Büyükerşen'in Cumhurbaşkanı olması için

CHP'li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı sıklıkla bir araya geliyor. Son toplantının adresi olan kentimizde İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek hâriç, bütün başkanlar bir araya gelerek bir ortak bildiri yayınladılar. Bildiride daha ziyade ekonomik kriz ve mülteci krizine vurgu yapıldı. Ancak çok iddialı ve gündem sarsacak bir basın açıklaması okumadık.

Toplantıda gözler üç isim üzerine çevrilmişti. Adları sıklıkla Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçen üç isim; İstanbul'dan Ekrem İmamoğlu, Ankaralı Mansur Yavaş ve Eskişehirli Yılmaz Büyükerşen.

Ben her üç ismin de adaylım şansının azaldığını düşünüyorum. Bu kişilerin Cumhurbaşkanı olmaları için öncelikle seçim kazanmaları gerekiyor. Seçimi kazanabilmek için de 6'lı masadan aday olarak gösterilmeleri gerekiyor. 6'lı masadan onay alabilmek için de öncelikle kendi partileri tarafından aday olarak gösterilmeleri gerekiyor. İşte sıkıntı da burada. Çünkü CHP'nin başında Kemal Kılıçdaroğlu var ve adaylığı kimseye kaptırmak niyetinde değil.

Dikkatinizi çekti mi bilmem; CHP bir ara "Erken seçim mitingleri" düzenlemeye başlamıştı. İlki Mersin'de yapılan bu mitinglerin devamı gelmedi. Halbu ki Mersin mitingi bir hayli başarılı olmuştu. Kılıçdaroğlu erken seçim istemiyor; Seçimden korktuğu için değil, zamanın kendi lehlerine işlediğini düşündüğü için. Kılıçdaroğlu istiyor ki kriz iyice derinleşsin ki CHP seçimde ceketini aday gösterse seçilecek kıvama gelsin. Halkın kendisini seçmesi için başka şansının olmadığının o da farkında.

Belli ki Millet İttifakı için önümüzdeki en zor süreç, aday belirleme süreci olacak. Bekleyip göreceğiz...

Eskişehir'de 3 gelişme

Eskişehirspor'da üç önemli gelişme peş peşe geldi. Birincisi Mehmet Şimşek ve arkadaşlarının güven tazelemesiydi. Muhtemelen kulüp kurulduğundan bu yana en karanlık dönemi geçiriyoruz ve bu dönemde Mehmet Şimşek ve arkadaşları başarılı oldular. Bundan sonra da başarılı olacaklarına inanıyorum. Yeter ki camia olarak kenetlenelim.

Diğer önemli gelişme ise kulüp yönetiminin şirketleşme için yetki almış olması. Yıllardır spor kulüplerinin şirketleşmemesinin zararlarından bahsederiz. Tabii şirketleşmek öyle mucizeler yaratacak bir gelişme değil. Kaldı ki Eskişehirspor gibi borcu tavan yapmış takımların şirketleşmesi de hiç kolay olmuyor. Ancak yine de "Başlamak işin yarısıdır" diyelim.

Üçüncü gelişme ise Spor Bakanı Kasapoğlu'nun tesisleşme konusunda Eskişehir'e yardımcı olacaklarını açıklaması. Belli ki bu konuda AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan mesai harcamış. Kendisi  ayrı bir teşekkürü hak ediyor.

Bu sene 3'üncü ligde düşme korkusu yaşayacağımızı zannetmiyorum. Ancak transfer tahtası açılmadan şampiyonluğa oynamamız da hayal. Belli ki 3'üncü ligin orta karar takımlarından biri olacağız. Bir kaç sene daha sabır etmemiz gerekiyor. Ancak unutmayalım ki sabrın sonu selamettir.