CHP’de, dayı başı delegeler!

Çok geç de olsa Atatürk’ün kurduğu CHP’de aymazlıktan dönenlerin sayısı çoğalmaya, sesleri yüksek tondan çıkmaya başladı nihayet! Üsküdar’ın geçildiğine net biçimde inananlardanım. “Güzel günler göreceğiz çocuklar” şirinliği içerisinde Pollyannacılık oynayanlar bile şu sıralar Hanya’yı Konya’yı anladılar ama tüm değerler maalesef ters yüz edilmiş, Atatürk devrimleri talan edilmiş ve gaflet-dalalet içerisinde olanları korku dağları sarmaya başlamıştır gördüğüm kadarı ile. Birilerinin belirlediği gündemin ardına takılıp on beş yıldır meclis çatısı altında açıklama yapmayı muhalefetin asal görevi sayanlar, Cumhuriyet değerlerini koruduğunu sananlar da aynı ruh halindedirler şu sıra. Onların da kaygıları tavan yapmış vaziyettedir…
‘Bu günlere nasıl gelindi?’ sorusunu sormaya gerek var mı bu açıklamalardan sonra? Bu günlere; ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün nutukta açıkladığı “gaflet ve dalalet” yüzünden gelinmiştir bu kadar açık işte!
Biat kültürünü eleştiren sözüm ona bazı partilerde demokrasi kültürü kanıksanmış mıdır peki? Yapılanma da bu doğrultuda mıdır, yani demokrat kimlikli ve cumhuriyet ideolojisini sindirmiş üyelerden mi oluşmaktadır? Bu sorumun yanıtı kesinlikle ve net bir HAYIR’DIR. Büyük bir bölümü CHP’nin amblemindeki altı okun ne anlam taşıdığını sıralayamayacak kadar sığ ve bilinçten yoksundurlar. İşte bu yüzdendir ‘statükocu’ diye nitelenmesi koca bir partinin, Cumhuriyet Çınarı’nın. Beni sadece CHP ilgilendirir, ne iktidar partisinden ne de diğer sağ partilerden beklentim olmadığı için onları konuşmaya dahi gerek görmem. Değil mi ki Atatürk’ün partisi, değil mi ki Mustafa Kemal’in şavkı var her tarumara rağmen! İşte canım yanasıya dek bu çınar partiyi dolduran gereksiz güruhlarladır benim meselem…
Bu kentin CHP İl Başkanı Sinan Özkar bile hoşnut değil mevcut gidişattan, yapılanmadan belli ki! Ve bunu nihayet ayan beyan açıklayabiliyor sosyal medya sitesinden. Açıklaması şöyle; “Dayı başları var on beş üyenin telefonu dayı başının. Temizlenmesi gerekmez mi? Sevgili dostlarım beğeni ve yorumlarınız bize adım atma gücü verecek…”
Beğeni ve yorumları esirgemeyenlerden biri de bendim (her ne kadar yorumumu silse de) başkanın! “Evet, haklısın ve çok geç de olsa bu haykırışını alkışlıyorum” diyenlerdenim. Kayda değer partili arkadaşlarının bazı yorumlarını da paylaşayım siz saygın okurlarımızla hemen…
Mehmet İlhan: Delege; partinin sözcüsü, gözcüsü, militanı olmalıdır. Bizde ise delege; birilerini koltuğa oturtmak için seçilen kişidir. Hiçbir etkinliğe gelmez! Sadece, kendini delege seçeni seçer!
Çözüm: Örgütlenme, parti içi iktidar için değil, CHP'yi iktidara taşımak için olmalı. Güncellemede ulaşılamayan tüm üyelerin kayıtları silinmeli. Sazova’da 103 üyeden 66'sına ulaşabildim.
