Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, enerji verimliliği ve sürdürülebilir enerji kaynakları konusunda çalışmalarına devam ediyor. Son olarak Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olan Ayşe Ünlüce, binalarda enerji verimliliğini artırarak, 4 buçuk milyon dolarlık bir tasarruf yaptıklarını açıkladı. Yaklaşık 24 milyon liralık bu tasarrufu gerçekleştirenlerin elleri dert görmesin. O parada tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır çünkü... Belediyecilik mevcut kaynakları en akılcı şekilde kullanmayı gerektirir. Önümüzdeki süreçte bu konunun önemini daha iyi anlayacağız. Zira belediyelerin masrafı neredeyse ikiye katlanırken, hükümetten aldıkları bütçe yüzde 30 oranında azaltıldı. Allah'a şükür muhteşem bir sarayımız var Ankara'da. Bir ucundan öbür ucuna yürümeye kalksanız, öğlen yemeği için mola vermeniz gerekir. Buna Marmaris'te yazlık saray, Bitlis'te dağ sarayı ve göklerde salınan uçan saray da eklendi. İtibarızım göklerde anlayacağınız. Fakat vatandaşın da sorunları bulunuyor. Belediyeler o sorunların bir kısmını çözmekle mükellefler. Üstelik tasarruf etmezlerse, akla bile gelmeyen yeni sorunlarla da karşılaşabilirler. Mesela bir zamanlar
Odunpazarı'nın işçileri maaşlarını bile alamıyordu. Garibanlar maaşlarının yarısını iki ay geç aldıkları zaman birbirlerine sarılıp, göz yaşları içinde hallerine şükrediyordu. Çünkü üç, hattâ dört aylık gecikmelerle maaş aldıkları oluyordu. Allah muhafaza yine o karanlık günlere dönmeyelim. Bunun yolu da har vurup harman savurmamaktan, rantiyecilerin değil, milletin belediyeciliğini yapmaktan geçer.
En güzelini Doğan yaptı
Partiler birbiri ardına aday tanıtım toplantıları yapıp, seçim bildirgeleri yayınlıyor. Bu arada rica ediyorum; şu seçim bildirgelerine Allah aşkına manifesto demeyin. Türkçesi varkan, neden gavurcasını kullanıyoruz? Daha mı havalı oluyor manifesto demek? Her neyse... Önce AK Parti, daha sonra CHP ve en sonunda da İYİ Parti düzenledikleri törenlerle adaylarını tanıttı. Maalesef üç gündür hasta döşek yattığım için İYİ Parti'nin tanıtım toplantısına katılamadım. Şu grip virüsü, sağlam bir dayak yemiş gibi yere serdi beni... Açık konuşmak gerekirse, partilerin tanıtım toplantılarına bakarak, seçim sonuçlarına ilişkin kehânetlerde bulunulacağını düşünmüyorum. Bu tip toplantılar, eski zamanlardan kalan seçim çalışmaları. AK Parti'nin aday tanıtım toplantısı kalabalık ve coşkuluydu. CHP'ninki ise biraz daha derli toplu ve coşkuluydu. Fakat buraya bakarak "CHP işi bitirmiş ağbi" diyemem. Siz o tanıtım toplantılarına katılanların sıradan vatandaşlar olduğunu mu zannediyorsunuz? Hepsi partilerin şu yada bu şekilde üyeleri ve delegeleri... Bu toplantılar dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan gövde gösterileridir.
Üstelik söz konusu gövde gösterileriyle rakip partileri de korkutamazsınız. Sadece kendi kendinize "Çok iyi toplartı yaptık, ama hakikaten süper bir toplantıydı. Şimdi rakiplerimiz düşünsün" der, bir anlamda kendi kendinizi kandırırsınız. Bana kalırsa en akılcı işi Odunpazarı Belediye Başkan adayı Volkan Doğan yaptı. Sayın Doğan – diğer adaylar gibi – 5 yıldızlı bir otel ayarlayıp, oluk oluk para harcayarak seçim bildirgesini açıklayabilirdi. Mavi ve kırmızı lazerler birbirini keserken, dumanların arasından bir mehdi gibi çıkabilirdi. Kafasından aşağı yaldızlı konfetiler atılır, dâvudî sesli bir sunucu, "Geliyoooorrrr!" diye böğürerek kendisini tanıtabilirdi. Fakat bunu yapmak yerine annesinin elini öperek ve aile efradını toplayarak bir toplantı düzenledi. Üstelik harika bir farkındalık yaratmayı da başardı. Muhtemelen ciddi bir tasarruf da yapmıştır. Şimdi o tasarruf ettiği parayla, başka seçim çalışmalarına ağırlık verebilir. Politikacıların yeni, akılcı ve hesaplı çalışmalar yapması gerekiyor. Bunun için de etraflarında profesyonel iletişimcileri çalıştırmaları lazım. Merak etmesinler, o seçim ekibine verecekleri parayı, kat be kat çıkarırlar...