Kendi evimizde oynadığımız Tarsus maçını ağır bir yenilgiyle kapattık. İşin doğrusu Eskişehirspor'un 3'üncü lige düşmesi zaten kesinleşmişti. Ancak ne olursa olsun böyle bir skor kabul edilemez. Futbolcuların kendisini toparlaması lazım.
Maçtan sonra başkanımız Mehmet Şimşek, "BİZ değil, şehir gözümüzden düştü" paylaşımında bulundu. Tabii bir genelleme yapmak yanlış. Bu şehirde Eskişehirspor'a sahip çıkanlar da var. Ancak – Taraftarımızı tenzih ediyorum, sözüm bazı işadamlarına – kent olarak Eskişehirsporumuza yeteri kadar sahip çıkamadık.
Son olarak Spor Toto idaresi tarafından nicedir bloke edilen paramız, alacaklılarımızın hesabına yatırıldı ki, bunun anlamı borçlarımızın biraz daha azaldığıdır. Bu konuda emeği geçen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye, AK Parti MKYK üyesi Burhan Sakallı'ya ve İl Başkanı Zihni Çalışkan'a taraftar olarak teşekkür ederiz. Demek Eskişehirspor'a sahip çıkanlar da varmış. Eskişehirspor taraftarı takımına dar gününde yardım edenleri de etmeyenleri de bir köşeye not ediyor.
Bu arada "Şöyle bir kriz çıksa da, münafıklık yapsak" diye ellerini ovuşturan Tipitip'ler de sosyal medyada belirmeye başladı. Tabii söylemeye bile gerek yok, fitne ve fesat yaymaya çalıştıkları hesapların hemen hepsi sahte. Ben bu Tipitip'lerin arkasında, "Yönetim yıpransın da bizim önümüz açılsın" diyen bir takım gizli güçlerin olduğuna da inanmıyorum. Zira herkesin yönetici olmaktan kaçtığı bir ortamda Mehmet Şimşek ve arkadaşları bayrağımızı taşıyor. Yani kimse Eskişehirspor'un yöneticisi olmak için ortaya çıkmıyor. Allah'ın izniyle 3 – 4 senede toparlanırız. O zaman Mehmet Şimşek'in karşısına çıkmaya cesaret edenlerin ne kadar çok olacağını hep beraber göreceğiz. İşler düzgün gittiği zaman cengâver bulmakta zorlanmayız. Asıl işler kötü giderken ortaya çıkmak lazım. Ancak şimdi devir, ortalıkta görünmeme, dikkat çekmeme devri... Yöneticilerimizi eleştiren bu sahte hesapların tek derdi gündem olmak ve provokasyon yapmanın hazzına varmak. Yöneticilerimiz bunları ciddiye almasın. Eskişehirspor taraftarı arkanızdadır.
Bu arada 3'üncü lige düşmek dünyanın sonu değil. Şimdi gelin, işin içine duygularımızı karıştırmadan tarafsız bir değerlendirme yapalım. Daha önce de 3'üncü lige düşmüştük, şimdi yine düşüyoruz. Yalnız şunu unutmayalım; bundan 30 sene önce düştüğümüz 3'üncü ligle, şimdi düşeceğimiz 3'üncü lig aynı şey değil. 30 sene önce 1'inci, 2'inci ve 3'üncü lig vardı. Yani 3'üncü lig, hakikaten 3'üncü ligdi. Ancak şimdi "Süper Lig" diye süper bir palavra icat edildi. Süpen Lig'in muadili olan Bundesliga gibi, Premier Lig gibi veya Seri A gibi liglerle alakası bile yok. Her neyse, konuyu dağıtmayalım; yani nasıl ki Süper Lig'in sadece adı süper, düşeceğimiz ligin de sadece adı üçüncü... Düşeceğimiz lig pratikte 4'üncü ligdir. Ayrıca 30 sene önce borcumuz yoktu. Şimdi dağ gibi borçlarımız var.
