Ali Baş yazdı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eskişehir ziyaretinin yankıları sürüyor. Kılıçdaroğlu “Hocam Eskişehir’i size teslim ediyoruz” cümlesi üzerinde pek çok yorum yapıldı…
Genel olarak yorumlar, “Odunpazarı, Tepebaşı, tüm ilçe belediye başkan adayları ile meclis üyelerini” Büyükerşen’in belirleyeceği yönünde ağırlık kazanıyor…
Ya da bu yönde Büyükerşen teşvik ediliyor…
Oysa Büyükerşen’i tanıyanlar “ortak akla” ne kadar önem verdiğini bilir. Bir önceki seçimler bunun en önemli göstergesidir. Büyükerşen, “kazanan takımı bozmaktan yana olmadığını” düşünüyorum…
Metropol ilçe belediye başkanlıklarını belli konularda uyardığı doğrudur…
İlçe başkanları Büyükerşen’le ters düşüp, yaptığı yanlış işler de olmuştur.
Büyükerşen’in uyarılarına kimi zaman “kulak asmadıkları” kendi bildiklerinde “ısrar etmeleri” nedeniyle krize neden oldukları da vardır…
Ancak tüm bunlar genel olarak Büyükerşen’in Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’tan vazgeçeceği anlamına gelmez…
Büyükerşen’in yetkisi büyüktür ancak sorumluluğu da Eskişehir halkına karşı bir o kadar büyümüştür…
İşte bu yüzden “Büyükerşen kazanan takımı bozmaz” diyorum!
KARAGÖZ
HACİVAT
VE İBİŞ!
Geleneksel kukla tiyatromuzun en önemli karakterleri Hacivat ve Karagöz'dür...
Bir de ibiş vardır...
İlk bakışta ibiş ile Hacivat ve Karagöz birbirine benzetilir. Oysa farklıdır.
Karagöz ve Hacivat, daha zordur.
Zorluğu bu kukla oyununda mutlaka edebi bir tartışma olması gerekir. Mizah unsuru Hacivat ve Karagöz'ün birbirine sadece laflarla yenmesine dayalıdır.
En önemli özelliği ise senaryonun bir zeka ürünü olmasıdır.
Karagöz ve Hacivat birbirlerini yenebilmek için sürekli bir karşı plan kurarlar. Kısacası, oyunun bir felsefesi vardır.
Sonucu her zaman merak edilir.
Peki ibiş öyle midir?
İbişlik farklıdır.
İbiş'te Hacivat ve Karagöz'ün zekası asla yoktur.
Ne konuştuğunu çoğu zaman bilmez...
Boş konuşur ve çoğu kez sakardır.
Düşer, kalkar, elbiseleri yırtılır. Fazla zeka parıltısı göremezsiniz.
İbiş oyununda kuklalar zekalarıyla birbirine yenmez. Tam aksine yaptıkları tek iş birbirlerini rezil etmektir. Bu yüzden ibiş oyununu çocuklar ve yaşlılar daha çok sever. Çünkü sürekli gülmek ve düşünmek istememektedir.
...
Hayatın içinde sürekli birileriyle yarıştığını sanan insanlar var.
Bu nedenle dikkatli olunmalı...
Sizi bir oyunun içine çekebilirler. Siz oyunun Hacivat-Karagöz oyunu olduğunu sanırsınız. Sonra bir bakarsınız ki, "İbiş" oyunundasınız.
Hem ibiş olursunuz, hem rezil!
KESİKBAŞ’IN HOCAYA SAYGISI!
Dün Eskişehir Sanayi Odası (ESO)’na gittik. Her Çarşamba olduğu gibi yoğun bur kalabalık…
Bilmeyenler için tekrar yazayım, her hafta mini bir fuar düzenleniyor. Bu hafta Eskişehir’in Tekstil, Kâğıt, Mukavva, Ambalaj ve Mobilya İmalat Sanayi sektörlerinin temsilcileri vardı…
Başkan Celalettin Kesikbaş’la da kısa bir sohbetimiz oldu…
Konu malum son günlerde Kesikbaş ile Büyükerşen sanki “karşı karşıya” geliyorlarmış gibi bir izlenim ortaya çıkmıştı…
Kesikbaş:
-Hocamıza sevgi ve saygımız var, dedi…
Daha sonra da ESGİAD’ın yeni binasının açılışında söylediği sözlerle ilgili:
-Aniden gelişti! Orada gençler vardı onlara söyledim!
Kesikbaş’ın söylediklerinden anladığım “jurassic park söylemleriyle” özellikle birini işaret etmemiş!
Ama şehrin batısına kurulacak olan yeni OSB’ler konusunda geri adım yok!
BAŞKA İSİMLER DE VAR!
Hüsnü Petek tam 28 yıldır Deliklitaş muhtarı…
Kendisine saygımız büyüktür…
Muhtarlık binasının önüne bir tabela asmış…
Petek diyor ki, “Mevcut belediye başkanımız ve partili adayların dışında komşularımızın şehrimizde belediye başkanı olmasını istediği isim ve önerilerini” bu tabelada gösterdik…
Kimlerin ismi yok ki:
Erol Tabanca, Rüştü Bozkurt, Ali Eldem, Gürdal Abacı, Nedim Ünal…
Hüsnü Petek, “başka isimlerde var aynı isimlerin etrafında dönüp durmayın” diyor…
Hakkı var…
Ama birileri de çıkıp “hüsnü bey 28 yıldır muhtarlık yapıyorsunuz artık yerinizi yeni isimlere bıraksanız” derse nasıl bir yanıt verecek. Komşular bir de “yeni muhtar adaylarının” isimlerini yazsa da onu da görsek!
GÜNÜN SÖZÜ!
Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok. Sartre