Baştan belirteyim. Bu yazı Büyükerşen’i övmek değil Ak Parti cephesinin aynı şeyler yaparak farklı sonuç beklememesi için bir tespit yazısıdır. Sonuna kadar okursanız hemfikir olacağımıza eminim.
Baştan belirteyim. Bu yazı Büyükerşen’i övmek değil Ak Parti cephesinin aynı şeyler yaparak farklı sonuç beklememesi için bir tespit yazısıdır. Sonuna kadar okursanız hemfikir olacağımıza eminim.
Eskişehir’de aslında siyaset üstü bir yapı ve tarzda olmasına rağmen siyasi arenada en çok muhalefet yapılan isimlerin başında Yılmaz Büyükerşen geliyor.
Partiler üstü diyorum çünkü hemen her partiden oy alır. Söylemleri ve parti ilişkileri fanatizm derecesinde değildir. Baskın karakterlidir ve liderliğini her dem hissettirir.
Bu yüzden siyaseten kendi partilerinde olmadığı için Yılmaz Hocayı eleştirenlerin birçoğu eminim sandıkta onu tercih edecek kadar gizli hayranıdır. O yüzden genel seçimde CHP Eskişehir’de 170 bin oy alırken Yılmaz Hoca Eskişehir’den 300 bin oy alır.
Ak Parti ve MHP genel seçimde ittifak ile 4 vekil çıkarırken, yerel seçimde eldeki belediyeleri bile kaybeder.
Objektif olacaksak çoğumuz biliriz ki Büyükerşen ister DSP, ister CHP, ister İyi Parti hatta abartmıyorum AK Partiden aday olsun kimsenin hayır diyemeyeceği bir şekilde seçim kazanabilecek tek isimdir.
Buraya kadar hemfikir isek devam edelim.
Yıllardır yıkılamayan tek kale gibi olduğu için Ak Parti kurmayları sürekli CHP yerine Büyükerşen’e odaklanmış ve defalarca kavga etmişlerdir.
Bazen kapısına siyah çelenk bırakılmış, bazen ekibine şafak operasyonları yapılmış bazen karşısına onun gibi akademik ünvanlı adaylar çıkartılmış ama Hoca hepsinden galip çıkmıştır.
Yılmaz hoca ayakta kalmış ama onunla ağır kavga eden isimler hem Eskişehir hem de siyasi arenada hatırlanmayacak kadar etkisiz bir pozisyona düşmüştür.
Hatta o klişe sözde olduğu gibi “öldürmeyen yara güçlendirmiştir”
Ve bu tür sert muhalefetin, kavganın doruğa çıktığı her seçim döneminde Yılmaz Büyükerşen’e oy verenlerin sayısı artış göstermiştir.
Çünkü o kavgalar insanların sahiplenme duygusunu diğer eleştirilerin önüne geçirmiş ve Hocamızı Yedirmeyiz diye gönül bağı ile bağlı oldukları ve vefa duydukları Büyükerşen’e sahip çıkmışlardır.
Peki, bu değerlendirmeleri neden uzun uzun yazma gereği hissettim biliyor musunuz?
Ak Parti geçtiğimiz günlerde kongre sürecini tamamladı ve yeni bir döneme başladı.
2023 seçimleri ya da erken seçime bu kadrolarla yürüyecekler. Ve İl Başkanı Zihni Çalışkan bu dönem yenilediği kadrosu ile geçmişten farklı bir tarz ve üslup ile ilerleyeceklerine dair güçlü sinyaller veriyor.
Şayet bu düstur eyleme dökülürse 2023 seçimlerindeki hava başka bir yönde olabilir. Ancak kongreden önceki süreçte olduğu gibi daha hırpani, Hoca ve kurmayları ile sürekli yüksek perdeden kavga ederek ilerlenecek ise seçim sonucunun yine aynı kapıya çıkacağı kanaatindeyim.
Mesela hoca 20 yıldır iktidar da derseniz, Ak Parti kaç yıldır görevde diye sorarlar…
Mesela yaş konusundan eleştirirseniz hem edebi açıdan eksi yazar hem de yaşın sadece bir rakam olduğunu tecrübe edeceğiniz başka örnekler görürsünüz.
Mesela yapılan tüm hizmetleri heykel, opera, tiyatro diye basite indirger ve ısıtıp ısıtıp bunu dile getirirseniz Ak Parti zihniyeti kültür ve sanata düşman gibi bir algıyı yıkamazsınız.
İletişimin en üçlü öğretilerinden biridir. Eleştiri üslubu ve şekli eleştirdiğiniz konuda haklı ve haksız olmanızdan daha önemlidir.
Farzı misal çok sevdiğiniz bir arkadaşınız bazı konularda hata yaptı ya da eksikleri var veya bazı konularda anlaşamadınız ve kavga ederek küstünüz. Hatta yıllardır görüşmüyorsunuz diyelim.
Birinin ona karşı saldırdığını ya da yüklendiğini duyduğunuz an yerinizde durabilir misiniz? İ Hemen gider sahip çıkarsınız değil mi?
İşte Eskişehir insanı da bunu yapıyor. Küskün bile olsa birileri fazla yüklenirse hemen koşup Hocasına sarılıyor. Çünkü Yılmaz Hocayı seviyor ve sevgi haklı haksız diye şart koşmadan desteklemektir. Bu da insani bir davranıştır.
Aslında bunu en iyi Ak Partililerin anlaması lazım. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’a ya da Süleyman Soylu gibi partinin kurmay isimlerinden birine karşı dışarıdan haklı eleştiriler gelse dahi nasıl sahipleniyorlar?
Veya Eskişehir’de teşkilat vekiller gibi ayrı düşse dahi dışarıdan birileri Nabi Hocaya yüklense tüm teşkilat bir olmaz mı?
Umarım dediklerimden doğru mesaj alınmıştır.
Ben Ak Parti’de olsaydım ve siyaset yapsaydım tüm samimiyetimle söylüyorum ki Hoca ile kavga etmek bir yana, her gün hocaya teşekkür eder ve emin olun şehrin en iddialı adayı olurdum.