CHP vitesi yükseltti

Tüm Türkiye'de siyaset kızıştı. Pek çok kişi erken seçimin gelebileceğini düşünerek, hazırlık yapıyor. Erken seçim olmayacak olsa bile,bütün partilerin vazifesi, sanki yarın bir seçim olacakmış gibi hazır olmak. Fakat araya giren korona virüs salgını, siyasetin bir hayli soğumasına neden olmuştu. Oysa şimdi aşılar yapıldı ve siyaset kızışmaya başladı. Bu kış sıcak geçecek gibi görülüyor... AK Parti ve İYİ Partilileri de Eskişehir'de siyasi temaslarını hızlandırmış görüyoruz. Bu arada CHP de hızını giderek artırıyor. Belli ki vites yükseltmişler. Tabii CHP'nin milletvekilleri ve Belediyelerinin çalışması çok önemli ancak teşkilatın – veya CHP jargonuyla söyleyelim, örgütün – çalışmaları da giderek sıklaştı. Sanki ortada adı konmamış bir seçim çalışması var... Son olarak İl Başkanı Recep Taşel'in hafta sonu yaptığı bir dizi temas, "Sanki seçim çalışması var" tesbitini doğrular nitelikteydi. Recep Taşel önce partisinin Alpu Kadın Kolları Başkanı Gül Kaya'nın Alpu pazarında açmış olduğu standa ziyarette bulundu. Kaya'nın çalışmaları hakkında bilgi alan Recep Taşel, oradan da Mihalıççık'a geçti. Mihalıççık İlçe Danışma Kurulu Toplantısına iştirak eden Taşel eski CHP'li ve yeni DSP'li Belediye Başkanı Haydar Çorum'u da ziyaret etti. Eskişehir'de bazı isimler yerel seçimleri şimdiden tartışmaya başlamış durumda. Bu tartışan isimlerin bir kısmı gerçekten 2024 yerel seçimlerinin nasıl cereyan edeceğini merak ediyor. Küçük bir kısmı ise – küçücük akılları ve kurnazlıklarıyla – CHP'de bir liderlik çatışması yaratmaya çalışıyor. Ancak şunu kimse unutmasın; şimdiden 2024 yerel seçimlerini konuşmak abesle iştigal etmek olur... Çünkü ama erken, ama vaktinde bir genel seçim yapılacak. Ve bu genel seçim yerel seçimlerden önce olacak. Ortada iki ihtimal var, ya mevcut iktidar değişir, ya da mecvut iktidar devam eder. Eğer ki iktidar değişirse, çok farklı bir Türkiye olur. Bu Türkiye'de bir sene sonraki yerel seçimlere hangi partiler dağılmadan dayanabilir? İşte bu sorunun cevabını zaman gösterecek. Yok iktidar yerinde durursa, zaten yerel seçimleri kaybetmez; "Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olur..." Baktın olmadı kayyum olur...

AFAD Sinop'ta
Ardı ardına gelen doğal afetlerden Eskişehir fazla etkilenmedi. Elbette iklim değişikliklerinin etkilerini biz de yaşıyoruz. Ancak Akdeniz'deki yangın fırtınaları ve Karadeniz'deki sel baskınlarının bir benzerini – çok şükür – yaşamadık. Yine de Eskişehir olarak tüm kurum ve kuruluşlarımızla felaket bölgelerinin imdadına yetiştik. Bu arada AFAD gönülüllülerini de unutmayalım. Sinop – Ayancık'ta meydana gelen sel felaketinde görev yapmak üzere harekete geçen Eskişehir AFAD gönüllülerine teşekkür ederiz. Biri şef ve olmak üzere toplamda 28 gönüllü sel bölgesine hareket etmiş. Yaklaşık 5 gün boyunca bölgede faaliyet gösterecek AFAD gönüllülerinden Allah razı olsun. Yaptıkları çok güzel bir iş. Göğsümüzü kabarttılar...

Bu saldırılar sıradanlaştı
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da saldırıya uğrayan muhalefet yöneticileri listesine girdi. Kavuncu katıldığı bir TV programından sonra tek kişi tarafından saldırıya uğruyor. Muhtemelen saldırganla birlikte hareket eden iki kişi Buğra Kavuncu'ya bir soru sorarak dikkatini dağıtıyor, asıl saldırgan bu fırsattan istifade edip Kavuncunun çenesine esaslı bir yumruk savurup kaçıyor. Daha sonra Kavuncu'ya soru soruyormuş gibi yapan iki kişi de, sanki saldırganı kovalıyormuş gibi yaparak sıvışıp kaçıyorlar. Net bir şekilde önceden planlanmış bir saldırı. Öldürme niyeti olmadığı görülüyor, ancak korkutma, yıldırma niyeti olduğu açık. Konuyu daha önce Meral Akşener'e sataşan provokatörler, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ı hastanelik edenler ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu Ankara'nın ortasında döve döve öldürmeye çalışanlarla bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Tabii namusuyla çalışan gazetecilere yapılan saldırıları listeleyecek değilim. O işler sıradan; haber değeri bile yok. Namuslu gazetecilerin, namussuzlar tarafından saldırıya uğraması, bizim işimizin fıtratında var. Saldırganın yakalanmış olması, işin içine polisi de dâhil eden komplo teorilerini ortadan kaldırıyor. Ancak bu tip saldırıların da sıradanlaştığını görüyoruz. Bunlar hayra alâmet gelişmeler değil. Görünmeyen bir el, Türkiye'yi kana bulamak, muhalefeti susturmak ve etkisizleştirmek istiyor. Toplum olarak dikkatli olmalı ve provokasyonlara kapılmamalıyız.