Çakırözer'e önerimiz

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, ES TV'de yayınlanan Açıkça'da Ali Baş ve Meltem Karakaş'ın sorularını yanıtladı. Biz Eskişehir'den baktığımız zaman Çakırözer'i kentin sorunlarını çözmeye çalışan, STK'larla dirsek temasına önem veren ve partisi içinde sevilen bir kişi olarak görüyoruz. Yanlış değil elbette. Ancak Ankara'dan bakan birisi Çakırözer'in dış politika konusunda son derece etkili bir parlamenter olduğunu görüyor. Çakırözer Açıkça'da yaptığı açıklamalarda konuyu Eskişehir'deki savunma sanayinin giderek ciddi bir pazar kaybı yaşadığına getirdi. Başta TEİ olmak üzere Eskişehirli savunma ve havacılık sektörlerinin sürekli ihracat kaybı yaşadığını belirten Utku Çakırözer'i ihracat rakamları da doğruluyor. Eskişehir'imizin ve dolayısıyla ülkemizin bu ekonomik kayıpları yaşamasının nedeni S – 400 krizi... Bilindiği gibi Sovyet – Rus teknolojisine dayanan ve uzmanlar tarafından, "Çok iyi" olarak nitelendirilen S – 400'ler alınmadan önce de ciddi uluslar arası sıkıntılara neden olmuştu. NATO ülkeleri ve özellikle de Amerika bu füzeleri almamız durumunda bir takım bedeller ödeyeceğimizi söylemişti. O yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımız Amerika ile böyle bir kriz yaşanmasının, AK Parti'nin oylarını artıracağını düşünmüş olacak ki, krizi tırmandırmıştı. Anketlerde AK Parti'nin oyları arttıkça, daha sert kelimeler kullanmaya başlamıştı. "Eyyy Amerika!"lar, "Sen kimsin ya hu!"lar havalarda uçuşuyordu. Şimdi süt dökmüş kediye döndük... S – 400'leri aldığımızın üzerinden iki sene geçti ve füzelerin jelatinlerini bile sıyırmadık. Öyle karton kutuları üzerlerinde, bir köşede duruyorlar. Arada depoda odun sobası filan yaksınlar da nemi alsın; füzeler durduk yere küflenmesin. Çünkü Amerika bize kükrüyor ve biz parasını çatır çatır bastırdığımız bu füzeleri depodan çıkartmaya bile korkuyoruz. Şimdi hükûmetimiz madem ki S – 400 füzesi aldı, bunu neden kullanmıyoruz? Madem S – 400 füzesini kullanmayacaktık; o zaman neden satın aldık? Madem ki S – 400 satın aldığımız için bedel ödüyoruz, neden bedel ödediğimiz füzeyi kullanmıyoruz? Madem ki yeni bedeller ödemekten korkuyoruz; o zaman ne meneme bu füzeleri aldık? Benim bir önerim var aslında. Eskişehir'de Havacılık Müzesi var. Buraya S – 400'leri getirelim. Selfie çektiren turistlerden kelle başına 1 lira alalım. Hem füzeler bir işe yarar, hem de para toplarız. Sayın Çakırözer TBMM'de gündeme getirebilir bu konuyu. Toplanan paralar mı? O iş kolay; mesela Alpu Yolu'nu yaptırırız o paralarla...

Eskişehir için önemli bir kayıp
Eskişehir'in en önemli düşün insanlarından biri olan Ahmet Atuk'u kaybettik. Kendisiyle kısa bir süre çalışma ayrıcalığını yakalamıştım. Ahmet Atuk iyi bir araştırmacı ve çok iyi bir arşivciydi. Ancak bütün bunların ötesinde çok iyi bir insandı. Acı ve zamansız kaybının, ailesi üzerinde yaratacağı etkiyi tahmin edebiliyorum. Atuk'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.

Bu feryadın sonu hayır değil
Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek, şu koskoca Eskişehir'de yerinde olmak istemeyeceğiniz birinci kişidir. Bir tarafta omuzlarında Eskişehirspor'un ağırlığı var. Bir tarafta da parasızlık var. Hani "Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana" demiş ya Âşık Mahsuni Şerif; işte o lafa Eskişehirspor kadar yakışan yoktur. Mehmet Şimşek ve arkadaşları bu ağırlığın altında giderek iki büklüm oluyorlar. Şimşek son olarak "Bizim direnecek gücümüz kalmadı" diyerek isyan etti. Laf aramızda Şimşek ve arkadaşlarının bir müddet daha direnebileceklerini tahmin ediyorum. Ancak her fâninin bir dayanma sınırı var. Camia olarak yönetimin arkasında duramıyoruz. Yönetimin bu feryadına kulak vermek lazım. Bu feryat hayra âlâmet değil. Şunu bir an olsun aklımızdan çıkartmayalım; bundan iyi yönetimi çok zor buluruz.

Öyle Sarhoş Olsam ki!..
Tanju Okan'ın en sevdiğim şarkılarından biridir "Öyle Sarhoş Olsam ki!" Zaten ne varsa eskilerde var. Şarkıda aşk acısı çeken Tanju Okan, iyice sarhoş olup, geçmişi ve acılarını unutmayı temenni eder. Sanırım pek çok erkeğin bu şarkıda kendinden bulabileceği bir şey vardır. Her neyse... Bu şarkı son zamlardan sonra başka bir anlam taşımaya başladı. Sevgili Hükûmetimiz öyle zamlar yaptı ki, iki kadeh bir şeyler içmek zengin işi oldu. Hele ki sarhoş olup, bir şeyleri unutacak kadar sarhoş olabilmek için, sağlam bir mirasa konmak gerekiyor. Bir an için içki ve sigaraya yapılan zamları "İdeojik" veya "Halk sağlığını düşünmek" olarak nitelendirsek de, bu durum tuvalet kağıdına veya ne bileyim – mesela – beyaz peynire yapılan zamları açıklamıyor. İğneden ipliğe kadar yapılan zamlar, artık çok can yakmaya başladı. Hükûmet eğer ki bir kere daha seçilip, ülkemize hizmet etmek istiyorsa, şu hayat pahalılığı işini çözmeli. Dost acı söylermiş; önümüzdeki seçimleri, "Bunlar Ayasofya'da içki içtiler" edebiyatıyla kazanma şansınız yok. Ya ekonomi düzelecek, ya da birileri öyle bir seçim hezimeti yaşayacak ki, bu dersi ne kadar sarhoş olurlarsa olsunlar unutamayacaklar.