CHP’nin dördüncü sıra Milletvekili Adayı Engin Çakmak için ne diyorduk? Şunu: “Kısa sürede, CHP listesinin lokomotifi haline geldi.” Tabi bunu söylerken öyle haybeye atıp tutmadık.
*
Engin Çakmak öyle güzel işler yapıyor, özellikle Eskişehir’le ilgili öyle etkili söylemler geliştiriyor ki sanırsınız otuz yıllık profesyonel politikacı!
*
Bir iki örnek vermek gerekirse…
ESKİŞEHİRLİLER BUNUN HESABINI SORAR
Hızlı tren ihalesi gerçekleştikten sonra, hızlı trenlerin yapılacağı merkez olarak kentimizin ve ülkemizin yerli ve milli kuruluşu TÜ- LOMSAŞ seçilmişti. Ancak Engin Çakmak bu noktada TÜLOMSAŞ’ın devre dışı bırakılabileceğini, projenin AK Parti’li bir isme ve Eskişehir dışına verilebileceğini öne sürdü. Sonrasında da uyardı ve dedi ki: “Eskişehir’i ve Türkiye’yi kalkındıracak bu proje Eskişehir’de kalmalıdır, eğer başka bir kente ve kişiye verilirse, hemşerilerimiz bunun hesabını sorar.”
SİYASİLER ESES YÖNETİMİNE EL ATMAMALI
Eskişehirspor’un hali ortada. Kentimizin takımının böylesi kötü bir vaziyette olmasını içimize sindirebilmemiz güç. Başkansız ve dahi sahipsiz bir kulüp var ortada. Futbolcularını tek bir delikli kurşun kazanamadan başka takımlara kaptıran batmış bir kulüp var. Eskişehirspor’un iyi günlerinde sahneye çıkanlar, ölümün pençesine düşmüş takımımıza şimdilerde selam dahi vermiyor. İşte böyle bir ortamda, Eskişehirspor’la ilgili neredeyse hiçbir politikacı ağzını açmazken, Engin Çakmak meydana çıktı, “Eskişehirspor’un bu durumuna kahroluyorum” dedi ve hiç sakınmadan şunları söyledi: “Kulübün ekonomik sıkıntıları olduğunu biliyoruz, bunların giderilmesi için CHP üzerine düşeni yapacaktır. Meclise gittiğimizde de bunu dile getireceğiz, iktidara geldiğimizde de Eskişehirspor’un sorunlarına el atacağız. Eğer dediklerimizi yapmazsak taraftarlar bizden hesap sorsun.” Engin Çakmak, takımla ilgili önemli bir uyarı da yaptı ve dedi ki: “Siyasetçiler Eskişehirspor’a destek vermeli ama spora ve yönetimine el atmamalı. Bu Eskişehirspor’a çok büyük zararlar veriyor.”
*
Bu iki örnekle beraber şöyle bir kanıya vardığımı söylemem gerekiyor. O kanı şu ki, Engin Çakmak Eskişehir’in sorunlarını ve gündemini çok iyi takip etmiş. Takip etmenin yanında sorunların çözümüne dönük söylemler geliştirmiş. Yukarıda okuduğunuz üzere Çakmak, sırası geldiğinde o sorunları kendisi gündeme getiriyor, yani kendi içeriğini kendisi oluşturuyor ve önerisini ortaya koyuyor. Ancak anlık gelişen sorularda ise (Eskişehirspor gibi) kentin tüm sorunlarına hakim olduğu için eveleyip gevelemeden netlikle cevap veriyor.
*
Peki, Çakmak sadece kent gündemi ve sorunlarına ilişkin mi çalışmalar yürütüyor? Tabii ki hayır. Türkiye’nin meseleleri konusunda da kafa yoruyor ve yurttaşlarımızı bu noktada bilgilendirmeye gayret gösteriyor.
*
Mesela…
İşçilerin sorunlarını bir bir sıralıyor ve CHP’nin seçim bildirgesinde yer alan çözüm önerilerini anlatıyor.
*
Bir mesela daha… Asgari ücretin düşüklüğü konusu üzerinde önemle duruyor ve CHP iktidarında 2 bin 200 TL asgari ücret verileceğini, yılda iki kez ise bu rakam üzerinde iyileştirme yapılacağını vurguluyor.
*
Ayrıca…
Her gittiği yerde Türkiye’de en çok ihtiyaç duyulan unsurun hukukun üstünlüğü ve adaletli bir düzen olduğunun altını çizerek, yeni parlamentoda yapılacak yeni Anayasa çalışmalarına özel önem göstereceğini ifade ediyor.
*
Çakmak’ın çalışmalarını genel manada değerlendirdiğimizde, nasıl bir milletvekili görüntüsü sunacağını aşağı yukarı kestirebiliyoruz. Bir kere Eskişehir’i unutmayacağını ifade edebilir, sık sık kent halkıyla bir araya geleceğini söyleyebiliriz. Yine Eskişehir’in sorunlarını parlamentoya taşıyacağını belirtmek yanlış olmaz. Tabi kentle ilgilenirken, parlamentodaki asli görevi olan yasama faaliyetlerini de ihmal edeceğini düşünmüyorum. Dahası, yeni Anayasa yapılırken sorumluluk alacağı ve elini taşın altına koyacağı aşikar.
*
Ne diyelim?
24 Haziran’a sadece 12 gün kaldı. Yeni bir sistem ve yeni bir parlamento yapısıyla ülkemiz yönetilecek. Engin Çakmak ise CHP iktidar olursa eğer, parlamenter demokratik sisteme geçiş sürecinde önemli rol oynayacak. İktidar olamaz ise yine parlamenter demokratik sistemin savunucusu rolünü üstlenecek. Tabi hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, yeni Anayasa çalışmalarında görüşleri önem taşıyacak.