Cemal Okan Yüksel’in 7 Nisan’da partilerin Yüksek Seçim Kurulu’na verecekleri milletvekili aday listesinde yüzde yüz olacağını iddia edenler vardı.
‘Nereden biliyorsun kesin listede olacağını. Kemal Kılıçdaroğlu ile mi konuştun? Veya Kılıçdaroğlu sana söz mü verdi?’ diye soruyordum Cemal Okan Yüksel’in kesin listede olacağını iddia edenlere.
Ne yalan söyleyeyim. Bende listede kesin olacağını düşünenlerdendim.
Hatta “listede ikinci sırada olursa şaşırmayın” diyordum dostlara. Son yıllarda Yüksel’in yıldızı Yılmaz Büyükerşen’in davasında yaptığı savunmalarla parlamıştı. Eskişehir’de konuşulan isim olmuştu.
O günlerde Yüksel’in adaylığına karşı çıkanlar da olmuştu. Gerekçe: “Partide çok fazla tanınmıyor. İsmi CHP ile örtüşmüyor” diyorlardı.
Ben de kendilerine şu örneği vermiştim:
‘İsmi DYP Genel Başkanı olacak diye gazetelerde çarşaf çarşaf yazılan Süheyl Batum’u Eskişehir’de kaç kişi tanıyordu? Ne kadar CHP’li idi? Eğer DYP Genel Başkanı olsaydı bugün CHP’de olmayacaktı. Süheyl Hoca Eskişehir’e paraşütle geldi. Eskişehir’i tanımaz, bilmez. Aday olarak geldiği ilk gün Eskişehir’in ne sorunu var diye sorsanız belki de “içme suyu” derdi. Oysaki Eskişehir’in içme suyu sorunu yok. Suyumuz bol. Hatta Kalabak Suyumuzu çevre illere bile satıyoruz. Hiç olmaza Cemal Okan Yüksel Eskişehir’de yaşıyor. Eskişehir’in neye ihtiyacı var, ne sorunu var ?” Bilen bir isim.
AĞUSTOS BÖCEĞİ DEĞİL KARINCA OLUN
‘Efendim yıllarını CHP’ye vermiş isimler varken Cemal Okan Yüksel’in listeye yazılması doğru mu?’ diyenlerde var.
Bunu söyleyenlere de şu cevabı verdim:
“Geçmişte Tayfun İçli’nin, Süheyl Batum’un paraşütle indirilmesine neden karşı koymadınız? Onlar ne kadar CHP’li idi. O gün iki ismin liste başı olarak gelmesine karşı koymadınız, bugün üçüncü sıraya yazılan Cemal Okan Yüksel’e sözde tepki koyuyorsunuz. Bırakın artık liste tartışmasını. Bakın Genel Başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu seçim beyannamesini açıkladı. Hepiniz Ağustos böceği gibi saz çalacağınıza çıkın sahaya mahalle mahalle, ev ev, ilçe ve köyleri gezin. İnsanlara anlatın. Eskişehir’de ve Türkiye’de birinci parti olmak için karınca gibi çalışın”.
ÇAKIRÖZER, İÇİMİZDEN BİRİSİ
İkincisi CHP’nin ikinci sıra adayı hemşerimiz, meslektaşımız Utku Çakırözer. Eskişehir’de doğmuş. Liseyi Eskişehir’de bitirmiş. Üniversite eğitimi almak için Eskişehir dışına çıkmış ve üniversiteyi tamamladıktan sonra da gazetecilik mesleğini tercih etmiş.
Dün Akif Doğan adındaki arkadaşım telefon etti. Milletvekili adaylarını konuşurken sıra Utku Çakırözer’e geldi.
“Sadi biliyorsun istasyonun karşısında bizim düğün salonu vardı. Utku’nun babası düğün salonunun orkestra elemanıydı. Babasını çok iyi tanırım. Öz be öz Eskişehirli, meclise girdiğinde Eskişehir için en çok hizmet edecek vekillerin başında gelecek bir isim.”
Süheyl Batum gibi Eskişehir’i tanımayan bir isimden sonra çocukluğu, gençliği Eskişehir’de geçmiş. Babası hâlâ Eskişehir’de yaşayan bir ismin milletvekili olması CHP’lileri incitmemeli.
Bu saatten sonra CHP’liler 7 Haziran’da sandıktan üç milletvekilini çıkarmak için bir birbirlerine sarılmalı. CHP’nin başarısı için güç birliği içerisinde olmalı.
‘Benim adamım aday olamadı. Benim arkadaşım listede istediğimiz yerde aday gösterilmedi’ diyerek partiye küserseniz, yarın çok büyük pişmanlık duyarsınız. O zamanda atı alan Üsküdar’ı çoktan geçtiği için son pişmanlık kimseye fayda sağlamaz.
Resimaltı: 1-Okan Cemal Yüksel 2-Utku Çakırözer
*-**********
“Kız burada gelin Ankara’da”
Geçtiğimiz Pazar günü bağımsız milletvekili adayı Muharrem Şenel’in basın toplantısına davetliydim. Muharrem Şenel ile uzun yıllara dayanan dostluğumuz var. Önemli bir tıp adamı olduğu kadar, gerçek bir karakter anıtı. Pazar benim gazetede izim günüm. Dinlenme günüm olmasına rağmen hiç düşünmeden basın toplantısına katıldım.
