Öncelikle teşekkürler hocam!
Benim bu köşemden yıllardır kırık plak gibi tekrar ederek, ya da temcit pilavı gibi ısıtarak sürekli gündeme getirdiğim; eleştirmekten asla ve asla usanmadığım konuya sonunda açıklık getirdiğiniz için sonsuz teşekkürler…
Bu kentte çok hoca var ama “hoca” dendiğinde ilk akla gelen isimdir Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen. Okurlarımız bilir ki kimi zaman köşemden kendilerine de seslenmişliğim olur bu konu ile ilgili olarak. Atatürk’ün kurduğu bu çınar partinin yerinde artık yeller esiyor, bu partinin içinde Atatürk’ü anlamayan hatta daha da acısı sevmeyen nice ikiyüzlü güruh bulunmakta diye uyarılarım odmuştur. Daha da ileri giderek önümüzdeki yerel seçimlerde Büyükerşen ismine rağmen, Büyükşehir Belediyesinin kaybedilebileceği uyarısında bulunmuştum. Peki, bunun nedeni Yılmaz Büyükerşen başarısızlığı mı ya da artık gözden düşüşü müydü? Kesinlikle hayır, hem de bin kere hayır…
CHP’nin yurt genelinde halkı kendinden soğutmak üzere, hatta nefret ettirecek boyutlarda izlediği yoldu. Yerele indirgediğimizde ise, hepimizin bildiği malum gerçeklerdir. Cumhuriyet ideolojisinden bihaber üyeler-delegeler-meclis üyelerinin maalesef çoğunlukta olduğu kentimizde halkın antipatisini kazanmaktan öte hiçbir iş yapılmayışıdır. Burnundan kıl aldırmayan, kibir zırhına bürünmüş nicelerinin Cumhuriyetin bekası adına (amigoluktan öte) hiçbir iş yapmamalarındandır. Yerel işleyişleri çocuklarının, yakınlarının iş istihdamını karşılayan çiftlik olarak algılayan ve bu amaçtan öte hiçbir beklentileri olmayanların vitrinde görünmelerindendir…
Yılmaz Hocam sonunda “CHP’nin muhalefeti hoşuma gitmiyor” açık seçik beyan etti nihayet. Oysa yerelde istisna olsam da, ülke genelinde nice yurtsever kalem bunu yıllardır haykırmakta öyle değil mi? Gidiniz ta Ekmeleddin dayatmasına! Hani zank diye bir gecede bu isimden, yani Ekmeleddin’in E’sinden habersiz topluma “bu ismi mecbur seçeceksiniz, tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” dayatmasının yapıldığı günlere gidiniz. Ne oyunlar oynandı o günlerde şöyle film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçiriniz. Şu an MHP saflarında milletvekili olan, Uğur Mumcu’nun kitabında Cumhuriyet karşıtlığı bağlamında nice kişilerle birlikte adı geçen birinden bahsediyorum size. Erbakan’ın Cumhuriyet karşıtlığını ayan beyan ilan ettiği günlerde “mercimeğin altı” esprilerini sıkça tekrarladığı günlerde “Türkiye'deki cihat kazanılmadan başkalarına yardım edilemez. Onun için yardımların bir kısmı da burada harcandı” açıklamasını görmezden geldiğimiz günlerde Ekmeleddin adı geçiyordu işte rahmetlik Uğur Mumcu’nun kitabında. Şu linki tıklayıp baktığında (http://odatv.com/ugur-mumcu-ekmeleddin-islamoglu-hakkinda-ne-yazmisti-1706141200.html) gözünüzün öne hemen şu açıklama gelir;
“İslami İlimler Araştırma Vakfı”
Bu vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Özek’tir. Doç. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. Asal Ataseven de vakfın yönetim kurulunda görevlidirler…
Atatürk’ümüzün, büyük önderimizin kurduğu Cumhuriyetin, 1938 sabahı ile irtifa kaybına geçtiğini on yıldır yazılarımda ve televizyon programlarımda net bir biçimde haykıranlardanım. Lakin bu Ekmeleddin dayatması ile birlikte, yeni cehape’nin Atatürk’ün partisi olmadığını herkesin açıkça ifade ederek tarihi görevimi yaptığım kanısındayım. Atatürk karşıtı isimlerin, gizli ajanlıkla itham edilenlerin, devşirmelerin özellikle doldurulduğu bir partinin de zaten bu halka asla güven veremediği ortadadır. Veremeyeceği de aşikârdır. O halde neden bu kadar beklediniz? Tüm Türkiye biliyor ki dört dönem seçim kazanmanızın kerameti yeni cehape’nin gücünden değil. Büyükerşen adının Eskişehirli tarafından benimsenmesi ile CHP kazanmıştır kör olmayan herkes görür bunu. İzmir gerçeğinde durum tam tersinedir, CHP hangi ismi aday gösterse CHP’nin adıyla-gücüyle kazanır ama Eskişehir öyle değildir bayanlar baylar! Eskişehir’e sosyal demokrat, demokrat, devrimci, ilerici, Atatürkçü sıfatlarını yakıştıran statükocular, kolaycılar, uyurgezerler kesinlikle bu konuda da yanılıyorlar. Büyükerşen adı önümüzdeki seçimlerde olmasın mesela, hoca aday olmayacağım desin mesela! CHP nal toplamazsa ben kentin merkezinde gün boyu dikilerek avazım çıktığınca yeni cehape’lilerden özür dileyeceğim. Kerameti kendinden menkul bu yeni versiyonlar şunu çok iyi bilsinler ki Eskişehir’in %65’lik çoğunluğu sağ geleneği içselleştirmiş toplumdur. Keramet sizde değil, sizin aslan sosyal demokratlığınızda değil, keramet hocadadır hocada bunu daha anlayamadınız mı?
İşte bu isme birkaç yazımda sitemlerimi dile getirmemdeki neden şimdi çok daha net anlaşılacaktır. Eskişehir yerelinde bir partiden daha büyük ismi olan bir liderin; Cumhuriyetimizin adım adım karanlıklara yol aldığını görmesini ve bunu aleni biçimde dillendirmesini geçirirdim gönlümden hep. Çünkü gerçekten halkın büyük çoğunluğundan kabul görmüş (sevgi ve itibar görmüş) ismin böylesi bir dönemde yapması gereken yegâne görevi buydu. Çünkü başka Cumhuriyet yok, çünkü bizlere bağımsız bir ülke teslim eden atalarımıza borcumuzu ödememizin başka yolu yok…
SİZİN SESİNİZ
Okuduğunu anlamayan toplum; Türkiye…
PİSA nedir: Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan Pısa, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma projesidir…
Bu çalışmanın amacı: Eğitim yöntemlerinde standartlaştırmayı ve gelişmeyi arttırmakla birlikte dünyada okul çocuklarının başarısını karşılaştırmak ve test etmektir…
Bilim, Okuma, Matematik başlıklı alanların hepsinde çok gerilerde kalıyor bizim çocuklarımız bu değerlendirmede. Gerçek anlaşıldığında şu ortaya çıkıyor: Zekâmızda değil sıkıntı, sistem ve yöntem problemi var! Eğitim sistemimiz maalesef…
Ben de şu gerçekleri ekleyeyim o halde;
1-Eski ideal insan profili (öğretmen) yok.
2-Okul veli siyaset üçgeninde popülizm giderek doruklara çıkıyor.
3-Sınavlarda okuma anlama soruluyor seçmeli sorulmuyor. Örneğin seçmeli dersler dinsel öğeli hep. İrtifa kaybının nedeni de ortada yani!