Her Pazartesi hazırladığımız
‘Vaziyet’ sayfasında Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir Organize Sanayi Bölgesine ilişkin bir önerisini kaleme almıştım.
Neydi o öneri?
Sanayinin mevcut alanının büyütülmesi ve özellikle kuzeye doğru genişletilmesi.
Tabi Büyükerşen, EOSB Başkanı Nadir Küpeli’ye bu öneriyi sunarken, Büyükşehir Belediyesi’nin de her türlü desteği vereceğine vurgu yaptı.
*
Bunun üzerine Nadir Küpeli’yle görüştük.
Küpeli, Yılmaz Büyükerşen’in önerisi dolayısıyla oldukça mutlu olduklarını ifade ederek sözlerine başladı ve şöyle devam etti:
“Büyükerşen Hoca’mızın önerisine kulak verdik. Bununla birlikte derhal 11 milyon 900 bin m2’lik (Bin 190 hektar) bir öneri alanı meydana getirdik. Bu alan OSB’den Sevinç Mahallesine doğru uzanan bir alan. Ardından Büyükşehir Belediyesine müracaatımızı yaptık ve onay bekliyoruz. Belediyemizin onayının ardından ufak tefek prosedürler kalıyor sadece.”
*
Yukarıda okuduklarımızdan anlıyoruz ki Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir sanayisinin büyümesi anlamında ciddi bir adım atıyor.
EOSB Başkanı Nadir Küpeli de bu adıma,
iki adım atarak karşılık veriyor.
Sonuçta ortaya, Eskişehir’in kalkınmasına katkıda bulunacak somut bir proje çıkıyor.
Ve yine şunu da net bir biçimde söylemek gerekir ki…
Uzun yıllardır ilk defa, Büyükşehir Belediyesi ile OSB, ciddi bir konuda uzlaştı ve ortaklık sağladı.
Bu gelişme, demokrasi ve uzlaşma kültürünün kentimizde gelişimi açısından oldukça
heyecan verici bir gelişme.
*
Tabi Küpeli’yle sadece OSB’nin büyümesini konuşmadık.
Dikkat çeken bir projesi daha var Küpeli’nin.
Nedir o?
Eskişehir’de Serbest Bölge!
Küpeli, Türkiye’de birçok örneği bulunan Serbest Bölge düşüncesini, yine Yılmaz Büyükerşen’e de anlatmış. Büyükerşen de destek vermeye hazır olduğunu belirtmiş. Bununla birlikte Küpeli ekip arkadaşlarına talimat vererek Serbest Bölge üzerinde çalışma yapmalarını istemiş.
*
Evet…
Küpeli’yle yaptığımız görüşmeyi sizlere aktardım.
Bu görüşmeye göre Eskişehir, OSB öncülüğünde ve Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle nur topu gibi iki projeye sahip olacak.
Birincisi, OSB’nin büyütülmesi.
İkincisi ise Serbest Bölge.
*
NOT 1: Serbest Bölgeyi biraz anlatalım. Ekonomi Bakanlığından aldığım bilgiye göre genel olarak Serbest Bölgeler; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı
, sanayi ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanabilir. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda Serbest Bölgelerin kurulması ve işletilmesindeki temel amaçlar; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek olarak sıralanmıştır. Bulundukları ülke ekonomilerine sağladıkları katkıların yanında, esnek ve çağdaş idari yapılarıyla dış ticarete yönelmek isteyen firmalara modern ve gelişmiş bir yatırım ortamı sağlayan Serbest Bölgeler, lojistik merkezler olarak ülkemizde de önemlerini artırmaktadırlar.
*
NOT 2: Türkiye’deki Serbest Bölge’ler şunlar: Adana-Yumurtalık Serbest Bölge, Antalya Serbest Bölge, Avrupa Serbest Bölge, Bursa Serbest Bölge, Denizli Serbest Bölge, Ege Serbest Bölge, Gaziantep Serbest Bölge, İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölge, İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölge, İstanbul Trakya Serbest Bölge, İzmir Serbest Bölge, Kayseri Serbest Bölge
, Kocaeli Serbest Bölge, Mersin Serbest Bölge, Rize Serbest Bölge, Samsun Serbest Bölge, Trabzon Serbest Bölge, Tübitak Mam Teknoloji Serbest Bölge.
Cemal Okan Yüksel’in akıbeti?
24 Haziran erken seçimlerinin açıklanmasıyla birlikte, CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel kanadında ciddi bir sessizlik hakim oldu.
Yüksel için genel olarak, “Bu dönem işi bitti, milletvekili olamaz” yorumları yapıldı.
*
Derken…
Bir anda öğrendik ki…
Cemal Okan Yüksel, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı olarak atanmış.