Muharrem Şenel koyu bir CHP’lidir. Üç dönemdir CHP’den milletvekili olmak için iki kez aday adayı oldu. İlkinde 3’ncü sıraya yazıldı. İkincisinde ise 5’nci sırada yer aldı. 7 Haziran 2015 de yapılacak seçimler öncesin de yine CHP’den aday adayı oldu. Bu kez açıklanan listede ismi yoktu. Buna tepki olarak CHP’den istifa ederek bağımsız aday oldu.
Pazar günü yaptığı basın toplantısında kendisine şunu sordum:
“8 Haziran sabahı CHP bin oyla seçim kaybetti. Sizde atıyorum 2 bin oy aldınız. Bu oylardan bini CHP’den geldiğini farz edersek acaba vicdan azabı duyar mısınız?”.
“Hayır! Nedeni ise benim genel merkeze karşı bir tavrım yok. Benim mücadelem parti genel merkezi ile değil yerel dikta ile... Kendini partiler üstü dahası insanüstü gören, emekle aday eden bir zihniyet elbet bir gün yıkılacaktır. Anadolu yıldızı gibi parladığı söylenen Eskişehir ne yazık ki kişisel ihtiras ve kinin kurbanı olmuştur” diye cevap verdi.
Eleştiri yaptığı kişinin ismini vermedi. Ama söylediklerini dinleyince eleştirinin muhatabını anlamak benim için hiçte zor olmadı… Sözlerinin hangi adrese gittiği çok net olarak belli oldu…
CHP’nin milletvekili listesinin “Tehdit ve şantajla” genel merkeze kabul ettirilmiş bir liste olduğunu söyleyerek sanki biraz ağır bir eleştiride bulundu. Belli ki birilerine çok kızmış.
Bir arkadaşım da şunu sordu:
“Erman Beyin bulunduğu sıraya siz yazılmış olsaydınız yine istifa eder miydiniz?’ diye sordu.
“Ben istifa etmeme olayımı 2011'de bıraktım. O zaman beşinci sıradaydım ve birinci sıra gibi çalıştım. İstifa etmeme hakkımı orada kullandım. Erman Bey'de şimdi onu kullanıyor. Eğer ben şimdi dördüncü sırada olsaydım sıradan bir şekilde istifa ederdim. O zaman kullanmadığım bu hakkı, bu dönem kullanırdım."
“İnsanın boğazına kadar tepilmez, insan kusar. Bu gidişata dur demek gerekiyordu. Kendim zarar görebilirim ama benden sonrakilerin önünü açacağımıza inanıyorum. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” diye bir deyim var. Kız burada gelin Ankara'da" diyerek de birilerine çok kızdığını haykırdı.
Haklılık yönü fazla, ancak ne olursa olsun ‘kol kırılır yen içinde kalır’ diyerek partisinde kalmalıydı. İçindeki CHP sevgisini sildi mi? CHP için bütün zorluklara karşı göğüs gören Şenel’in bu sevgiyi bir anda söküp atması mümkün değil.
Birilerine kızsa da bence hala kalbindeki CHP sevgisinin bittiğini söyleyemem. Ama bu ‘pireye kızıp yorganı yakmak’ anlamı taşır. Veya ben öyle değerlendiriyorum.
Kendisinin 3’sıra adayı olduğu dönemde de mutlaka birileri ‘üçüncü sıra benim hakkımdı’ diyerek kendisine tepki göstermiştir.
Bugün kendisinin gösterdiği tepkiyi vaktiyle birileri de göstermiştir. Ancak partisinden istifa ettiklerini hatırlamıyorum.
Yukarıda da belirttim. CHP üçüncü milletvekilini çok az bir oyla kaybedecek olursa Muharrem Şenel’in hiç mi içi sızlamayacak?
Yoksa ’işte benim gücümü görün. Beni listeye yazmadınız. Ben de sizi bir milletvekilinden ettim mi?’ diyecek.
Bazen insanların içi acıyabilir. Bakın Erman Gölet’e. Bir yıl önceki belediye seçimlerinde CHP’den aday gösterilmiş olsaydı bugün Kazım Kurt’un koltuğunda oturuyor olacaktı. Ama kızgınlığına rağmen partisinden istifa etmedi.
Keşke Muharrem Şenel olarak sizde üzüntünüzü içinize atıp yola devam etmeyi tercih etseydiniz. 2019’da yapılacak seçimlerde liste de yer alma ihtimaliniz daha yüksek olurdu.
CHP’yi bölersiniz. Ne kadar oy alacağınızı kestiremem. Ama alacağınız oyların büyük bölümü de CHP’nin küskünlerinden gelecektir.
Yola çıktınız. Bu saatten sonra geri dönülmez. Ancak ben sizin yerinize olsam, acılarımın üzerine tuz basarım. CHP’yi bölmemek adına yapılması gereken neyse onu yaparım. Kız 2019’da büyük ihtimalle olmayacak. Ama gelin Ankara’da o makamda oturmaya devam edecek.
Bu hesabı yapmalıydınız.