37'si var amma yok! Birisi diyor ki iş için kaydoldum. Biri diyor ben CHP'li değilim. Biri diyor ben delege seçiminde oy verir giderim. Gereği yapılmalı! Yapmayanlar partimizin düşmanıdır…
Kazım Durur: 15-20 kişinin telefon numarasını saklayıp delege pazarlığı yapanlar bu partiye en büyük zararı veriyor, düzelmesi gerek! Partinin hiç bir etkinliğine, çalışmasına gelmeyip, köşe başlarında partiyi dizayn etmek isteyenler delege olup partinin yönetim kadrolarını seçiyorlar. Bu partiye emek veren üyelerimiz ne yazık ki delege olamıyorlar. Bakıyorum 20 yıldır hep aynı insanlar delege bu değişmeli…
Nevin Kavak: Özellikle, Türkiye'nin olağanüstü durumları yaşadığı şu günler birbirimize destek olma zamanıdır. Benim, senin desteklediği kişiler olarak düşünülmeden parti için çalışanlar desteklenmeli, onore edilmelidir. Seçimler bittiği andan itibaren seçilen kişi desteklenmelidir. Biz biat edenlerin partisi değiliz. Eleştirilerimiz de olabilir ancak, eleştirilerimiz yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır. Özellikle seçimler anında özel isteklerde bulunanlar (il kadın kolları başkanlığı seçiminde benden para bile isteyen delegeler oldu) deşifre edilmelidir. Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu şu günlerde her partili üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmalıdır…
                                                   ***
Bu konu ile ilgili zaten anlamlı tespitlerini özeleştiri biçiminde paylaşmış aynı partinin insanları. Evet, parti içinde demokrasi kavramına yakışır bir örgütlenme biçimi ivedilikle sağlanmalıdır. Cumhuriyet ideolojisinden bihaber üyelerin, delegelerin, meclis üyelerinin parti içindeki hükümranlığına anında son verilmelidir.
Sağ gelenekten gelip partiye kazanım adı altında doldurulmuş insanlar bu çatı altında salt ikbal meselelerinden ötürü işgal durumunda iseler eğer; Cumhuriyet ideolojisini (tarihini) öğrenmek, bilinçlenmek hala umurlarında bile değilse, İzmir Marşı eşliğinde geldikleri yerlere uğurlanmalıdırlar. Bu ülkenin sorunu; böylesi tiplerin çocuklarına yerel yönetimlerde iş istihdamı yaratmaları adına yapacakları sığ kulisler değildir kardeşim tamam mı? Bu ülkenin hayati bir sorunu vardır ve bu sorun böylesi meclis üyelerinin böylesi delegelerin vurdumduymazlıkları ile ikbal koşturmacaları ile çözülemez. Böylesi kokuşmuş zevat bir an önce def edilmez ise, Atatürk’ün gençlerine görevler verilmez ise, halka dokunulmaz ise; çok yakında filmin sonunu gördüğünüzde “anaaaaa” diye bir ciyaklama ile aymazlıktan kurtulsanız ne yazar? Çok basit bir örnek vereyim ve yazımı bitireyim. Dilimde tüy bitti bu konuyu açıklamaktan. CHP’li tüm ama istisnasız tüm üyelerine alfabeye yeni başlarcasına Cumhuriyet Tarihini-ideolojisini ve Atatürk devrimlerini öğretmelisiniz nakış nakış. Bazılarınız kendisi ile ters de düşseniz; bunu aynı parti içerisinden bir arkadaşınız başardı bilin istedim. Ersin Ertürk adında bir arkadaşınız, kendisi gibi onlarca samimi CHP’li ile tarihçi Kemal Yakut’u davet ederek sohbet biçiminde başlattı. Belki bir geleneğe dönüşür umudu ile başlattı bunu kanımca. Kendisini kalben kutluyor, yılmadan öğretmeye devam etmesini dilerim…
Çok net diyorum; mevcut parti yapılanmanızdan, delege sisteminizden, meclis üyesi anlayışınızdan, Cumhuriyetten bihaber Cumhuriyet söylemcilerinizden ikrah getirdik onlarca yıldır. Atatürk’ün partisinden Atatürk’ü dışlamaya kalkan devşirmelerden medet umanlar kör olmasın da görsünler artık! İşte bunun için göbek adınız da muhalefet partisi olarak yanınıza kar kaldı kardeşim. Apırsanız da köpürseniz de, tek bir yanlışımı bulup eleştirilerime karşı dikilecek gücü bulamasanız da; bu gemi böyle yürümez yemin ederim ve böyle giderse çok yakında göreceksiniz vahameti…
 
 
OZANCA
Fikret der bu millet yaman
Hele gelsin bir o zaman
Nice binlerce kahraman
Çıkar Mustafa Kemal’ce…