CHP'li kadınlar AK Parti'ye tepkili

CHP'liler basın açıklaması yaparak, kadına karşı şiddete karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundular. Kadınlar 'İstanbul Sözleşmesinden Neden Rahatsız Oldunuz?' başlıklı pankart açarak hükümete tepkisini dile getirdi.
Öncelikle İstanbul sözleşmesi'nin AK Parti iktidarında yapılan en güzel adımlardan biri olduğunu hatırlatalım. Her ne kadar hükûmetimizin küçük ortağı olan Vatan Partililer, "Amerikan Emperyalizminin dayatması" olarak nitelendirse de, gerçek farklı. İstanbul sözleşmesi aile içi şiddete yönelik atılması gereken adımları içeren uluslararası bir iyi niyet mutabakatı olarak nitelendirilebilir ki, bu konuda öncülük edenlerin de yine AK Partililer olduğunu unutmayalım.
Ancak toplumsal desteği kaybeden bütün iktidarların düştüğü duruma AK Parti de düşmüş gibi gözüküyor. Ne zaman ki bir iktidar toplum desteğini kaybeder, çareyi bir takım marjinal grupların desteğinde aramaya başlar.
Ülkemizin başına bela olan cemaatlerin ortak özelliği çağdaş yaşamdan ve kadın – erkek eşitliğinden nefret etmeleri. İstanbul Sözleşmesine karşı olmalarının asıl sebebi, "Yahu kadınları şöyle ağız tadıyla dövemeyecek miyiz?" diye hayıflanmalarıdır.
"Ne istedilerse verilen" bu cemaat bozuntuları geçmişte ülkemizin başına büyük bela oldu. İşte 15 Temmuz'u hatırlıyoruz. Bu adamlar yine milletin ve devletin başına bela olacaklardır.
Elbette İstanbul Sözleşmesi olmadan da kadına karşı şiddetle mücadele ediyorduk. Bundan sonra da mücadele edeceğiz. Ayrıca kadına yönelik şiddet sadece Türkiye'de görülen bir hadise değil. Vietnam'dan İzlanda'ya, Kamerun'dan Paraguay'a kadar dünyanın her coğrafyasında bu sorun var. Yani Türkiye'de kadına yönelik şiddet var diye AK Parti'yi suçlamak tam anlamıyla ayıptır. Ne yani; Meksika'da karısını döven bir erkek müsveddesinden dolayı kimi suçlayacağız; AK Parti'yi mi?
Özetlemek gerekirse ben kadına yönelik şiddetin yalnızca Türkiye'nin sorunu olduğunu düşünmüyorum. AK Partililerin de bu konuda samimi bir şekilde çalıştıklarına inanıyorum. Bazı hata ve eksiklikleri elbette olabilir.
Ancak ve lâkin, dönüp dolaşıp yine CHP'li kadınların sorusuna takılıyoruz? Tamam anladık, İstanbul Sözleşmesi olmadan da kadına yönelik şiddetle mücadele etmek mümkün. "Peki İstanbul Sözleşmesi'nin nesinden rahatsız oldunuz?.." Neden size ve ülkemize zarar veren bir takım şer odaklarını memnun etmek pahasına toplumun bütününü karşınıza alıyorsunuz?..
 

Göğsümüzü kabarttılar

Eskişehirimizin gururu olan TEİ, dünyaca ünlü Black Hawk helikopterlerinin motor üretimini hızlandırdı. Kurumun Genel Müdürü Mahmut Akşit'in açıklamalarına göre TEİ T700 motorlarını haftada bir tane olmak üzere seri ve hızlı bir şekilde üretmeye başlamış. Tabii bu motorların Amerikan malı olduğunu ve patent altında üretildiğini hatırlatalım. Ancak helikopter veya jet motoru – aralarında pek fark yok – üretmek o kadar zor bir şey ki, mühendislerinizin büyük tecrübeye sahip olması lazım ve "En Pahalısındam fabrikasını kuralım, ertesi gün üretim yaparız" diyebileceğiniz bir şey değil.
TEİ insansız hava araçlarının ihtiyaç duyduğu hafif motorları da üretiyor, yerli helikopterlerin kullanacağı yerli helikopter motorları için de çok ciddi çalışmalar yürütüyor. İlerleyen günlerde tank motorları ve kim bilir belki de uzaya çıkacak füze motorlarını bile üretebilecekler. Onların imza attıkları her başarı hem ülkemizin dışa olan bağımlılığını azaltıp, ekonomimize büyük katkılar sağlıyor, hem de göğsümüzün kabarmasına neden oluyor.
 

Fuarsız olmuyor

Eskişehir Yapı Fuarı açıldı. Araya pandeminin girmesiyle birlikte fuarlara bir müddet ara vermiştik. Elbette aşının olmadığı dönemde fuarlara ara vermek doğru bir karardı. Ancak şimdi işler değişti. İşin ekonomik boyutu çok önemli. Yapı malzemeleriyle ilgili fuar süresi boyunca kim bilir kaç iş görüşmesi yapılacak ve kaç anlaşma imzalanacak. Ancak işin bir de kültürel boyutu var. Fuarların kentimizin kültürel yaşamına getirdiği hareketliliği de unutmayalım. Eskişehirliler olarak özlemişiz fuarları.
 

İnsan köpeği ısırmış

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bir açıklama yaparak benzin, motorin ve LPG fiyatlarında bir artış olmadığını belirtti. İşte "Haber" diye ben buna derim. Bizim gazetecilikte bir yaklaşım vardır, "Köpek insanı ısırırsa değil, insan köpeği ısırırsa haber olur. Yani sıradan bir olayın haber değeri yoktur. Nihayetinde köpektir, elbette ısırabilir. Ancak sinirlenip köpeği ısıran bir adam bulursanız, bu haberi gazetenizin manşetine pekiala koyabilirsiniz.
Dolayısıyla EPDK'nın açıklaması tam anlamıyla bir haber deığeri taşıyor. Eğer ki "Zam olacak" deselerdi bu sıradan bir hadise olurdu. Ancak "Bugün zam yapmayacağız" demeleri çok önemli bir haber. Açıkçası gazetelerin manşetlerinde olmaya hakkı var.