Son günlerde birileri, daha doğrusu bir köşe yazarı yerel seçimler erkene alınacak ya Cumhuriyet Halk Partisi İl ve İlçe Yöneticileri ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın aralarına ‘kara kedi’ sokmak için uğraşı içine girdi.
Bu köşe yazarı kardeşim, geçmişte CHP’den Belediye Başkanı ve Milletvekili adayı olan ancak seçilemeyen hanımefendinin eşinin sahibi olduğu gazetede çalışıyor. Aynı zamanda gazetenin yazı işleri müdürü.
Ben bu kardeşimin ne Yılmaz Büyükerşen ne de Ahmet Ataç ile kişisel bir probleminin olduğunu zannetmiyorum. Geçmişte hem Büyükerşen hem de Ataç ile iyi derece samimi, zaman zaman yaptıkları hizmetlerini öven bir gazeteci idi.
Ne oldu ise, pardon patronlarının hem Yılmaz Büyükerşen hem de Ahmet Ataç ile nedenini bilmiyorum aralarının açılmasıyla, gazetenin yöneticisi kardeşim patronlarının kafa yapısı ile aynı olmasına rağmen her iki başkanı da eleştiri yağmuruna tutmaya başladı.
Gazetenin sahibinin herhangi bir siyasi partiye kayıtlı olup olmadığını bilmiyorum. Ama eşi CHP’den hem Tepebaşı Belediye Başkan hem de milletvekili adayı oldu. Hanımefendinin aday olduğu dönemlerde her gün gazetenin sayfalarında boy boy CHP haberleri çıkardı. CHP’li belediye başkan ve milletvekili adaylarının hedeflerine ulaşmaları için büyük destek veriyorlardı.
Bugün ne oldu da CHP’yi ve CHP’li Belediye Başkanlarını eleştirme, yıpratma, seçimlerde başarısız olsunlar, koltuklarından kalksınlar kampanyası yapmaya başladılar anlamış değilim!
Gerek Yılmaz Büyükerşen gerekse Ahmet Ataç’ı dün seviyordunuz da bugün neden sevmiyorsunuz?
Bunun nedeni gerek ben gerekse kamuoyu gerçekten çok merak ediyor!
Eğer bu yazar ve gazetenin idarecisi olan kardeşim, bugün Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç’ı hemen hemen iki günde bir köşesinde neden eleştiri yağmuruna tuttuğunu açıklar ise hem ben hem de kamuoyunun merakı giderilmiş olur.
Sevgili kardeşim veya birileri, yaptıkları eleştirilerle ne CHP’yi ne de Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç’ı yıpratabilir. Eğer birileri insanların gönlüne girdiyse, o insanlarının gönüllerini söküp alsanız bile o sevgiyi yok edemezsiniz.
Eğer birilerinin yaptığı eleştirileri, yıpratma kampanyalarını millet dikkate alsaydı ne Yılmaz Büyükerşen üç dönem üst üste Büyükşehir Belediye Başkanı seçilebilirdi ne de AK Parti üç dönem üst üste iktidar olurdu.
Gerek Büyükerşen gerekse Ataç ile CHP İl Başkanı Erman Gölet, Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer ve Tepebaşı Belediye Başkanı Vural Yörük’ün aralarına ‘kara kedi’ sokmaya çalışsalar da bunda başarılı olacaklarına inanmıyorum. Kendilerini yakından tanıdığım CHP’nin İl ve İlçe Başkanları ile yönetim kurulu üyeleri, birilerinin aralarına ‘kara kedi’ sokma mücadelesine prim vereceklerine inanmıyorum. Vural Yörük,’Yılmaz Hocamızın ve Ahmet Başkanımızın sonuna kadar yanında ve arkasındayız’ diyerek birilerine gereken cevabı bu sözlerle en güzel şekilde verdi.
Aynı söylemleri CHP İl Başkanı Erman Gölet ile Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer’in de ağzından bizzat duydum.
Her üç başkan da;
‘Birilerinin oyununa, dolduruşuna gelmeyiz. Aramızı açmalarına asla izin vermeyiz’ diyerek de, birilerinin hiçte hoşuna gitmeyecek ‘birlik-beraberlik’ mesajı gönderdi. Eğer hala birileri belediye başkanları ile CHP’nin arasını açmaya devam edecek olur ise, bu da art niyet taşıdıklarının göstergesi olacaktır.
TETRİS
Temel, bir binanın önünde durmuş, arkadaşları da çatıya çıkmış.
Temel aşağıdan arkadaşlarına,
-Ula sen… iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş.
Birincisi atlamış gümmm.
-İkinciye? Sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla? Demiş. İkinci de atlamış gümmm.
-Üçüncüye? Sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla? Demiş. O da gümmm.
Yoldan geçen bir adamın dikkatini çekmiş sormuş,
-‘Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına’ demiş.
Temel cevap vermiş,
-Tetris oynayruz.