CHP Eskişehir İl Başkanı seçilen Talat Yalaz’a dün öğlen saatlerinde mazbatası verildi. Yalaz, akşama doğru da parti binasında görevini İl Başkanı Recep Taşel’den devraldı.
Yalaz, Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç gibi rüştünü ispat etmiş güçlü isimlerle çalışma şansı yakalamanın avantajını kullanacak gibi görünüyor.
ES TV’de meslektaşlarım Murat Taşkın ve Hakkı Sağlam ile yaptığımız Ekstra Gündem programına katılarak sorularımızı yanıtlayan Talat Yalaz’ın partiye hizmet etme konusundaki inançlı ve azimli duruşuna tanık olduğumuzu bir kenara not edelim...
Düşünün bir kere…
Türkiye’nin en genç il başkanı.
33 yaşında, kendisi gibi avukat bir eşi olan Talat Yalaz, 3 yaşında bir evlat sahibi.
Bugüne kadar böylesine genç bir kişi Eskişehir örgütünün başına geçmedi.
Konuşmalarına ve vaatlerine bakılırsa Eskişehir örgütü yerel seçimlere dolu dizgin hazırlanacak.
Yönetim kurulunun yarısı kadın, bir o kadarı da 35 yaş altında.
Her ilçe başkanı ve yönetimiyle yerinde toplantılar yaparak örgüte ivme kazandıracağına olan inancını, kadın ve gençlik kollarına yükleyeceği görev ve sorumluluklarla pekiştirmek istiyor.
Gelelim gençlik heyecanının CHP Eskişehir örgütüne kazandıracaklarına.
İletişim kanallarının böylesine çeşitlenip güçlendiği bir ortamda genç bir başkanın hareket alanını güçlü görmez misiniz?
Sizden önce ben söyleyeyim, görürsünüz.
Yönetimden, il disiplin üyeleri ve kurultay delegelerine kadar çarşaf liste gereği karma bir yönetimin oluştuğu bu CHP örgütünün geçmişi bir kenara bırakıp yerel seçimlere odaklanmaktan başka hiçbir yolu yok.
İsterseniz burada sözü Talat Yalaz’a bırakalım:
“Çıktım kongrede dedim ki ‘böyle değişim olmaz.’ Değişim kişilerle sınırlı kalmaz. ‘Bu samimi bir değişim değildir. Değişim samimi olmalıdır’ dedim. Değişim istiyorsanız buradan başlayın…
Gençleştirme, yenilenme. Değişimi şimdi konuşmuyoruz ki. Her kongrede bizde değişim, yenileşme, ön seçim konuşulmuyor mu? Sanki yeni çıkmış gibi bütün ülke buna kitlenmiş. İnanın çok rahatsız oluyorum. İnanılmaz zarar veriyor partimize. Kurultaya kadar bunu mu konuşacağım? İnsanlar beni seçmiş, ciddi bir görev yüklemiş. Ben insanların yüzüne nasıl bakarım? Bir buçuk ay çok korkunç bir süre. Şurada aylar kalmış yerel seçime. Ben partiyi bunun gölgesinde mi bırakayım? ‘Değişimci misin, değil misin?..’ Ayrıştırıyorlar. Ya ne olacak ondan sonra? Bu ayrıştırma iyi bir şey değil. Evet. Bakın bizim kaybedecek zamanımız yok. Bir dakikamız yok. Eskişehir'de il başkanı olmak kolay değil. Ben farkında değil miyim yani? Bu ciddi bir iş. Elbette. Üç tane burada belediyemiz var. Biz sokak sokak gezeceğiz. Biz Tepebaşı'nda yapıyorduk. Kırsalda gitmediğimiz yer kalmadı. Hepsine gittik. Kapı kapı, hane hane broşür dağıttık, açıkladık. Şimdi bunu ben Eskişehir'de yapacağım. Ar ederim bir tane ilçede yapılmadıysa… Onları organize edeceğim. Ben değişimin, ocunun, bucunun gölgesinde bırakamam bu örgütü. ‘Kazım Kurtçu musunuz? Ahmet Ataççı mısınız?’ Birisinin desteğiyle seçime girmiş olabilirim. Çünkü örgüt bileşeni. Şimdi somut destek vermiş olur ama ben görevi aldıktan sonra herkesin başkanıyım. Eskişehir İl Başkanlığı bunu gerektirir.”
Yalaz’ın tüm bu olup bitenin karşısında kafalarda oluşan soru işaretine verdiği yanıt net:
“Görevi aldıktan sonra herkesin başkanıyım.”
İşte bunu başardığında…
Gerisi lafügüzaf kalır.
Kalın sağlıcakla.