Önceki gün akşam CHP Milletvekilleri Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç Ticaret Borsası’nı ziyaret ettiler.
Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan’ın daveti üzerine bende gittim…
CHP’li vekillerin konuşmasını pür dikkat dinledim…
Hiçbir hakaret, sataşmaya mahal veren tek cümle sarf etmediler…
Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Ahmet Ataç; ” ‘evet’ diyende ‘hayır’ diyende bizim vatandaşlarımız. Herkesin iradesine saygılıyız. Bütün vatandaşlarımızın bunu kabul etmesini isteriz. Farklı düşünebiliriz ama bir arada yaşıyoruz. Yüzlerce, binlerce ortak değere sahibiz. Kesinlikle oyunuz ne olursa olsun başımızın üstünde yeri var. İster evet ister hayır ama mutlaka sandığa gidin. Vatandaş olarak karar veren, sorumluluk alan kişi olursunuz. Bir oy deyip geçmeyin, değeri çok büyüktür. Ülkenin kaderini belirliyoruz, sandığa gidin oyunuzu kullanın” mesajını verdiler…
Ticaret Borsa’nın meclis üyeleri, kadın girişimciler grubu, CHP’li milletvekillerini ciddiyetle dinlediler…
Dinleyenler arasında benim yakından bildiğim AK Parti sempatizanları da vardı…
CHP’li vekiller sataşma yaratacak sözler söylemeyince polemik ve karşılıklı söz düellosu da yaşanmadı…
Sadece “evet” veya “hayır” denmesi halinde nelerin değişip değişmeyeceğini anlattılar…
Herhangi bir sataşma yapmadan, kimseye çamur atmadan sadece ve sadece Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet Sistemi hakkında konuşan Gaye Usluer’i, Utku Çakırözer’i ve Ahmet Ataç’ı bende büyük keyifle dinledim…
Daha önce ziyaret ettikleri diğer sivil toplum kuruluşlarında neler konuştuklarını bilmiyorum…
Ama, örneğin CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un “
Evet diyenleri denize dökeceğiz” sözü gibi toplumun her kesimini rahatsız eden provokatif bir söz etmiş olsalardı mutlaka kulağımıza gelirdi…
Konuşmaların sonunda kendilerini dinleyen Ticaret Borsası’nın meclis üyeleri ile yönetim kurulu üyeleri teker teker teşekkür ettiler…
***
TEPKİLER GELİYOR
Ticaret Borsası’nda konuşan milletvekilleri yenilen yemekten sonra başka programları olduğundan dolayı izin isteyerek ayrıldılar…
Milletvekilleri kalkınca meclis üyelerinin çoğu da kalktı…
Bende onlarla birlikte kalktım…
Tramvaya bindim…
Tramvayda yanıma bir vatandaş oturdu…
“İzninizle beş dakikanızı alacağım” dedi ve başladı anlatmaya.
“Sadi Bey ben sizi Es TV’den tanıyorum. Siz beni tanımazsınız. CHP sempatizanıyım. Yaşım 45. 2015 yılına kadar yapılan her seçimde CHP’ye oy verdim. Referandumda ‘Hayır’ oyu kullanacağım. Allah ömür verirse önüme gelecek her sandıkta da CHP’ye oy vermeye devam edeceğim. Referandumda da ‘hayır’ çıkacağına inanıyorum. Ancak bazı CHP Milletvekillerinin gereksiz konuşmaları canımı sıkıyor. Sadece benim canımı sıksa sorun yok. Ben referandumda ‘hayır’ oyu istediğim eş-dost CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel’in ve Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un TV’lerde yaptıkları konuşmalarını hatırlatıyorlar bana. Konya Milletvekili Bozkurt’un ‘velev ki evet çıkarsa kimse heveslenmesin, biz sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de
İzmir'e kadar kovalar denize dökeriz’ sözü karşısında zor duruma düşüyorum. Cemal Okan Yüksel’in ise, “benim 13 yaşındaki kızım okulunda ‘hayır’ propagandası yapıyor” konuşması da büyük tepki topladı. 13 yaşındaki bir çocuğun okulda siyaset yapması ne kadar doğru? Bunu sokakta bana söylese sorun yok. Bir TV kanalında milyonların izlediği programda söylüyor. ‘Cemal Bey siyaseti okula sokmuş’ diye yapılan eleştirilere de cevap veremiyorum. Referanduma 10 gün kaldı. Bu tür edilen sözler kamuoyunda tepki görüyor. ‘Hayır’ vermesi için iknaya çalıştığımız kişiler bu sözleri hatırlatıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum. Referanduma kadar milletvekillerine konuşma yasağı koysun. Referanduma bir-iki gün kala birisi ağzından bir söz daha kaçırırsa ‘hayırcılar’ ‘evetcilere’ dönebilir...”
YÜKSEL’İ BENDE İZLEDİM
Son söze kadar partisinin propagandasını çok güzel yaptı…
Çokta takdir topladığını düşünüyorum…
Teşbih sanatını çok güzel konuşturdu...
Düşüncelerini “Titanik ve buzdağı” örnekleriyle ifade etmesi gerçekten çok yerindeydi...
Ancak, son sözleriyle bir çuval inciri berbat etti…
Siyasetçi her aklına geleni her yerde söylememeli…
Konuşurken daha dikkatli olmalı…
AK Partililere koz veriyorlar…
Onlarda bunu kullandığında kızıyorlar…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Hayır oyu verecekleri terör örgütleriyle aynı kefeye koyuyor” diye eleştiren bazı CHP’liler, kendilerinin söylediği sözlere de dikkat etmeliler…
Bakın AK Partili Milletvekilleri, toplumu karşısına alacak benzer sözler söylüyorlar mı?
Toplumun her kesimini kucaklamak yerine, gereksiz konuşmalarla ayrıştırdıklarının farkında değiller herhalde…
*-*******
AK PARTİLİ BİR GÜNDE ÜÇ İLÇE GEZDİ
AK Parti’de kadınlar, erkekler kadar referanduma asılıyor…
CHP’de eğer Milletvekilleri Gaye Usluer ile Utku Çakırözer, zaman zamanda Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ilçeleri, sivil toplum örgütlerini ziyaret etmese, Eskişehir’de CHP’nin referandum için çalışıp çalışmadığı belli olmayacak…
AK Parti’de ise Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı vakit buldukça, Milletvekilleri Harun Karacan ve Emine Nur Günay, İl ve Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Başkanları, kadın ve gençlik kolları adeta karınca gibi çalışıyor...
Her gün hepsi ayrı ayrı kollardan çalmadık kapı bırakmıyorlar…
Şimdi ikinci, hatta bazı yerlere üçüncü tur ziyaretlerine başlamışlar…
AK Partili kadınları her yerde görüyorum…
Bir hafta önce bizim apartmana da gelmişler…
Dairemizin zilini çalmışlar…
“Cumhurbaşkanımız ve başbakanımızın selamı var” diyerek eşime “evet” broşürünü uzatmışlar…
Eşim,”benim eşim gazeteci. Biz ‘evet’i de ‘hayır’ı da biliyoruz” demiş ama broşürüde almayı ihmal etmemiş...
Kadınlar bir taraftan, erkekler, gençler bir taraftan şehrin en ücra köşesinde oturan vatandaşları bile ziyaret ediyorlar…
Peki, CHP’liler ne yapıyor?
Birkaç ilçeye, birkaç mahalleye gittiler…
Herhalde çok yorulmuş olmalılar ki!
Sanıyorum dinlenmeye çekildiler…
Dün maillerime bakıyorum…
AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Yalçın ile çalışma arkadaşları bir günde Alpu, Mihalıççık ve Beylikova İlçelerine giderek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlatmışlar…
Son 10 gün kala bu hızla çalışmalarını sürdürürlerse, 16 Nisan akşamı da sandıktan “evet” çıkması halinde rahat bir uyku çekeceklerdir…