Cumhuriyet Halk Partisi en az üç, Milliyetçi Hareket Partisi bir olan milletvekili sayısını iki yapmak istiyor. İstiyorlar ama bunun gerçekleşmemesi adına da ne yapılması gerekiyorsa yapmaya çalışıyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi iki dönemdir Eskişehir ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, Eskişehir’i tanımayan Tayfun İçli ve Süheyl Batum gibi isimleri milletvekili adayı yaptı. Partililer tepeden inme isimlere tepki koyarak gereken desteği vermediler.
MHP’de de öyle.
Her ne kadar Ruhsar Demirel öz be öz Eskişehirli olsa da, yıllar önce Eskişehir’den çıkmış Ankara’da evini kurmuş, işini bulmuş ikametgâhı Ankara idi. MHP 4 yıl önce liste başı aday olarak yazdı listeye. Ruhsar Hanım kendisinin seçileceğini garanti gördüğü ve Eskişehirlileri Eskişehir’de yaşayanlar kadar tanımadığı için çok fazla koşturmadı.
Belki de MHP iki çıkarma şansını yakaladığı seçimlerde, birinci sıra milletvekili adayının düşük performansı nedeniyle bu şansı kullanamadı.
7 Haziran seçimleri öncesinde de hem CHP’nin hem de MHP’nin yine aynı hataları tekrarlayacağı konuşuluyor.
Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir’de yine birinci sıraya kontenjan adayın ismini yazacak. MHP yine listenin başına Ruhsar Demirel’i koyacak.
Ön seçim veya teşkilat yoklaması yapılmamasına rağmen Eskişehir’den üç milletvekili çıkaracaklarına inandıklarını söyleyen CHP’liler, bunun gerçekleşmesi için listeye yazılacak 6 milletvekili adayının da Eskişehirli olmasını istiyorlar.
Eğer yine birinci sıraya Eskişehir ile uzaktan yakından ilgisi olmayan isim yazılıp, teşkilatların sesine kulak verilmeyecek olunur ise yine son iki seçimde yaptıkları gibi CHP’li seçmen sandığa gitmeyeceklerini söylüyor.
O zamanda CHP’nin hayal ettiği üç milletvekili sayısı büyük olasılıkla yine iki de ve beklentiler yine bir başka bahara kalacak.
Ruhsar Demirel’in Eskişehir’den aday yapılmaması için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye çok sayıda imza gönderildiği, Ankara’ya gidenler tarafından gerek kendisine gerekse teşkilatlardan ve yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılarına bu isteklerinin iletildiği konuşuluyor.
Buna rağmen de Devlet Bahçeli’nin Demirel’i inatla Eskişehir’den milletvekili aday listesine yazacağı iddia ediliyor.
Bu demek oluyor?
’Siz istemezseniz istemeyin. Ben istiyorum ve Eskişehir’den aday olacak’.
Bakalım böyle bir dayatma karşısında MHP’li seçmenin tavrı ne olacak?
‘AK Parti kontenjan kullanmıyor mu?’ Diye soracaksınız.
Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi de özellikle son iki dönemdir birinci sıralara kontenjan isim yazıyor.
‘Bunlar kim? ‘ Diye baktığımızda.
İlk kontenjan adayı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan idi. Unakıtan’ın Eskişehir’e çok büyük katkıları oldu. Eskişehirliler kendisini çok sevdi. Kendiside Eskişehirlileri. Maliye Bakanı olmasına rağmen ayda bir, bazı aylarda ise iki defa gelirdi. Renkli sıması ile büyük küçük herkesin gönlüne girmeyi başarmıştı.
Bu dönem ise kontenjan olarak gelen isim Prof. Dr. Nabi Avcı idi. Nabi Hoca önce TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı, daha sonra Milli Eğitim Bakanı oldu. Bugün de AK Parti birinci sıraya kontenjan aday gösterirse ise bu isim yine Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı olur.
Ben 6 milletvekili çıkaran Eskişehir gibi bir ilden hangi parti olursa olsun kontenjan kullanmalarına sıcak bakmıyorum.
‘Benim kendi şehrimin milletvekili aday adayları birinci sırayı hak etmiyor mu da Eskişehir ile ilgisi olmayan isim yazılıyor’ diye kızıyorum da. Dışarıdan isim yazılması beni aynı zamanda incitiyor da. Benim şehrimin insanları da birinci sıra yazılmayı hak ediyor. Ve kontenjan yazılan isimlerden daha iyi, daha başarılı bir şekilde şehrimi temsil edeceklerine candan inanıyorum.
CHP’de MHP’de kontenjan isim yazmakla adeta kendi ayaklarına sıkıyor.
REZALET Mİ REZALET!
Eskişehirspor nerede ise ligde kalması mucizelere kalmış Balıkesirspor’a 4-1’lik net skorla yenildi. Bu kez torunum Ada Çınar’ı bırakın ben bile sinirimden ağladım.
Balıkesirspor maçına kadar Eskişehirspor pek çok yenilgi aldı. Ancak bu maçta alınan yenilgi kadar diğerleri canımı çok acıtmamıştı.
Ya bizden kuvvetli takımlar. Ya da,’bu maçta siyah-kırmızılı futbolcular ellerinden geleni yaptılar. Ancak şans faktörü yanlarında değildi’ diye kendimi teselli etmiştim.
Ankara deplasmanında Gençlerbirliği takımı karşısında alınan 2-1’lik galibiyetle Eskişehirspor’un artık yukarılara doğru tırmanışa geçtiğine inanmıştık! Ardından Beşiktaş’ı Eskişehir’de 1-0 yenince ‘tamam artık kötü günler geride kaldı’ diye sevinmiştik.
Üç puan ümidiyle gidilen, ‘bir puan olsa da iyidir’ denilen Torku Konyaspor deplasmanından da 1-0 yenilgiyle dönüldü.
Gözler Rize deplasmanına çevrildi. Eskişehirspor’un Rize deplasmanından üç puan alarak döneceğine inanmıştık şehir olarak. Rizespor’dan alınacak üç puan siyah-kırmızılı takımı ligden düşme tehlikesinden epeyce uzaklaştırmış olacaktı.
Hatta hepimiz Rize deplasmanından alınacak bir puana bile sevinecektik. Tam bir çıkış yakalandı derken, Çaykur Rizespor deplasmanında 3-0 gibi farklı yenilgi alınmasına,’nazarlık oldu!’ diye pek fazla üzülmemiştik.
İki puan kaybını Bursaspor karşısında alınacak galibiyetle telafi ederiz beklentisine girdik. Maç 0-0 bitti. Bursaspor’dan Eskişehir’de alınan bir puana da sevindik. Mersinidmanyur’du karşısında alınan 2-0’lık galibiyet sonucu Eskişehirliler ve Eskişehirspor’u sevenler olarak herkesi tekrar yukarılara tırmanışa geçildi diye sevindirmişti.
Ama Cumartesi günü nerede ise ligde kalması mucizelere bağlı, Balıkesirspor’lu taraftarların bile umutlarını kestiği Kırmızı-Beyazlı takımın karşısında alınan 4-1’lik ağır mağlubiyet tam bir fiyasko idi. Tam bir rezalet.
Lige tutunabilmesi mucizelere kalmış bir takımın futbolcuları, Eskişehirsporlu futbolcuları çimlerde eziyorsa, dört gol atabiliyorsa o futbolcuları tek tek kutlamak gerekir. İnandılar ve kazandılar.
Bu hafta Cumartesi günü Eskişehirspor Sivasspor ile karşı karşıya gelecek. Dün Sivasspor, Bursaspor karşısında ilk yarıyı 4-0 önde kapattı. Yazımı tamamlandığım saatlerde Maç sonucu nasıl bittiğini bilmiyorum. Eğer Sivasspor Bursaspor’u yendi ise Eskişehir’e yüksek moral ile gelecek. Kırmızı-Siyahlı futbolcular ise 4-1’lik mağlubiyetin yarattığı şok ile sahaya çıkacak. Eğer bu şoku atlatamaz ise moralli Sivasspor karşısında da mağlup olursa havlu atmış olurlar.
O nedenle Sivasspor maçı Eskişehirspor için ‘olmak ya da olmamak’ karşılaşması olacak.
FIKRA:
FIDYE
Temel, işsizlik ve parasızlıktan bıkkınlık geldiği bir sırada para kazanmak için çocuk kaçırmaya karar verir ve kasabada gözüne kestirdiği bir çocuğu kaçırarak kasaba dışındaki arazide bir ağacın altına götürür. Biraz soluklandıktan sonra çocuğa "kağıdın, kalemin var mı?" Diye sorar.
Çocuk: "Var" der. Temel kağıdı kalemi aldıktan sonra çocuğa babasının adını sorar. Dursun olduğunu öğrenince fidye istemek için mektup yazar ve "Ula Dursun çocuğun elimdedir. Yarın sabah saat 10'a kadar kasabanın dışında ki büyük ağacın kovuğuna 10.000 dolar getirmezsen çocuğunu ölmüş bil" der.
Sonra mektubu çocuğa uzatarak: "Bunu babana götür. Sakin başkasına verme" diye tembihler. Ertesi sabah 10'da ağacın kovuğunu kontrol eder ve bir paket bulur. Açtığında içinde 10.000 dolar para ve bir not vardır.
"Ula utanmimusun hemşerinin uşaguni kacurmağa."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...