ÇELİŞKİLERLE HEDEFİ YAKALAMAK

Eskişehirspor için lig Antalyaspor’u kupanın dışına ittiğinde bitmişti. Sezon başında hedefini Avrupa’ya gitmek olarak belirleyen Eskişehirspor yönetimi ve teknik kadro, kupa finalini Galatasaray’la oynayacağı netleştikten sonra Avrupa yolu açılmış oldu. Hedefini bir şekilde yakalayan Eskişehirspor maçlarında daha rahat daha verimli oynaması gerekirken, kupa finaline kadar maç kazanamaması ve gol yollarında sıkıntı yaşaması ciddi şekilde araştırılıp çözüm üretilmesi gereken bir konuydu. Kupa finaline sorunsuz çıkılmalıydı.
    Kupa finaline gelene kadar maç kazanamamak, tabiî ki futbolcularda özgüven kaybına neden olmuştur. Taraftarlarda endişe uyandırmıştır. Yönetim galibiyet alamamanın vermiş olduğu maddi manevi zararı sineye çekerek kupa finaline odaklandıkları için herhangi bir açıklama ve değerlendirme yapmadıklarına şahit olduk. Özellikle yerelde yazılı ve görsel basın bu kadar olumsuzluğa rağmen, ufak tefek uyarılar dışında olumsuz hiçbir eleştiri yapmamıştır. Tek hedef vardı; o da kupa finaliydi.
    Maalesef ligdeki kadro istikrarsızlığı kupa maçında da devam etti. Her maçta olduğu gibi kupa maçında da kadroda ciddi çelişkilerle karşılaşıldı. Örneğin; kupa finalinde takımınızın en çok gol atan oyuncusu, kaleye arkası dönük oynamayı beceren santrafor özellikli Bienvenu on sekiz kişilik kadroda yok, daha doğrusu ilk on birde santrafor oynayacak oyuncu yoktu. Durum böyle olunca Erkan kurtarıcı pozisyonuna girer, o da şahsi oynayarak takıma faydalı olamaz. Kupa finalini kazanmak için gol atmak lazım, golcünüz yoksa işiniz tesadüflere kalır. Eskişehirspor için de işi tesadüflere kalmıştı.
    Gaziantepspor maçında kadroya baktığımızda Bienvenu ilk on birde, Necati Ateş on sekiz kişilik kadrodaydı. Gaziantep maçının bizim açımızdan bir önemi olmamasına rağmen kadroda iki santrafor var. Ama kupada yok. Gaziantep maçında takım geriye düştüğünde, hamle oyuncu olarak Necati Ateş’i alarak çift santrafora dönüp veya hücumda çoğalıp Erkan’ı takviye kuvvet olarak gol bulmak için hamleler yapıyor, rakibi sağlı sollu ataklarla bunaltıp hiç şut atmadığımız kadar şut atıyorsak ve golü bulup beraberliği kurtarabiliyorsak…
Keşke bu hamlelerin birazını kupa finalinde yapabilseydik.
    Her şeye rağmen teknik heyeti ve futbolcuları yıllar sonra kupa finali heyecanını yaşattıkları ve Avrupa hedefini yakaladıkları için tebrik ediyorum. Sayın Başkan Mesut Hoşcan ve yönetimini ilk sezonunda takımlarını kupa finale taşıdıkları, UEFA kulüp lisansı aldıkları için kutluyorum.
    En büyük tebrik tabiî ki muhteşem taraftarın… Takımlarının ve armalarının arkasında her yere gidebileceklerini bir kez daha gösterdiler. Yine bir şehri zapt ettiler. Sonuç peşinden değil armalarının peşinde olduklarını dosta düşmana gösterdiler. Helal olsun…