Dün, öğleden sonra Baro Başkanı Rıza Öztekin ile Adliye’de buluşup Pazartesi günü yayımlanacak olan söyleşi için fotoğraf çekmek için sözleşmiştik.
Saatime baktım 12.15. Rıza Öztekin ile buluşmak için daha yaklaşık bir buçuk saat var. Vakit geçirmek için yer ararken, Reşadiye Camiinin önünde iki CHP’li dost ile karşılaştım.
“Hayrola abi Cuma saatini mi bekliyorsun?” diye sordular.
“Evet, ama daha 45 dakika var. Vakit geçirmeye çalışıyorum” dedim.
“Gel istersen bizim büroya çay-kahve içelim Cuma vaktine kadar. Hem de sohbet ederiz” dediler.
Büro Yelkovan İş Merkezindeymiş. Birer bol susamlı simit aldık büroya çıktık. Büro’da peynir de varmış. Simitlerimizi yerken, çayımızı da yudumlarken sohbete başladık.
“Sadi ağabey senin kulağın deliktir. CHP’nin milletvekili aday listesi nasıl oluşacak?” diye sordular.
“Vallahi CHP’nin listelerini kestiremiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı liste başı olacak diyenler var. Tuncay Özkan veya CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un da Eskişehir’den aday olacaklarını duydum. İkinci sırada Gaye Usluer, üçüncü sıraya ise Muharrem Şenel, Nihat Çuhadar veya Yunus Emre Karabulut. Dörde ise Erdal Çakıcıer, Orhan Kesikoğlu, Okan Cemal Yüksel, beşe Zeki Ünal veya Engin Çakmak, altıya da genç seçmenlerin gönlünü almak için Volkan Emre Kılıç yazılacakmış diye duyumlar aldım. Bana bir liste yap deyin inanın çok zorlanırım” dedim.
“SIRALAMA BÖYLE OLACAK”
Ben sıralama yapamayınca, daha doğrusu dedikodulardan yola çıkarak yaptığım listeyi CHP’li dostlar beğenmediler.
“Ağabey bak listeyi biz sana söyleyelim. Bir kenara not et. Eğer bu isimler ilk altıda olmazsa bizde siyaseti bilmiyormuşuz diyerek senden özür dileriz” dediler.
“Sizin liste nasıl merak ettim doğrusu” dedim.
“1-Gaye Usluer, 2-Cemal Okan Yüksel, 3-Engin Çakmak, 4-Zeki Ünal, 5-Erdal Çakıcıer, 6-Volkan Emre Kılıç.”
Dışarıda konuşulan liste ile karşılaştırdığımda benzer isimler var. Sıralamaları farklı. Bakalım son günlerde çok sıkça konuşulan benim CHP’li dostlarla paylaştığım liste mi? Yoksa CHP’li iki kardeşim yaptığı liste mi doğru çıkacak.
Bunun cevabını 7 Nisan 2015 Salı günü en geç saat 17.00’ye kadar öğreneceğiz.
AK Parti ve Ali Demirel
Söz milletvekili aday adaylarından açılmışken AK Parti’den devam edelim. Perşembe günü ES TV Genel Yayın Müdürü sevgili Soner Yüksel ile gezerken canımız tatlı çekti. Bir pastaneye girdik tatlılarımızı söyledik.
Servisi yapan orta yaşlı şahıs her ikimizi de tanıdı.
“Soner Bey, Sadi Bey pastanemize şeref verdiniz. Hangi rüzgar attı sizi buraya. Ne kadar mutlu oldum” dedi cep telefonu ile selfie yaptı. “Fotoğrafları size de gönderirim” dedi. Ama gelmedi. Bir daha yolumuz düşerse kendisine hatırlatırız.
“Televizyonda aday adayları ile yaptığınız programları hiç kaçırmadım. Hepsini de izledim. Ben AK Parti sempatizanıyım. 2003 yılından beri de oyumuzu AK Partiye veriyoruz. Biz kalabalık bir aileyiz. 50 oy kullanan seçmen var ailede. Hepimiz AK Parti’ye oy veriyoruz. Bu seçimlerde de yine AK Parti’ye oy vereceğiz” dedi pastanenin işletmecisi olduğunu öğrendiğimiz arkadaş.
Ben araya girerek.
“7 Haziran’da yapılacak seçimler öncesi aday adaylıklarını açıklayan 38 kişi içerisinde en çok sempati duyduğunuz veya dikkatinizi çeken isimler kimler?” diye sordum.
“ALİ DEMİREL’İ DAHA İNANDIRICI BULDUM”
“Ağabey saat 12.45. Öğle namazı saati yaklaşıyor. Hemen arkamızda cami var. Namazı orada kılacağım için aptesimi de aldım. Aptesli abdestli konuşuyorum. ES TV’de konuştuğunuz aday adayları arasında en çok dikkatimi çeken isim Ali Demirel oldu. Sade ES TV’yi değil diğer kanala çıkan aday adaylarını da izledim. Ali Bey’in konuşmaları bana inandırıcı geldi. Beni ikna etti. Eğer tercih olsa biz Ali Demirel’den yana kullanırdık. Diğer adayları eleştirmiyorum. Onların konuşmaları da etkileyici idi. Ama Ali Demirel’in konuşmaları bana etkileyici geldi. Kendisini tanımam. Bir kez de olsa karşı karşıya gelmedik. Milletvekili aday sıralamasında ilk üçe yer almasını canı gönülden isterim. Aday olursa kendisiyle tanışmak isterim. Hatta vakit buldukça seçim gezilerinde yanında olmak isterim” dedi.
“Siz nerelisiniz. Daha doğrusu atalarınız nereden gelmiş? Yugoslav göçme nimisiniz?” diye sordum.
Sormamın nedeni ise Arnavut’a benzetmem.
“Evet. Babam daha 8 yaşındayken Türkiye’ye göç etmişler. Ben ve 4 kardeşim Türkiye’de doğduk. Amcalarım, amca çocukları ile benim çocuklarımız ve eşlerimiz, eşlerimizin babaları, kardeşleri de Eskişehir doğumlu. Toplam 50 oya sahibiz. Bu az bir rakam değil” dedi.
“Peki, AK Parti’de diğer beğendiğiniz aday adayları kimler?” şeklindeki soruma ise,”izin verin onları söylemeyeyim. Sizde Ali Beyin telefonu varsa bana verir misiniz” sorusu karşısında,”sen telefonu ver. Ben Ali Bey’e ileteyim. O seni arasın” diyerek sohbeti kapattık.
Yediklerimizin parasını almak istemedi.
Sevgili Soner ile ben,”tatlıyı beğendik. Eğer parasını almazsan bir daha gelmeyiz” diye ısrar ettiğimizde,”o zaman şöyle yapalım. Birisi benden olsun birisinin parasını alayım” deyince anlaştık.
Pastaneden çıktıktan sonra Soner’e şunu söyledim:
“Vatandaş kime oy vereceğini seçiyor artık. Bak tercihli oy kullanma olsa 50 kişi tercihini Ali Demirel’den yana kullanacakmış. Keşke ön seçim, temayül veya merkez yoklaması yerine tercihli oy kullanma olsa. O zaman vatandaşın tercihi konuşur. Daha sağlıklı olur. 50 kontenjan olsun. Bu kontenjanları da parti meclisi ile genel idare kurulu üyeleri belirlemeli”.
FIKRA
Azrail Gönderdin
Bektaşi yoksulluktan bıkmış, ellerini açıp dua etmiş:
“Allah’ım, şu canımı al da kurtar beni bu sefil dünyadan.”
O sırada yanından geçtiği binanın duvarları yıkılmış. Bektaşi canını zor kurtarmış, ellerini havaya kaldırmış:
“Allah’ım kırk yıldan beri ’bana biraz dünyalık ver’ diye sana dua ettim, beni dinlemedin. Şimdi hemen Azrail gönderdin...”