*
Biliyorsunuz…
Partilerde birçok konuda başdanışman vardır.
Ekonomi başdanışmanı, dış ilişkiler başdanışmanı, hukuk başdanışmanı vesaire…
Peki ya Cemal Okan Yüksel?
Sadece başdanışman.
Herhangi bir alanı yok.
Bu durumu şöyle yorumlayanlar var: Cemal Okan Yüksel, Kemal Kılıçdaroğlu’yla yakın çalışacak. Diğer danışmanların üstünde olacak.
Ancak şöyle yorumlayanlar da var: Cemal Okan Yüksel milletvekili yapılmayacak, o nedenle susturmak ve ilerleyen süreçte geri almak üzere içi boş bir danışmanlık verildi.
*
Her iki görüşe de, olay sıcak olduğu için hak vermemek olanaksız. Ancak hangisinin doğru olduğunu görebilmemiz için zaman gerekiyor.
Başdanışman dediğin kişi, milletvekili adayı yapılmasa dahi, CHP’nin seçim ve parti politikalarının belirleyicileri arasındadır.
Ağırlığı çoktur.
İller bazında raporlama yapar, örgütler ile belediye başkanlarını inceler, milletvekili adaylıkları sürecinde görüş dahi bildirir.
Uzun yıllar da bu başdanışmanlık görevini sürdürür.
Bakalım...
Böyle mi olacak ya da tam tersi mi?
Bekleyip göreceğiz…
Rabia Akman meselesi…
Sinan Özkar’dan boşalan CHP İl Başkanlığı koltuğuna Rabia Akman oturmuştu.
Bununla birlikte parti kamuoyunda çeşitli
tartışmalar da başladı.
Bizi arayan birçok partili, Akman’ın o göreve getiriliş biçiminin hoş olmadığını ifade etti.
*
Şimdi ne o tartışmaları ne de Akman’ın göreve getirilişinin detaylarını yazmayacağım.
Çünkü yazmaya gerek dahi duymuyorum.
Niye?
İlki, bu ve bunun gibi tartışmalar, CHP’nin
kronik bir hastalığı haline geldi, yani alıştık, yani kimsenin tahmin edemeyeceği tartışmalar değil.
İkincisi, Türkiye, ciddi bir seçim sürecinde, bizlerin böyle
basit konularla kaybedeceği vakti yok.
Üçüncüsü, Eskişehir’de zaten CHP örgütü denen bir yapıdan söz edilemez.
Örgütü de, seçimleri de yöneten belediyelerdir.
O nedenle Rabia Akman meselesine pek takılmamak lazım.
Bırakın biraz da o hevesini alsın!..
Çok şey isteyen belediye başkanı!
Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı, politikayı iyi bilen, yerinde ve cesur çıkışlarıyla tanınan bir belediye başkanı.
Şanlı, kişisel Facebook hesabından milletvekili adaylıklarına ilişkin yine
çarpıcı bir açıklama yapmış ve kendine göre bir milletvekilinin nasıl olması gerektiğini yazmış.
Ben de bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum ve Şanlı’nın paylaşımının altına imzamı attığımı vurguluyorum
*
İşte Şanlı’nın o paylaşımı:
“NASIL BİR MİLLETVEKİLİ İSTİYORUM?
- Halkın dertlerini kendi derdi gibi gören milletvekili istiyorum.
- 24 saat telefonu açık, arayan, telefona geri dönüş yapan bir milletvekili istiyorum.
- Sadece şehir merkezlerinde değil, en ücra köydeki eli tezek kokan teyzenin elini öpen, alnından ter akan amcanın boynuna sarılan bir milletvekili istiyorum.
- Cenaze evinde ağlayan, düğün evinde oynayan bir milletvekili istiyorum.
- Vizyonu olan, her yörenin özelliklerine göre proje üreten, sorunları tespit edip çözüm üreten, sokaktaki dilenciden bile fikir alan bir milletvekili istiyorum.
- Milletvekili makamını kendi çıkarı için değil, halkın çıkarı için kullanan, ihale peşinde koşmayan bir milletvekili istiyorum.
- Kendini güç odağı sananların eteklerine yapışarak değil, gücünü halktan alan ve halkla beraber olan milletvekili istiyorum.
- Halka yalan söyleyen değil, doğruları söyleyen milletvekili istiyorum.
- Ve milletvekili adayı belirleyecek genel merkez yöneticilerine de çağrım, ahbap çavuş ilişkilerine dayanarak değil, halkta karşılığı olanları milletvekili adayı göstermelerini istiyorum.”
*
Bu Erdal Şanlı da çok şey istiyor be kardeşim!