Çare enayi aramamak

Eskişehirspor'da işlerin iyice karıştığını biliyoruz. Osman Taş yönetimi iyi niyetli hareket etti. Ancak Eskişehirspor'un yükü o kadar ağır ki, bu yükün altından kalkmak kolay olmuyor. Bu arada kongre kararının alınmasından sonra ortaya çıkan ve yönetime tâlip olan iki ayrı gruptan bahsetme bile gerek görmüyorum. Söz konusu isimlerin Eskişehirlileri heyecanlandırmadığı belli.
İşte tam da "Her şey çok kötü" dediğimiz bir sırada taraftarın sosyal medya üzerinden bir kampanya başlatması da böyle bir zamana denk geldi. Taraftar'ın 'Çare Sinan Özeçoğlu' başlığıyla başlattığı kampanya kısa sürede büyük ilgi gördü.
Şimdi gözler eski başkanımız Sinan Özeçoğlu'na çevrildi... Sayın Özeçoğlu hem çok duygusal, hem de çok mantıklı bir kişi. Bu iki özellik kolay kolay bir araya gelmez. Özeçoğlu kendisine yapılan baskılar karşısında muhakkak duygulanmıştır. Aynı zamanda Eskişehirspor'un durumunu görerek harekete geçmek de istemiştir. Ancak dedik ya "Özeçoğlu mantıklı bir kişi" diye...
Aynı Özeçoğlu bir önceki dönemde tek başına bırakıldığını da unutacak bir kişi değil. Bir kere Eskişehirspor'un borçları 200 milyon lirayı aşmış durumda. Böyle bir yükün altından tek bir kişi kalkamaz. İkincisi ne zaman Eskişehirspor'a birisi başkan olsa, "Biz senin arkandayız" diyen kişiler, arkalarına bile bakmadan kaçıyorlar. Bu koşullar altında Sinan Özeçoğlu Eskişehirspor başkanlığını iki kere düşünür. Sonra mola verip iki kere daha düşünür.
Peki çare Sinan Özeçoğlu mu? Sanırım çare Eskişehirspor'un başına geçecek kişiyi enayi yerine koymamakla başlıyor. Öncelikle camia olarak şuna karar vermemiz gerekir; Başkan mı arıyoruz, yoksa enayi mi? Başkan arıyorsanız Özeçoğlu'nun kapısını çalabilirsiniz. Enayi arıyorsanız bir başka kapıyı çalın...

Çakırözer Anadolu Üniversitesi'ni işaret etti

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Anadolu Üniversitesi'nin iki akademisyeninin görevden alınmasını Meclis'e taşıdı. Sayın Çakırözer'den öğrendiğimize göre tam 7 senedir bilimsel çalışmalar yürüten iki kıymetlli akademisyen hakkında soruşturma açılmış ve sürmekte olan soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevden alınmışlar. Çakırözer konu hakkındaki sorularını cevaplaması için Fuat Oktay'a göndermiş. "Fuat Oktay da kim?" diyebilirsiniz. Kendisi Cumhurbaşkanı Yardımcımızdır. Hani şu, "Cumhurbaşkanını seçmek için yüzde 50 +1 kuralını kaldıralım. Yüzde 40 oy alan Cumhurbaşkanı oluversin" diyen hükumet üyemiz...
Her neyse...
Biz iktidarın oylarını kaybetmesinden kaynaklanan korku ve endişelerini başka bir yazıda ele alalım. Anadolu Üniversitesi'nde bir yıldır akademisyenler üzerinde baskı kurulduğunu savunan Çakırözer, Doktor Barış Işık ve Doktor Belkıs Aydın'ın savunma yapmalarına bile fırsat verilmediğini kaydederek, "Bu iki akademisyenin haberleri dahi olmayan gizli soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verilmesinin adı yargısız infazdır ve asla kabul edilemez" ifadelerinde bulunmuş. Milletvekili Çakırözer ayrıca söz konusu akademisyenlerin verdikleri derslerde münhal oluştuğunu, bu durumun 'Kadro fazlası var' açıklamasıyla çeliştiğini de sözlerine eklemiş.
Sayın Fuat Oktay, Utku Çakırözer'e cevap verir mi orasını bilemeyeceğiz. Zira yeni getirdiğimiz, 'Asrın Sistemi'nde bakanların Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne cevap vermek gibi bir zorunluluğu yok. Ancak cevap verilmeyen bütün bu sorular giderek birikiyor ve vatandaşta ciddi bir huzursuzluk yaratıyor. Millet kendisinin 'Adam yerine' konmadığını düşünmeye başlıyor.
Korkarım bu iş böyle devam ederse, Sayın Oktay seneye, "Yüzde 35 oy alan kişi Cumhurbaşkanı olsun" demek zorunda kalacak...