Saray tarafından 1 Temmuz 2021'de yayınlanan bir ferman ile tasarruf tedbireri ilan edildi.
Saray tarafından 1 Temmuz 2021'de yayınlanan bir ferman ile tasarruf tedbireri ilan edildi. Buna göre Saray yönetimi, yani resmi adıyla Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Dairesi ve Meclis Genel Sekreterliği istisna, bütün kurum ve kuruluşların harcama yetkileri kısıtlanıyor. Özetlemek gerekirse Saray "tam gaz" yoluna devam edecek, ancak belediyeler, 100 metre asfalt yapamayacak. Çünkü Saray'ın kesin emri var; Yassah!.. Tasarruf tedbirleri fermanından "Reaya" olarak rahatsızız. Çünkü bu tedbirler efendimizin çevresindeki kişilerin aldığı 10 – 11'er maaşta tasarruf uygulanmasını buyurmuyor. Mesela Belediyelerin asfalt almasını yasaklıyor. Yine Saray-ı Hümâyun'un "Makbul Müteahhitleri" ballı ihaleleri alırken, biz kullara ise askıdan ekmek almak kalıyor. Birileri tanesi 12 milyon liralık makam araçlarından 100 tane alırken, resmi daireler 100 kuruşa bir gazete alamıyor. Velhasılı kelam biz kullara yine kemer sıkmak emri veriliyor. Son olarak Belediye Meclisi'nde konuşan ve içinde bulunduğumuz felaketleri açıklayan Yılmaz Büyükerşen'in BBP lideriyle yaşadığı bir anısı var ki, üzerinden yıllar geçse de unutulmayacaktır muhtemelen. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici Günyüzülü bir siyasetçi. Kendi köyüne giden yolların yamandığını, ancak bunun yerine belediyenin yola asfalt dökmesinin daha doğru olacağını söylüyor. Bunu da bizzat Yılmaz Büyükerşen'in yüzüne karşı söylüyor. Aslında Genel Başkan haklı. Ancak Sayın Destici de çok iyi biliyor ki, bugün Türkiye'de basit bir köy yolunu bile tamir etmenin önünde, muazzam bir engel bulunuyor; Saray... Evet yanlış okumadınız, Saray belediyelerin bir asfalt yol yapmasına bile müsaade etmiyor. Durum tam olarak budur Türkiye'de. Aslında Saray Rejimi'nin ne olduğunu, Sayın Destici de çok iyi biliyor. Nitekim Yılmaz Büyükerşen, "Asfalt alamam. Çünkü yasak! Tayyip Erdoğan yasakladı. İzin vermiyor" dediği zaman Mustafa Destici şaşırmıyor. Ancak yine de küçük bir umutla Yılmaz Büyükerşen'e soruyor, "Yahu istisnası vardır" diye bir umut kırıntısı arıyor. İşte o zaman da Yılmaz Büyükerşen cevabı yapıştırıyor, "Evet istisnası var. Ancak o istisna Köşktür. Ona serbest. Her türlü harcamayı yapabilir. Siyaseten söylemiyorum. Kendisinin, (Kendisinin derken, Erdoğan'ı kast ediyor) söylediklerini tekrar ediyorum..." Bu cevap üzerine ülkesini seven bir siyasetçi olan Mustafa Destici'nin çok üzüldüğünü tahmin edebilirim. Nitekim Mustafa Destici, muhtemelen üzüntüden yüreği kan ağlayarak, "Bir tek Saray mı bu tasarruftan istisna?" diye soruyor. O zaman da Yılmaz Büyükerşen, "Valla bilemem. Bunun yorumunu da size bırakıyorum Sayın Destici. Bunu da bilmiş olun" ifadelerinde bulunuyor. Evet... İşte durum tam olarak bu. Sayın Mustafa Destici'nin de, biz efendisinin kullarının da bu durumu bilmesi gerekiyor. Saray istisna, hepimizin porsiyonlarını küçültmesi gerekiyor. Ki saraydakiler büyük porsiyonlarla yemeye devam edebilsin...
Boş verme; Oy ver!..
ES TV ekranlarında yayınlanan Günaydın Eskişehir'de Odunpazarı Meclis Üyesi ve Eskişehir Balkan Göçmenleri Derneği Başkan Yardımcısı Kadir Kodak'ı ağırladık. Konumuz ise bu pazar günü yapılacak seçimlerdi. 11 Temmuz'da gerçekleştirilecek Bulgaristan Genel Seçimleri bizleri çok ilgilendiriyor. Daha önce 4 Nisan'da genel seçimler yapılmıştı. Bu seçimlerde Hak ve Özgürlükler Hareketi oyların yüzde 10,4'ünü alarak parlamentoda 30 milletvekili çıkartmıştı. Türklerin partisi olarak bilinen HÖH, şimdi yapılacak seçimlerde daha büyük başarılar elde etmeyi hedefliyor. İktidar partisi GERB ile arası iyi olan HÖH, vekil sayısını artırırsa, ikili bir koalisyonda görev alabilir. Hedef her iki partinin 240 saldalyeli mecliste salt çoğunluğu sağlaması. Bu seçimlerin Eskişehir'i ilgilendiren kısmıysa, kentimizde Bulgaristan seçimlerinde oy kullanabilecek yaklaşık 3 bin çifte vatandaşın bulunması. 4 Nisan seçimlerinde ilimizde toplam 540 kişi oy kullanmıştı. Neredeyse toplam seçmenin yüzde 17'si... Bu çok düşük bir oran. Eskişehir'deki bütün çifte vatandaş olan seçmenlere seslenmeyi bir görev kabul ediyoruz. Hangi partiye oy verirseniz verin, ancak Bulgaristan seçimlerini boş vermeyin, pazar günü şehit atalarımızın kanı hürmetine gidip oy verin...
Srebrenitsa unutulmadı
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gerçekleştirilen en önemli katliamlardan biri olan Srebrenitsa katliamı, unutulmadı. 1995 yılında Sırp Ordusu ve "Akrepler" adı verilen paramiliter katilleri tarafından Srebrenitsa kasabasında 8 bin 500 müslüman acımazısca katledilmişti. Takip eden katliamlarla birlikte tam 90 bin Müslüman acımasızca ve işkencelerle ve ırza tecavüzlerle öldürülmüştü. Ölenlere "insan" olarak bakmak, biz Türkler'e mahsus. Ancak Türk veya Müslümanlar öldürüldüğü zaman Avrupalı "uygar" dostlarımız, başlarını öbür tarafa çeviriveriyor. Nitekim Srebrenitsa katliamını bölgedeki Hollanda piyade taburu – çok rahat – engelleyebilirdi. Ancak ölenlerin müslüman olması işleri değiştirdi. "Alt tarafı Müslüman" olarak gördükleri insanlar için riske girmediler. Hoş; sevgili Müslüman Arap dostlarımız da ölenler Boşnak ve Türk olunca pek aldırış etmedi. Nitekim daha sonraki dönemin Başbakanı Bülent Ecevit petrol zengini Arap ülkelerini tek tek dolaşıp, yıllık petrol üretimini bir kaç varil kısmalarını, böylece Avrupa Birliği'ne baskı yapmalarını önermişti. Ancak kazandıkları çil çil petrol gelirlerini sayan Arap şeyhleri, hiç oralı olmamışlardı. Son olarak Eskişehir Rumeli Balkan Kültür ve Dayanışma Derneği Srebrenitsa Katliamı’nın 26'ıncı yıldönümünde yaşamını yitirenlerin anısına Valilik Meydanında tören düzenledi. ERBALDER Başkanı Neziha Bilen ve dernek üyeleri yakalarında mavi kelebekler ile yaşamını yitirenlerin anısında 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirerek anıta çelenk bıraktı. "Srebrenitsa katliamı uydurmadır" diyen Sırp lider Milorad Dodik'in hatıra pulunun bastırıldığı bir memlekette, ERBALDER'deki gibi vatansever insanları görmek bizi ayrıca sevindiriyor.