Listeden birisini çıkarıp yerine ya yeni bir isim koyuyorlar, ya da milletvekilleri arasında kaydırmaca oynuyorlar! Birinci sıraya kimse dokunmuyor.
Parti meclisi üyesi ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da yakın bir isim olması da yerini sağlamlaştırıyor.
Herhalde Gaye Hoca’dan çekiniyor veya ‘biz istesekte yeri kesinlikle değişmez’ diye düşünüyorlar.
Prof. Dr. Gaye Usluer birinci sırayı hak ediyor. Hem kadın olarak hem de bilgi ve tecrübesiyle de.
Bu nedenle kimse birinci sıraya, iki veya üçe kaydıramıyor. Birinci sıradaki isim Gaye Hoca olmasa belki de onun ayağını kaydırmak için çalışanlar olurdu. Ancak bu koltuğun sağlam olduğuna inandıkları için, ikinci ve üçüncü sırayla uğraşıyorlar.
CHP’nin 7 Haziran’da ben dâhil, CHP üyeleri ve birçok Eskişehirli üç milletvekili çıkarmasına zor gözüyle bakıyordu.
Ama gerek teşkilatların çalışması, gerek merkezdeki üç belediye başkanının; ‘bu kez başaracağız’ diyerek var gücüyle gayret göstermesi. Teşkilatların ve belediye başkanlarının gayretli çalışmalarını gören milletvekili adaylarının da gecelerini gündüzlerine katması başarıyı getirdi.
Uyumlu bir ekip çalışması gerçekleştirildi. Bu gayret CHP’ye üç milletvekili kazandırdı.
Bunu görmeyen veya görmezden gelen bazı CHP’liler, 1 Kasım’daki seçimlerde milletvekili adaylarının değişmesi, birilerinin listeden çıkarılması için kulis yapıyorlar.
Dün CHP üçüncü sıra milletvekili Cemal Okan Yüksel’in bir gazetedeki açıklaması gözüme çarptı.
Cemal Okan Yüksel’in açıklaması şöyle:
“Genel Başkanımız 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçimde kendi isteği aday olmak istemeyen veya istifa nedeniyle boşalan milletvekillerinin yerlerine yeni isimlerin yazılacağını açıkladı. Bunun dışında 7 Haziran’daki adaylarla sıralama listesi seçime girilecek. Benim bir üst sıraya kaymam söz konusu değil. Kaldı ki Gaye abla gerekse Utku ağabey ile uyumlu bir çalışma içerisindeyiz.”
Cemal Okan Yüksel’in ’liste değişmez’ diyerek de noktayı koyması birilerini rahatsız etti mi bilmiyorum.
Ben ettiği düşüncesindeyim.
Herhalde Cemal Okan Yüksel’in bu sözlerinden sonra, yer kaydırma veya listeden birilerini çıkarmak için çalışanlar da, bu gayretlerinin sonuç getirmeyeceğini anlamışlardır.
MUHARREM ŞENEL DÖNÜYOR
7 Haziran seçimlerinde CHP’deki milletvekili sıralamasından memnun olmayarak partisinden istifa ederek bağımsız aday olan dr. Muharrem Şenel’in CHP’ye döneceğini yazmıştım.
Muharrem Şenel ile dün Sakarya Hastanesinde Medikal Direktör Uzm. Dr. Sıtkı Karaca’nın odasında karşılaştık.
‘Hocam CHP’ye ne zaman kayıt oluyorsunuz?’ diye sordum.
‘Yarın (bugün) giderek üye formu alarak yuvama döneceğim’ dedi.
Muharrem Şenel, kısa bir ayrılıktan sonra bugün CHP’ye üye olarak yuvasına geri dönecek.
‘Üçü’ ben yazmıştım
17 Ağustos 2015 tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde, önümüzdeki 4 yıllık süreç içerisinde rektörlük koltuğuna oturacak yeni ismi belirlemek! İçin seçim yapıldı.
‘Yeni ismi belirlemek için’ diye özellikle yazdım.
700 öğretim üyesi oy kullanıyor. Oyları ile adayların sıralamasını belirliyor. Bu irade yok sayılarak, seçim sonuçları YÖK’e bildiriliyor. YÖK’te seçime katılan adaylar içerisinden üç isim belirleyerek Cumhurbaşkanına gönderiyor.
Cumhurbaşkanı da, YÖK’ün kendisine önerdiği üç isimden birisini rektör olarak atıyor.
Rektör cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği için, cumhurbaşkanına veya onun siyasi görüşüne göre atandığı dedikodularının önüne geçilemiyor.
Üniversite demokratik bir seçim yapılmış. 700 öğretim üyesi oy kullanmış. Seçim sonunda, sandıktan çıkan sonuca bir tek bile itiraz yok.
O zaman rektörü cumhurbaşkanı neden belirliyor?
Geçmişte oldu. Sandıktan Prof. Dr. Gaye Usluer birinci çıkmıştı. Ancak dönemim cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gaye Hoca’yı değil de Prof. Dr. Fazıl Tekin atamıştı.
17 Ağustos’ta yapılan seçimlerde Hasan Gönen açık ara ile birinci oldu. İkinci ve üçüncü sırada yer alan adaylarla oy farkı fazla. Buna rağmen Hasan Gönen değil de ikinci, üçüncü sıradaki isim atanırsa milli iradeye saygısızlık olmaz mı?
Ben Eskişehirli olduğum, Eskişehir’deki yerel gazetede yazdığım için Eskişehir’i örnek gösterdim.
İstanbul’daki bir devlet üniversitesindeki seçimlerde binden fazla öğretim üyesi oy kullanıyor. Diyelim bin oy almış adayın yerine 500 oy alan isim atanırsa bu oyları ile sıralama yapanlara saygısızlık değil mi?
Ha diyecekler ki,’Anayasa böyle emrediyor’.
O zaman yıllardır yapılan yanlışı değiştirmekte TBMM’nin iradesinde.
1 Kasım’da yapılacak seçimlerden sonra oluşacak yeni meclisin, öncelikle ele alacağı kanun tasarılarından birisi de,’Rektörleri Cumhurbaşkanı atar’ kelimesi,”üniversitelerde yapılan seçimlerle belirlenirler” değişikliği olmalı.
Böylelikle üniversitelerdeki öğretim üyelerinin hür iradeleri de yok sayılmamış olur.
Gelelim başlık konusuna.
ESOGÜ’de 17 Ağustos’ta yapılan rektörlük seçimlerinde sandıktan çıkan ilk üç ismi YÖK’ün değiştirmeyerek cumhurbaşkanına göndereceğini yazmıştım.
İlk üç sıradaki isimlerle, ikinci üç sırada yer alan adaylar arasındaki oy farkı çok fazla idi.
İkinci üçteki herhangi bir isim, ilk üçten bir ismin çıkarılarak konulmuş olsaydı, bu çok büyük haksızlık olurdu.
Nitekim YÖK Genel Kurulu önceki gün yaptığı toplantıda, ESOGÜ’de yapılan rektörlük seçimlerini de görüştü ve sandıktan çıkan ilk üç ismin cumhurbaşkanlığı makamına sunulmasını kararlaştırdı.
Prof. Dr. Hasan Gönen, Prof. Dr. Adnan Şahin ve Prof. Dr. Hasan Tosun’un isimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışma masasının üzerinde. Bakalım Erdoğan, bu üç isimden kimi atayacak?
Sanıyorum Eylül’ün ilk, bilemedim ikinci haftasında ESOGÜ’nün rektörü belli olur.
*-*********
ÖPÜCÜK
Ekonomistler der ki:
ÖPÜCÜK, talebin her zaman için arzdan fazla olduğu bir alışveriştir...
Muhasebeciler der ki:
ÖPÜCÜK, geri dönüşüm sağladığı için kar oranı yüksek bir tür kredidir..
Matematikçiler der ki:
ÖPÜCÜK, sonsuzluktur çünkü burada 2’nin böleni yoktur.
Geometriciler der ki:
ÖPÜCÜK, iki dudak arasındaki en kısa mesafedir
Fizikçiler der ki:
ÖPÜCÜK, kalbin yoğunlaşması sonucu iki dudağın birbirine yapışmasıdır.
Kimyacılar der ki:
ÖPÜCÜK, iki kalbin birleşmesi sonucu ortaya çıkan reaksiyondur.
Anatomi profesörleri der ki:
ÖPÜCÜK, ask ve heyecan taşıyan bakterilerin tükürük yoluyla ağızdan ağıza geçmesidir.
Fizyoloji profesörleri der ki:
ÖPÜCÜK, insan vücudundan 2 adalenin heyecanla birbirine değerek
kasılmalarıdır.
Dişçiler der ki:
ÖPÜCÜK, hem bulaşıcı hem de antiseptiktir.
İstatistikçiler der ki:
ÖPÜCÜK, 90-60-90 ölçülerindeki artma ya da azalmaya bağlı olarak
değişiklik gösterebilen bir olgudur
Filozoflar der ki:
ÖPÜCÜK, çocuklar için oyun, gençler için zevk, yaşlılar için güvendir
Dilbilgisi öğretmenleri der ki:
ÖPÜCÜK, tekil gibi görünen ama çoğul olan, cins isim gibi görünen ama
özel olan, ve her cümlede bir anlam ifade eden kelimedir...
Mimarlar der ki:
ÖPÜCÜK, iki dinamik nesnenin arasında sağlam bir köprü oluşturan değerdir.
Ve Bilgisayar Bilimcileri der ki:
ÖPÜCÜK, bazen iki sistemin iletişimini hızlandıran önemli bir sistem dosyası, bazen de bütün sisteminizi altüst eden bir virüstür...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...