Görüşler
Eski Valimiz "Kadir Çalışıcı"nın sözüydü:
"Tek başıma parlamentoyu sallarım..."
Ve devam ediyordu:
-Milletvekillerini liderler seçiyor ve halka noter görevi vererek onaylatıyor. Genel Merkezlerin milletvekilleri 5 yıl boyunca "Padişahım çok yaşa" deyip duruyor. Tabi bu durum siyasetin kalitesini düşürüyor ve siyasetten uzaklaşmalar başlıyor.
"Nitelikli insanlar siyasetten kaçıyor..."
…….
Kadir Çalışıcı, bu sözlerini iki yıl önce "Bölge Gazetesi"ne açıklamıştı...
Söyleşiyi gazetenin sahibi "Öznur Ertugan" yapmıştı...
Kendine soruyor Çalışıcı:
"Türkiye'de demokrasi var mı? Demokratik rejim tam bir işlerlik içinde mi? Ben olmadığı kanaatindeyim. Demokrasimizin önünde tıkanıklıklar var..."
Ve de şöyle noktalamıştı:
"Doğrudan doğruya halk tarafından seçilmek var ya, öyle bir güçtür ki..."
Benim arkamda Eskişehir halkı olacak, bana vekalet verecek ve parlamentoya gönderecek...
Allah'a büyük söylemeyeyim, ne işler yaparım...
"Tek başıma parlamentoyu sallarım, tek başıma parti olurum..."
…….
Vali Bey çok iyi anımsayacaktır...
Kendisine bir gün konakta takılmıştık:
"Valilik güzel ama, size milletvekilliği yakışır... Öyle yaparsınız ki, bazılarına da nasıl milletvekili olunur, öğretirsiniz..."
Hoşuna gitmişti...
"İnşallah" dedi...
…….
Günlerdir MHP'den Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adı geçiyor Kadir Bey'in...
“Karşısında Büyükerşen olursa, mümkün mü?”
Ona yakınlığı, sıcak ilişkileri yüzünden valilikten olan bir adam, karşısına aday olarak çıkmak ister mi?
“Hiç sanmıyorum…”
Peki sonuç?
“İlk seçimde milletvekili adaylığı…”
Kazanır ve gereğini de yapar…
“Tek başına parlamentoyu sallar…”
Sanat Güneşimizi anıyoruz
Ölüm yıldönümünde "arıyoruz" da...
Acaba bu günleri görseydi, neler söylerdi, neler yapardı?
Gezi'ye "Bir demet yasemen"le gelir, "Makber"i okurdu...
Çocukluğumuzda cumartesi günleri bir banka reklamına çıkardı "Zeki Müren..."
Saat 18.00'i sabırla beklerdik...
Tam bir İstanbul efendisi diliyle mest ederdi.. İki şarkı söyler ve bir veda çekerdi ki, hala kulaklarımızdadır :
"Allahaısmarladıııııııık…”
Yıllar yılları kovaladı ve sanat dünyamızın güneşi oldu...
Ölümünden sonra ne kadar çok sevildiği de ortaya çıktı…
Dünyalık konu geldi gündeme...
Acaba, ne kadar mirası vardı ve kime bırakacaktı?
Vasiyeti Bodrum'da açıklandı...
Zamanın parasıyla..
"İki vakfa birer trilyon..."
Ve de duygulandıran bir not:,
"Bütün malvarlığımı, ülkem için çok yararlı olduğuna inandığım Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı'na bırakıyorum..."
Gerçek milliyetçi, vatanını, ülkesini, ulusunu bu kadar seven bir insandı Zeki Müren.
"Sanat güneşimizi saygıyla anıyoruz..."
Gerilim
Erdoğan "Demokratikleşme paketiyle insanı devletin önüne çıkaracağız" diyor.
Anlaşılacağı üzerine burada "devlet" denilen şey "akrep, toma ve shortland..."
Günün Sözü
Fark, birileri farklı olmaya çalışırken , kendin olmaktır hayatta.
Bil ki seçici olmamak, geçici olmaya mahkum kalmaktır aslında...
Paul Auster
Günün încisi
Pirincin içindeki "siyah" taşlardan korkma.
"Beyaz olanlardan kork..."
Japon Atasözü.
Kolsuz Yaşar’dan
Gene biber gazı sıkmışlar..
Olsun varsın...
"Maciriz be yavl.."
Kıssa-dan
Yaşlılıkta dinç kalmanın en iyi yolu, "zihnen genç" kalabilmektir.
Bu da "kitabi ve fikri çalışmayı" devam ettirmekle olanaklıdır...
Ekiptetos
"Ne yapmamı önerirsin? "
Tina, ofisteki kız arkadaşına "Patron bu akşam beni yemeğe davet etti" demiş...
"Aman dikkat et!” diye telaşlanmış arkadaşı:
"O çok meşhur biridir. Güzel bir restorana yemeğe götürür, şarap ikram eder, daha sonra evine davet eder ve içeri girer girmez birden saldırıp elbiselerini yırtarak çıkarır... Sonrası da malum işte..."
Tina, dinledikten sonra, "Hiii.. O zaman ne yapmamı önerirsin?" demiş..
"Kızım belli işte" diye yanıt vermiş arkadaşı:
"Yemeğe giderken eski bir şeyler giy!"
Konuşmayalı çok oldu!
İki arkadaş, evlilik hayatında karşılaştıkları sıkıntılardan söz ediyordu...
Biri atıldı:
"Ben karımla konuşmayalı 6 ay oluyor..."
Diğeri şaşırdı, "Peki neden?"
Yanıt boynu bükük geldi:
"Sözünü kesmemek için!"
Günün Şiiri
Çocuklar gibi
Parmaklarımdan aldığın ecel köprülerinin
Ferahlığı hala avuçlarımda
Rüyalarım geçiyor rüyalarım, o gece
Ellerime çektiğim tren yollarında hala
Ecel köprüleri ipten
Gümüş tığlarında parmaklarının
Başım dönüyordu bu köprülerden
Avucundan akan sulara bakarken
Ne istasyon, ne bir şey, sanki bir an'dı akan
Ellerinin arasındaki tren yollarından
Yalnız çizgiler gibi bir ışık ipliklerde
Nasıl geçiyordu, Allahım zaman
O güzel şeymiş, hayatla, demek
Çocuklar gibi oynayabilmek...
Zeki Ömer Defne (Varlık-1958)
Kapı bekçileri
Daha önce de bir bayan okurumuzun yakınması üzerine dile getirmiştik bu konuyu...
Ama ne yazık ki dinleyen yok!
Tramvaylarda kapının önünde dikilip de inecekleri yere kadar bekleyenleri anlatmıştık. Bazıları öyle ileri gidiyorlar ki, binecek yolcuları bile önleyerek, "Başka kapıdan girseniz" diye ukalalık yapıyorlar...
Kaç yıl oldu?
Hala, bir tramvaya nasıl binilip, .nasıl inileceğini bile öğrenemedik...
Günün Olayı
Bu memlekette, bu kadar yalancı, bu kadar sahtekar ve düzenbaz varken...
Birde "gizli" olanını düşünün...
Aleni olanında “şeref''aranmazken...
"Gizli şerefli tanık nasıl olacak?"
Bekir Coşkun
Günün Biberi
“10 günde kavşak, 30 günde yol, 100 günde cami yapıyoruz" diyen iktidar nedense "AKM'nin onarım işini 6 yıldır, yani 2 bin 190 gündür bitiremiyor!..
Akif Kökçe
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...