Öte yandan 3'üncü lige düşmüş olmak, borçlularımızla oturduğumuz pazarlık masasında işimize yarayabilir. Bundan daha aşağıda bir profesyonel lig olmadığına göre alacaklılarımız, "Aman Es Es seneye kapanabilir. Ne kopartsak alalım cebimize atalım. Hiç değilse paramızın bir kısmını kurtaralım" diye düşünebilirler. Tabii bunu yapabilmek için cebimizde az da olsa para olması lazım. Bunun için de anlı – şanlı fabrikatörlerimizin pamuk ellerini cebe atması lazım.
Hükûmet yeni bir seçim sistemini TBMM gündemine getirdi. Söz konusu tasarının oylanarak kanunlaşması yönünde bir engel bulunmuyor. Dolayısıyla şimdiden "Hayırlı uğurlu olsun" diyebiliriz. Yalnız anayasaya göre seçim sistemi değiştirilip resmi gazetede yayınlandıktan 1 sene sonra geçerli oluyor. Yani AK Partililerin özenle hazırladıkları bu yasa tasarısının anlamı, hükûmetin bir sene içerisinde seçime gitmek niyetinde olmadığını gösterir. Yeni sistemde iki önemli değişiklik göze çarpıyor. Birincisi ülke genelinde seçim barajı yüzde 7'ye geriletiliyor. Bunu özellikle MHP'lilerin istediği ortada. Yarın – öbür gün AK Parti ile kavga çıkar da, "Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna!.." demek zorunda kalırlarsa yüzde 7'lik baraj MHP için rahatlatıcı olacaktır.
İkinci önemli değişiklik ise D'hont olarak bilinen seçim sisteminin ittifaklar için uygulanmayacak olması. Şimdiki sisteme göre önce ittifaklara milletvekilleri paylaştırılıyor, sonra ittifak içinde dağılım yapılıyordu. Yeni sisteme göre böyle olmayacak. Yani küçük partilerin oyu, büyük oy alan partilerin işine yaramayacak.
Belli ki AK Partililer 2018 seçimlerinin benzeri bir sonucun tekrarlanacağını ve seçimlerden birinci parti olarak çıkacaklarını düşünmüşler. Kim birinci parti olur, kim bu yeni sistemden fayda sağlar bilemeyiz; Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Yalnız sandıkta kaybedilen seçimi, kanunla kazanmanın ihtimali yok. Bunu da hatırlatalım...
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nden güzel bir açıklama geldi. Ramazan ayı boyunca pide fiyatları yalnızca 2 buçuk lira olacak. 280 gramlık pide için gayet düşük bir rakam. Belli ki Büyükşehir Belediyesi, vatandaşın Ramazan sofralarını bereketlendirmek için özveride bulunmuş. Allah yetkililerden razı olsun.
Bu arada toplu taşıma ücretlerinin arttığını da üzülerek öğrendik. Ben bu konuda Belediye yetkililerinde bir eksiklik göremiyorum. Ülkemizde her gün makineli tüfek gibi zamlar geliyor. Toplu taşımaya zam gelmesi – maalesef – kaçınılmaz bir şeydi. Bu arada bir sivil toplum kuruluşunun söz konusu zamları protesto ettiğini de öğrendik. Kendilerini cesaretlerinden ötürü tebrik ederim. Belli ki Allah'tan korkmuyorlar... Çünkü Allah'tan korksalardı her gün yapılan ve vatandaşın belini büken zamlar karşısında da bir kelam ederlerdi.
Neyi tenzih ediliyor onu anlamadım. Bu şehir zenginiyle fakiriyle bu kulübe her daim destek çıktı namkör olmayalım. Neden bu kulübü bu duruma düşüren Halil'den, Mesut'tan, yönetimlerden ve Diri'den hesap sorulmuyor?. TFF tarafından kulübün hak ettği 12 milyon TL' ye el konulduğunda İktidar seçilmişleri neden müdahale etmediler. Zamanında müdahale edilseydi 1 milyon avro'dan fazla değeri vardı. Lazların 450 bin avro borcu ödenirdi. Ama basının gözünde tek suçlu bu şehrin halkı, esnafı, zengini ve Fabrikatörleri.
yönetime kims bısey dıyemez ama bır baskan cıksın eskı yonetıme hesap sorsun
yazı özeti: yönetimi eleştirmek suçtur.
fabrikatörler niye versin verilenleri yemişler. Ekonomi belli
Mesafe olarak en pahalı ulaşım Eskişehirde.