturuyoruz. Ruhsat alamadığımız için şantiye suyu ve şantiye elektriği kullanıyorduk. İmar affına başvurduk. Paramızı yatırdık. Yapı Ruhsatı belgemizi aldık.
-Bu belge ile birlikte ESKİ’ye başvurduk. Hiç bekletmeden bizim suyumuzu şebeke suyuna bağladılar. Daha sonra elektrik şirketine başvurduk. Ama OEDAŞ, yapı ruhsatı olmasına rağmen bizim elektriğimize bağlamadı.
Neden bağlamadığını sorduğumuzda ilginç bir yanıt aldık. Müteahhidin borcu varmış. Oysa iman affının  16. Maddesi son derece açık ve net. Yapı izin belgeis alındığında elektrik, su ve doğalgaz bağlanır, diyor. Yetkililerin bu duruma bir çözüm bulmasını istiyoruz…
…/..
Vatandaşın şikayeti böyle…
Umarım kısa süre içinde çözüme kavuşur!
 
112 TAM ZAMANINDA!
Cumartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu takip ediyoruz. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, yürüyerek belediye binasına gidiyor…
Yürüyüşü biraz takip ettim. Daha sonra Kültür Merkezi’ne geri dönmek üzere yola koyuldum…
Tam o sırada bir otomobil 9-10 yaşlarındaki bir çocuğa çarptı…
Çarşının ortasında bir panik! Çocuk muhtemelen Suriye ya da Irak uyrukluydu.  Aile de ne yapacağını kestiremeyince “112’yi aradım ve bir ambulans istedim”
Çocuğun başında toplanan kalabalıkta her kafadan bir ses çıkıyor. “ambulans çağırdınız mı?” diye sorulurken, ambulans olay yerine geldi…
Saatime baktım, telefondan sonra tam 3 dakika içinde acil servis ambulansı olay yerine gelmişti…
Doğrusunu söylemek gerekirse şaşırdım…
Ambulansların böyle hızlı bir şekilde olay yerine gelmesine pek alışık değiliz!
 
GAZETECİLER İÇİN
EKONOMİ SÖZLÜĞÜ!
 *Çalkantılı süreç var!
*Ekonomik darboğaz var!
*Dövizde dalgalanma var!
*Ekonomideki değişkenlik var!
*Fırsatçılar var!
*Ekonomide yaşanan gelişmeler var!
*Stokçuluk var!
*Ekonomideki belirsizlikler…
*Kırılgan ekonomik yapı…
 
GÜNÜN SÖZÜ!
Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı; Harekete geçin. Simyacı / Paulo Coelho