CHP’liler, algı yöneticilerine fırsat vermemeli!

Cumhuriyet Halk Partisinin kongreler süreci, 23 Şubat’ta gerçekleştirilen il kongresiyle beraber sona erdi

25 Şubat 2020 08:43
A
a
Sütiş Eskişehir
Cumhuriyet Halk Partisinin kongreler süreci, 23 Şubat’ta gerçekleştirilen il kongresiyle beraber sona erdi.
 
*
 
Delege seçimlerinden il kongresine kadar geçen süre için özetle şunu ifade edebilirim: Ufak çaplı gerginlikler dışında sakin geçen bir süreç yaşandı.
 
*
 
Gelelim il kongresine.
Bir kere çarşaf liste yöntemiyle yapıldı.
Bu da il yönetiminin çok daha demokratik bir yolla seçildiğini gösteriyor.
Peki, uzun yıllardır blok liste yöntemi kullanılırken, bu kez niçin çarşaf liste yöntemi tercih edildi?
Üye mi değişti?
Delege mi değişti?
Tabii ki ufak tefek değişiklikler oldu.
Ancak bence değişen asıl şey, anlayış!
Partililer, dayatma yoluyla yönetim seçme anlayışından bıktılar, daha demokratik bir anlayışla başarının geleceğini kavradılar.
 
*
 
Umuyorum ve diliyorum bu anlayış gelişerek devam eder, gelecekte yapılacak ilk kongrede delege seçimleri de çarşaf liste usulüyle yapılır.
Dahası bu sağlıklı anlayış, hem milletvekili adaylarının, hem belediye başkanı adaylarının, hem de meclis üyesi adaylarının ön seçim yöntemiyle belirlenmesinin kapısını da açar.
Böylelikle paraşütle aday indirme usulü büyük oranda ortadan kalkar.
Hak eden, demokrasiye ve örgüte emek vermiş isimlerin de partiyi temsil etme şansı artar.
İşte o zaman, hakiki bir demokrasi şöleninden söz edilebilir.
 
*
 
İl kongresinde, önemsenmesi gereken bir unsur daha vardı.
Neydi o?
Şöyle anlatayım…
CHP, tek adaylı kongrelerde bile sorun yaşayan bir parti izlenimi veriyordu.
Fiziksel şiddete varan kavgalar, ağır hakaretler, ayrışmalar, vesaire...
Ancak bu sefer öyle olmadı!
Kongrede Ali Ünal, Abdülkadir Adar, Metin Tomsuk ve Recep Taşel aday oldu. (Nevin Kavak yeterli imzayı toplayamadığı için aday olamadı)
Yani, tam tamına dört aday vardı.
Pazar günü saat 10.00’da başlayan ve bir sonraki günün sabahına kadar devam eden kongrede, gözle görülür tek bir olay; gerginlik, taşkınlık, hakaret ve buna benzer şeyler yaşanmadı.
Milletvekillerinden belediye başkanlarına, delegelerden parti üyelerine kadar herkes, birbirini kucakladı.
 
*
 
Peki, hem dört adaylı, hem de çarşaf liste yöntemiyle yapılan bir kongrede, böyle bir ortam nasıl ortaya çıktı?
Benim gördüğüm şu…
CHP, daha önce, iktidar hayali dahi kuramayan bir parti görünümündeydi.
O nedenle parti içi iktidar kavgası öne çıkıyor, pasta küçük olduğu içinde herkes bir şeyler kapmak için kavga ediyordu.
Fakat özellikle 31 Mart yerel seçimlerinden sonra elde edilen başarıyla beraber, CHP’de ve CHP’ye gönül verenlerde iktidar umudu yeşerdi.
O nedenle parti içi kavga bir kenara bırakıldı, iktidar için mücadele anlayışı başladı; bu noktada parti içi barış, iktidarın kapısını aralayacak unsurlardan biri olarak kabul edildi.
 
*
 
Ve kongrenin sonucunda, en yakın rakibine 89 oy fark atan Recep Taşel, il başkanı olarak seçildi.
Yine Taşel’in anahtar listesinde yazılı olan yönetim kurulu adayları, çok büyük çoğunlukla yönetimde yer aldı.
Dahası, Taşel’in anahtar listesinde yer alan kurultay delegesi adayları da, kurultayda oy kullanmaya hak kazandı.
Aslında bu sonuç bekleniyordu, sürpriz bir sonuç olduğu söylenemez.
 
*
 
Bu noktada ciddi bir meseleye dikkat çekmek istiyorum.
Her partilinin gönlünde bir aslan yatar.
Ve o aslanın seçilmesini ister.
Bu sadece CHP için değil, tüm partiler için böyledir.
Belediye başkanları da partilidir; Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt, Ahmet Ataç, Erdal Şanlı, İshak Gündoğan, Uğur Tepe, Gürbüz Güller.
Her biri, bir adayı desteklediler.
Bu noktada Yılmaz Büyükerşen’e bir parantez açmak istiyorum.
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Büyükerşen, kongre işlerine karışmaz.
Aslına bakılırsa her aday Büyükerşen’in adayıdır ve Büyükerşen, kim seçilirse seçilsin uyumlu bir biçimde çalışır.
Bu kongrede, ‘bir şekilde’ gönlünden geçen adayı açıklamış olsa da, bütün adaylara tam anlamıyla objektif bir yaklaşım içerisine girdiğini söyleyebilirim.
Bu anlamda, bu kongrede de her aday Yılmaz Büyükerşen’in adayıydı.
Ve şunu iddiayla söylemek istiyorum ki: Büyükerşen ile Recep Taşel, geçmişte örneği görülmemiş bir uyum içerisinde çalışacak.
Tabii ki diğer belediye başkanları ve ilçe başkanlarıyla da en az Büyükerşen ile olduğu kadar uyumlu çalışacak.
 
*
 
Yazımın sonuna yaklaşırken şuna da vurgu yapmak istiyorum.
Bazı çevreler “CHP il kongresinden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” şeklinde sistemli bir biçimde algı yaratmaya çalışıyorlar.
Bununla beraber anlatmak istedikleri ise şu: Büyükerşen, Kurt ve Ataç arasındaki iletişim dengesi değişecek.
Buna hiçbir biçimde katılmıyorum; kongre sürecinin özünü kavrayabilenler, neden katılmadığımı net bir biçimde anlayabilirler.
Ha, değişen bir şey olacak.
Ne olacak diye sorarsanız…
Şu: CHP uzun yıllar sonra ilk defa kucaklaşarak bir kongreyi bitirdi; birlik olacak, beraberlik olacak, uzlaşma olacak, iktidar hedefi olacak.
Bu tabloyu bozmak isteyenler olmayacak mı?
Olacak!
Hah, işte o algı yöneticilerine fırsat vermeyecek olan da, yine CHP’liler olacak.
En azından böyle olmasını temenni ediyorum.
 
NOT: CHP İl Kongresinin Divan Başkanı, Bursa Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık’tı. Karabıyık’ın, kongreyi başarılı bir biçimde yönettiğini söylemek istiyorum. Ayrıca ikinci başkan Yücel Yenilmez’in de hakkını teslim etmem gerekiyor.
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Onur 25 Şubat 2020 23:45

Bu algıyı yorumlamak ve olayları böyle yorumlamak tarafsızlık mı şimdi? Chp aynı Chp değişen ne var ki? Isimler değişir misyon aynı devam ediyor. Parti içi iktidar mücadelesi bitmedi hiç bir zaman bitmezde. Halktan kopuk kendini elitlerden sayan zihniyet oldukça da iktidar hayal bile edilemiyor Chp de. Öncelik partide koltuk kapmak.

2 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi