Büyükerşen'in kitabında işaretli sayfalar!

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, yönetim kurulu ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti… Sosyal medyada gördük fotoğrafları…

8 Aralık 2020 09:52
A
a
Sütiş Eskişehir
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, yönetim kurulu ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti…
Sosyal medyada gördük fotoğrafları…
Daha sonra da ESO, kısa bir basın bülteni geçti! Ayrıntı, Başkan Büyükerşen’in “Zamanı durduran saat” isimli kitabını sanayicilere imzalamasıydı
Büyükerşen’in kitabını daha önce ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş ile konuşmuştuk…
Kesikbaş, kitabı iki kez okuduğunu söyledi…
Eskişehir’in tarihini ve geleceğini merak edenler için Zamanı durduran saat kitabı gerçekten de bir başucu kitabı ve Eskişehir’in şifrelerini orada bulmak mümkün…
Kesikbaş’a sordum, kitabın hangi bölümlerini daha dikkatli okudun!
-Hepsini ama altını çizdiğim bölümler var?
-Nereleri?
-Sanayi ve Göç ile ilgili bölümleri…
Kesikbaş’ın altını çizip işaretlediği yerleri bende bir kez daha okudum. Sanayicilere belki de yeni bir bakış açısı kazandıracak bölümler bulunuyor.
Okumayanların da okumasında yarar var!
 

ANADOLU’NUN İLK SANAYİLEŞEN ŞEHRİ ESKİŞEHİR!

Kesikbaş’ın işaretlediği bölümlerden biri de sayfa 451’deki sanayi ile ilgili bölüm. Büyükerşen şu görüşlere yer vermiş:
-Demiryolu bir çok yerden geçiyor ama Eskişehir’e bir hediye bırakıp geçiyor. Almanlar trenin bakım ve onarım işleri için Eskişehir’i seçiyor. Cer atölyesi kuruyorlar. Cer atölyesi Eskişehir’in talihini değiştiriyor. Eskişehir bir sanayi şehri olmanın ilk adımlarını atıyor. Yeni çağ dedim, yani sanayi çağı. Ekonominin ana damarı Ziraat değil artık, sanayi. Sosyal dokuyu sanayi şekillendiriyor. Yeni ekonomi  de yeni sosyoloji de sanayinin üzerinde yükselecek. Anadolu’nun ilk sanayileşen şehri de Eskişehir…
-Cer atölyesi ile başlayan süreç, Cumhuriyetin ilk yıllarında hızlanıyor. Taşıma kolay, ulaşım kolay. Cumhuriyet Eskişehir’e tayyare fabrikası kuruyor, basma fabrikası kuruyor, şeker fabrikası kuruyor, çimento fabrikası kuruyor. Size bütün bunlar kolay geliyor. Şimdi akşamdan sabaha fabrika kuruluyor ama  biz her kurulan fabrikayla gurur duyarak büyüdük. Bizim çocukluğumuzda bir ülke için bir tek fabrika yapmak bile büyük meseleydi.
 

GÖÇ ALMAYAN YER ŞEHİR OLMAZ!

Kesikbaş’ın altını çizdiği not aldığı, bölümlerden biri de Göç ile ilgili…
Zamanı Durduran saat kitabının 455. Sayfasında Büyükerşen şöyle diyor “Belediyeler göçten korkmamalı
Bu başlığın altında ise şu görüşlere yer veriyor:
-Göçle kavga etmemem hemen hemen herkesi şaşırtıyor. Neden? Çünkü göçü öcü gibi gösterenlere çok alışığız biz. İşler yolunda gitmiyor mu mazeret göçtür. Türkiye’de yıllarca herkes “Göç olmasa şehirleri ne güzel idare edecektim” dedi durdu. Göç olmazsa şehir olur mu? Olmaz! Göç almayan yer şehir olmaz! Olsa olsa büyük bir kasaba olur! Göç alacaksın, aldığın göçü şehirleştireceksin. Şehir yeni imkanlar üretecek. O imkanlar başka insanları çekecek. Çiçek arıyı nasıl çekiyorsa öyle çekecek. Kendi yaşadığı yerde sıkışmış olan dinamik, heyecanlı, iddialı insanları çekecek. Oradan buradan birbirine benzemeyen insanlar gelecek. Hepsi şehirde birbirlerine temas edecekler. Farklılıkları görecekler. Şehre farklılıklarını getirip hediye edecekler yani. Şehir çeşitlenecek, çiçeklenecek bir bakıma. Yeni arılar çekecek. Bir yer böyle şehir olur.
 

ALPU’YU DA KONUŞTULAR!

ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, Başkan Yardımcıları Fatih Düş, Sinan Özeçoğlu Yönetim Kurulu üyesi Gürhan Albayrak, kısa süre önce Büyükerşen’i ziyaret etti…
Sanayi Odası yöneticileri ile Başkan Büyükerşen, oldukça uzun sayılabilecek bir sohbet gerçekleştirmiş…
Kesikbaş’a konuşulanları sordum…
-Eskişehir’in her konusunu görüştüklerini söyledi
Ardından da “Hocamız Eskişehir’in önemli bir değeri her ay düzenli olarak, bir araya gelmeyi planladık” diyor…
Alpu, konusunu soruyorum…
-Konuştunuz mu?
-Konuştuk!
“Konuştunuz mu” sorusu aslında bir karar aldınız mı sorusudur…
-Hocaya kendimiz aklımızdakini anlattık! Araya aracılar falan girdi mi, istediklerimizi tam olarak ifade edemiyoruz. Alpu konusunda da fikir alış verişinde bulunduk…
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Hasan 9 Aralık 2020 13:12

Aksine.... keşke göç almasaydık.Şehrin yapısı bozuldu.

0 0 Cevap Yaz
Etme hoca 8 Aralık 2020 16:20

Ne demek göç almayan şehire şehir denmez ? Sen bari yapma hoca, burnumuzun dibi istanbula bak ne hale geldi göç ala ala ? 82 milyon Türkiyenin, yaklaşık 20 milyonu İstanbulda. Nerdeyse dörtte bir nüfus, öyle bir kalabalık ki, depremlerde toplu ölümler kaçınılmaz olacak, trafik zaten allak bullak, işsizlik hat safhada, suç oranları yüksek, çarpık kentleşme desen var. Yarın Eskişehir de böyle olursa ne olacak ? Önemli olan iç göçün durdurulması ve vatandaşlara tüm şehirlerin öncelikle iş imkanı sunarak cazip hale getirilmesidir. Ekonominin, sanayinin bile merkezi istanbul oldu. Herkesi bir yerde toplamakla bu iş olmaz, turizm için gelen yine gelsin ama dediğim gibi önce tüm şehirler cazip hale getirilmeli insanlara. Mesela yerel ve genel yönetim niye batman, aydın, siirt, hatay, sivas, kırşehir, bolu, yozgat ve diğer şehirler değilde, sadece markalaşmış şehirleri cazip hale getiriyor. Bu resmen 81 ili türk toprağı sayıp, şehirler arası ayrımcı bir politika yürütmektir. Bu yanlıştır..

2 7 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi