Cep telefonları icat oldu dostluk bozuldu!

Dün öğle saatlerine doğru eski adı İş-Kur olan Türkiye İstihdam Kurumu Müdürü Hasan Yoldaş’ın yanında otururk

19 Temmuz 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Dün öğle saatlerine doğru eski adı İş-Kur olan Türkiye İstihdam Kurumu Müdürü Hasan Yoldaş’ın yanında otururken, cep telefonuma mesaj geldi.
Hasan Yoldaş ile eskiye dayanan dostluğumuz var.
“Hasan Hocam cep telefonuma mesaj geldi. Önemli bir şey olabilir. Müsaade ederseniz bakabilir miyim” diyerek nezaketen izin istedim.
İzin aldıktan sonra cep telefonuma gelen mesajı okudum. Hollanda da ikamet eden ailecek görüştüğümüz kardeşim, arkadaşım Furkan göndermiş.
“Sadiciğim, annem rahatsızlanmış. Ablam ve kardeşim ilgileniyorlar ancak, senin çevren geniş. Bir de sen ilgilenirsen sevinirim” yazıyordu mesajda.
Hemen Furkan’ın kardeşine telefon ettim.
“Annen rahatsızlanmış. Furkan mesaj attı. Ondan öğrendim. Yapabileceğim bir şey var mı? Bana ihtiyacınız var mı? Diye sordum.
“Sadi abi önemli bir şey değil. Biliyorsun nefes darlığı var. Bir an nefes alamamış. Ablamda kalıyor. Ablam korkmuş önce bana telefon etti. Ağabeyimi de aramış” deyince rahatladım.
Daha sonra Hasan Hocamla sohbete devam ettik.
Tabii ki ister istemez sohbetin yönü değişti.
Hem gelişen teknolojiyi övdük, hem de gelişen teknoloji sayesinde mektup yazmayı, önemli günlerde tebrik kartı göndermeyi unuttuğumuzdan yakındık. Cep telefonları ile internetin de hayatımıza girmesiyle de bir birimizin yüzünü bile unutmaya başladığımızdan da yakındık.
Şimdiki gençler ne mektup ne de tebrik kartı yazmasını bilmiyor.
Onları eleştirmiyorum. Çünkü çoğu görmemiş. Suçlu anne ve babası. Onlar çocuklarına böyle bir kültürün var olduğunu öğretmemişler.
Size soruyorum.
En son ne zaman mektup aldığınızı hatırlıyor musunuz?
Özellikle belirtmek istiyorum. Elle, kalemle, kağıda tarih ve imza atılan orijinal haliyle yazılmış mektuptan bahsediyorum.
Ben yaklaşık belki 10 yıl, hadi biraz daha iyimser olayım 5 yıldan beri bu tür mektup almadım. Almadığım gibi yazmadım da. Çoğunuzun aldığınızı veya yazdığınızı sanmıyorum. O kadar yaygınken, kim hangi nedenden dolayı bu kültürün hızlı bir şekilde yok olmasına neden oldu? Bilmiyorum ama hiçte iyi olmadı.
7 yaşında torunum var. Zaman zaman evde ona ana sınıfındaki arkadaşının adından mektup yazıyorum.
Eşim baktığı içinde bizim posta kutusuna atıyorum. Onunla birlikte posta kutusunu açıyor, “Çınar sana mektup gelmiş” diyerek mektubu onun eline veriyorum. Daha sonra bana okutuyor. Oturup birlikte mektuba cevap yazıyoruz.
Ben o kültürü yaşatmak için gayret gösteriyorum. Nereye kadar bilmiyorum. Gücümün yettiği, elimin kalem tuttuğu sürece torunuma mektup yazmaya devam edeceğim. Belki yarın okumak veya çalışmak için şehir dışına, yurt dışına çıkarsa o da sevdiklerine mektup-tebrik kartı yazarak, o kültürü devam ettirir diye düşünüyorum.
Ya siz?
Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu”dediği gibi. Cep telefonları çıktı. İnternet yaygınlaştı. Hemen hemen her eve bilgisayar girdi, mektuplaşmakta yavaş yavaş öldü. Yani teknoloji yüzyılların geleneğini yok etti.
 
 
AKP neden kazanır, CHP neden kaybeder
 
AKP KAZANIR:
Çünkü:
Binde bilmem kaç oy almış bir partinin başındaki Numan Kurtulmuş’u bile hiçbir komplekse kapılmadan partisinin baş köşesine buyur edebilecek kadar özgüvenli ve birleştiricidir.
 
* * *
CHP KAYBEDER:
Çünkü:
Oy alma potansiyeli herkesin malumu olan Mustafa Sarıgül’ü bırakın partinin başköşesine çay ocağına bile almamak için bin dereden su getirecek denli özgüvensiz ve hırslıdır.
 
(Ahmet Hakan-Hürriyet Gazetesi)
 
*-*******
GÜNÜN SÖZÜ:
Kötü bir şey yapmadınsa şeytanların kapını çalmasından korkma!
 
GÜNÜN FIKRASI:
Madem Türk'sün
 
Temel İngiltere'ye gidecekti. Onun için bir arkadaşından İngilizce hakkında bilgi istemişti. Arkadaşı Türkçe kelimelerin son hecesinin uzatılması şeklinde Temel'e bilgi verdi. Temel uçağa bindi. On dakika sonra hostesi çağırmak için: Hosteeees. O da ne hostes gelmişti. Temel İngilizceyi sökmeye başladığını düşünüyordu. Havaalanından çıktı:
Taksiiiii vay be taksi de durmuştu Temel ağır ağır kendini kaptırdı:
Hotele gitti. Odasına çıktı, duş aldıktan sonra bara indi:
Viskiiiii. Daha sonra Londra sokaklarında dolaşmaya başladı. Parkta bir adam gördü:
-Merhabaaaaa, nasilsinuz?
Adam:
- İyiyiiiiim, sağoooooool.
Temel: Türk müsunüüüüz?
Adam: Evet.
Temel: Kardeşim Türksün de neden iki saattir İngilizce konuşaysun o zaman.
*-********
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi