Büyükerşen ile Dönmez’in ‘kongre’ görüşleri örtüşüyor!

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP’deki kongre sürecine ilişkin ne demişti?

Özetle şunu: İl ve ilçe başkan adayı olmak isteyenlerin, milletvekilliği ya da belediye başkan adaylığı gibi hedefleri olmamalıdır. Parti üyeleri ile delegeler, il ve ilçe başkan adaylarının böyle hedeflerinin olup olmadığına dikkat etmeliler ve ona göre tavır almalılardır.

*

AK Parti’nin de, tıpkı CHP gibi kongre süreci başladı…

Aday olmak istediği düşünülen birçok isim parti kamuoyunda tartışılıyor.

Zihni Çalışkan gibi, Dündar Ünlü gibi, Fikret Dönmez gibi, Volkan Doğan gibi, İbrahim Yılmaz Kaynarca gibi, Burhan Sakallı gibi…

*

Yukarıda saydığım isimlerden olan AK Parti’nin eski İl Başkanı Fikret Dönmez’le ES TV’de buluştuk.

Partisi ile ilgili birçok konu hakkında açıklamalarda bulunan Dönmez’in il ve ilçe başkanlarına ilişkin görüşü, Yılmaz Büyükerşen’in görüşüyle birebir örtüşüyor!

*

Diyor ki Fikret Dönmez:

TEŞKİLATIN MORALİ BOZULUYOR

“İl ya da ilçe başkanları, bence, görevi başındayken milletvekili ya da belediye başkan adaylığı gibi bir hedef koymamalı. Bu sıkıntı oluşturuyor. Şimdi siz il başkanısınız, ilçe başkanısınız ya da beldenizde belde başkanısınız. Göreviniz bu. Ama siz oraya odaklanırsanız -milletvekili ve belediye başkan adaylığına- görevi de kötüye kullanmış gibi bir imaj oluşturursunuz. İl ya da ilçe başkanları, böyle bir beklenti içinde olup da aday olamadığı zaman, bu sefer teşkilatın da morali bozuluyor. Çünkü teşkilatta inanıyor, yöneticilerinin aday olacağına. Bu durum partimize fayda sağlamıyor.”

*

Bu ifadelerden de anlaşılıyor ki Dönmez, il ve ilçe başkanlığı anlamında Büyükerşen’le tıpatıp aynı görüşleri taşıyor.

*

Tabii söz konusu ifadelerden anlaşılan bir şey daha var.

Dönmez, Tepebaşı İlçe Başkanlığından Tepebaşı Belediye Başkan Adaylığına ulaşan ve son anda adaylıktan alınan İbrahim Yılmaz Kaynarca ile Odunpazarı İlçe Başkanlığından Odunpazarı Belediye Başkan Adaylığına uzanan Volkan Doğan’ın doğru yapmadıklarını, partiye faydalı bir tavır sergilemediklerini düşünüyor.

*

Anlaşılan başka bir unsur da şu: Dönmez, kongre sürecinin sonunda partisi tarafından il başkanı yapılırsa, şahsına dönük milletvekili ya da belediye başkan adaylığı yönünde çalışma yürütmeyecek; milletvekili ve belediye başkan adaylığı için doğru isim arayışına girecek.

*

Yazımın bir bölümünde, Yılmaz Büyükerşen’le Fikret Dönmez’in il ve ilçe başkanlıklarına ilişkin görüşlerinin birebir örtüştüğünü ifade etmiştim ya…

Aslında bu fikir birlikteliği yıllar öncesine dayanıyor!

‘Bunu da nereden çıkardın’ diye soranlara, şöyle cevap vereyim.

*

Hafızalarınızı tazeleyin…

Fikret Dönmez’e, 2009’da, sosyal demokrat bir partinin Odunpazarı Belediye Başkan adaylığı teklif edilmiş ancak Dönmez bu teklifi reddetmişti.

Hangi partiden bahsediyorum?

DSP’den!

Teklif eden kim?

Yılmaz Büyükerşen!

Nerede teklif ediyor?

Arif Ergün’ün evinde!

*

İşte, Fikret Dönmez, o teklifi şöyle anlatıyor:

ADAY OLSAYDIM KAZANIRDIM

“Oradaki adaylık teklifini kabul etmeyince, Yılmaz Hoca çok mantıklı ve hoşgörüyle karşıladı. Kabul etseydim ne olurdu? O zaman belki de o ekibin içinde Odunpazarı belediye başkanı bendim. Siyasi olarak da hayatımız aktif olarak devam edecekti. Belediyeye ya da bir başka yere yine aday olabilirdim. Ben AK Parti’den başka bir partiye geçmenin bana yakışmayacağını düşünüyorum. Kendi karakterim bunu kabul etmediği için, Yılmaz Hoca’nın teklifini geri çevirdim. Ben AK Partiliyim. Ama o zaman kabul etseydim ne olurdu? Kabul etseydim… Biliyorsunuz Yılmaz Hoca o zaman yüzde birlik bir partideydi ve hem Tepebaşı’nı hem Büyükşehir’i kazanmışlardı. Ben de Odunpazarı’na yüzde birlik partiden aday olsaydım, partime ihanet etmiş olurdum. Benim kişiliğim ve kimliğim buna müsaade etmez. Ha, aday olsaydım kazandırdım. Yılmaz Büyükerşen kazandıktan sonra, DSP’den CHP’ye katılmıştı. Ben de kazandıktan sonra kendi partim olan AK Parti’ye dönerdim. Ve siyaseti ikbal olarak görseydim bunu zaten kabul ederdim. Ama öyle görmüyorum.”

*

Şimdi anlatabildim mi, Yılmaz Büyükerşen’le Fikret Dönmez’in arasındaki siyasi nezakete dayanan güçlü iletişimi…

*

 O günlerde Dönmez, Büyükerşen’in teklifini kabul etseydi, belki de bugün bambaşka bir siyasi gündemimiz olabilirdi; daha olumlu ya da daha olumsuz…